Maktule katilin yükünü taşıtmak
Çiğdem Sidar Ceylan
19 yaşında genç bir kız, sesi titreyerek ve ağlayarak, kelimenin tam anlamıyla, çığlığını duyurmaya çalışıyor. İçinde boğulduğu çaresizlikle yardım istiyor.
Çektiği ve sosyal medyada yayınladığı videonun her anında, hareketleri, mimikleri, titreyen ses tonu ve kelimeleriyle, yaklaştığı, daha doğru ifadeyle, itildiği sondan kurtulmak için yalvarıyor.
Cinsel saldırıdan dolandırıcılığa, şantajdan tehdide türlü türlü suçların kurbanı olmuş bir genç kız. Tecavüze uğradım diyor ve videoya çektiler, ellerinde çıplak fotoğraflarım var diyor. Ve kaçak köçek de değil nasıl tuzağa düşürüldüğünü de açık açık anlatıyor.
19 yaşındaki bir genç kızın, onca utanç verici hadiseyi anlatmak zorunda kalması, onda ömür boyunca atlatamayacağı travmalara sebep olacağını bilmek için uzman olmaya gerek var mı?
Baş yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde diyen bir toplumda, kimliğini saklama gereği duymadan tüm olanları anlatmak zorunda kalmasını neye yorarsınız?
Çaresizlik.
Yetkili kurumlardan umudunu kesen onlarca kurbanın, ilk çare olarak aklına gelenin, artık sosyal medya olması ne kadar acı ama değil mi?
Niye onca kurban sosyal ağlar üzerinden kendi paylaşımları ya da tanıdıklarının paylaşımlarıyla afişe olmadan gerekli merciler harekete geçmez.
Niye ölmeden öldürülmeden, tecavüze, istismara uğramadan, gerekli önlemler alınmaz ve sorumlular bulunup cezalandırılmaz.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, konuyla ilgili bir açıklama yapmış ve demiş ki "Kızımıza yönelik güvenlik ve koruma tedbirlerinin alınması sağlanmıştır. Kızımız devletimizin koruması altındadır."
Neden vatandaş görüp, göstermeden, devlet görüp de duymaz? Neden o genç kız, tüm medya araçlarından yaşadıklarını anlatmak ve yalvarmak zorunda bırakılır? Bütün hayatı boyunca katlanmak zorunda kalacağı sonuçları düşünebilen yetkili bir merci var mı?
Peki ya bunu yapamayanlar. Yaşadıklarını içine gömüp, karanlık köşelere gizlenen kurbanlar. Herkes o kız gibi cesur olmayabilir. Olmaz da. Neden mi?
Çünkü hala İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Latif Aydemir gibi "Hanımlarımızı, kadınlarımızı tenzih ediyorum ama bir kısmı bayanlar olmak üzere erkeklerin de çoğunda öldüren kadar ölenler de suçludur." Deyip onun gibi düşünen binler belki de milyonlarla beraber aynı coğrafyada yaşıyoruz.
Neyse ki Aydemir, görevinden istifa etti de içinde bulunduğu meclisi, az da olsa akladı.
Belki yine sosyal medya ve tepkiler olmasa. Bir sonraki oturumda tecavüz eden kadar, tecavüze uğrayan da, çalan kadar çaldıran da suçlu deyip, mazluma zalimin yükünü taşıtmaya devam edecekti.
Yine sosyal medya ve ttler olmasa, Batman'da 8 yaşındaki Şeyma, evinin önünde ipe asılı bulunan ve intihar ettiği yalanıyla, kim bilir korunan hangi suçluların kurbanı olarak asılı bulunduğu evde bırakılacaktı.
Ve bir hayat daha acı bir sonla haberlere düşecekti.
Neyseki Şeyma'nın aileden alınarak koruma altına alındığı haberi geldi de 3. Sayfadan kurtardık Şeyma'yı.