Çiğdem Sidar Ceylan

Kim ahlaksız kim megaloman

15.05.2025 09:11
Haber Detay Image

İlk kez uygulanmaya başlandığında KMS kısaltmasıyla dillendiriliyordu. Sanılanın aksine ilk memuriyet sınavı KPSS adıyla 2002 yılında değil, 1998 yılında KMS adıyla yapılıyordu. Yani Kamu Memuriyet Sınavı. O zaman ülke ANASOL-D olarak adlandırılan bir koalisyon hükümetiyle yönetiliyordu.

ANASOL-D Hükûmeti, 1997 - 1999 yılları arasında görev yapan, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi koalisyonunun oluşturduğu bir hükümetti ve tüm olumsuzluklarıyla beraber memlekete kazandırdığı en önemli uygulama memuriyet sınavıydı.

İlk kez yoksulu, garibanı, kimsesizi, "hamili yakınımdır" kartları olmaksızın, torpil aramaksızın, kendi çabası ve emeğiyle memur olma imkânına kavuşmuş ve birçoğu emeği ve başarısıyla memur olabilmişti. Kamuya sınavla memur alımını Bülent Ecevit'in başlattığı kabul ediliyor ki onun hanesine artı olarak yazılmıştı.

Sonra 2002 yılında sınavın adı değişti, KPSS'ye dönüştü ama keşke dönüşen bir tek o olsaydı. Bir tek o değişmedi. Siyasetçiler ellerindeki en büyük kozun ki buna kısaca kadro deniyor, ellerinden alındığını düşünüyor olacaktı ki vatandaşı yeniden kapısında el pençe divan, hazırolda bekletmek istediklerinden, yüklü paralara kadroları ve "hamili yakınımdır" kartlarını satmak istediklerinden yazılı memuriyet sınavını kaldıramasalar da yanına sözlü sınavı, yani başımızın belası 'mülakatı' koydular.

Başlarda kısmi olarak bazı kadrolarda yapılan mülakatlar, gittikçe yaygınlaştı ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra olmazsa olmaza dönüştürüldü.

Ve bununla beraber, günden güne mülakat mağdurları arttıkça arttı. Memur adayları, KPSS'den en yüksek puanı alsa da daha düşük puanlı, siyasetçi yakınları, mülakatta, bazen satın aldıkları yüksek puanlarla, altında kaldıkları, yazılıdan yüksek puanlı adayların, üstüne çıkarıldı.

Seçim dönemi gelip çatınca da yarattığı mağduriyetin farkında olanlar, o mağduriyetleri gidermeyi seçim vaatleri arasına koyup meydanlarda oy istedi ama oyları aldıktan sonra eski tas eski hamam düzeni devam ettirdi.

Şimdi düşünün ki bu mağdurlardan birisiniz ve aldığınız yüksek KPSS puanıyla öğretmen olarak sizi atamalarını beklerken atanmak ne, anca salondan atılabiliyorsunuz. Hem de hakaret, aşağılama ve terörist suçlamasıyla.

Atanmayı beklerken hakaretlerle salondan atılan Felsefe Öğretmeni Özkan Özdemir ne demişti?

"Bizler mülakat mağduru öğretmenler olarak kapınızda bekledik. Bizimle yüzleşmek yerine toplumu, kamuoyunu algılarla manipüle ettiniz. Bizler mülakat zulmünde acı çektik. Kar demeden, boran demeden kapınızda bekledik."

Bakan Tekin ne cevap verdi?

"Megaloman, terbiyesiz, ahlaksız, sabotajcı, terörist! Ne tür yapılarla, hangi tür terör örgütleriyle nasıl bir ilişkisi olduğu istihbarat raporlarıyla ortaya çıkmış"

Ondan sonra gelin eğitimde şiddetle mücadeleyi konuşalım, öğretmenlerimize saygıyı konuşalım olur mu?

Yazarın Tüm Yazıları

title