Kadının yeni sığınağı: Sosyal Medya
Çiğdem Sidar Ceylan
Sosyal medyayı her şeyin günah keçisi olarak görüp, eleştirsek, yargılasak yerin dibine de soksak bazen, oluşturduğu kamuoyu baskısı olarak yargı mercilerini adaleti sağlamak için itici güç olabiliyor. İşte öyle zamanlarda iyi ki sosyal medya diyebiliyor insan.
Maalesef, kadına yönelik şiddet günden güne artarken üç gün önce İstanbul gibi en güzide şehrimizin Beyoğlu'nda suç dosyası her türlü suçla bezenmiş bir kötülük koleksiyoncusu, bir sapık ve yancısı uluorta genç bir kadına tecavüze kalkışabiliyor.
Sokakta önce takip ettikleri sonra taciz edip ardından tecavüz etmeye kalktıkları genç kadın çığlık atınca etraftaki duyarlı vatandaşlar olaya müdahale edip kadını başına gelecek çirkinliklerden kurtarıyor ve iki şahsı olay yerinden uzaklaştırabiliyor.
Tabi kadına yönelik her şiddet olayında olduğu gibi kurbanı, olaydan sorumlu tutmak isteyenler ki bunlar ekseriyetle erkek de olsa aynı yorumda buluşan kendinin düşmanı kadınlar da var. Medyaya yansıyan görüntülerin detaylarından abuk subuk yorumlar yapanlar da çıkacak muhakkak. Kimi o saatte o kadının dışarıda ne işi var diyecek, kimi de öyle giyinirsen böyle olur diye saçma sapan konuşacak. Onları kendi sapkın düşüncelerine ve ateşlerine terk etmek belki de en doğrusu olacaktır.
Olay yerinde iki şahsın, kadını ellerinden kurtarıp tepki gösteren vatandaşlara, kendini savunmak için söyledikleri ise trajikomik ve absürtlüğün zirvesi desem yanlış olmaz herhalde. Ki kadının o saldırıyla ilgili şikayetçi olmaması da o absürtlüğün ikinci perdesi olarak karşımıza çıkıyor.
Sapığın "amcamın kızı" deyip vatandaşın tepkisine karşı, yaptığını ve kendini savunmaya kalkması, kirli kokuşmuş bakış açımız ve zihniyetimizin bariz bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Babayı geçtim, abiyi de geçtim, hadi amcayı da geçtim, kadının, amcaoğlunun namus bekçiliğine hapsedildiği ve akabinde yine kendi tarafından namusuna göz dikildiği bir sapkınlık olabilir mi? Örnekte görüldüğü üzere maalesef oluyor.
Oraya gelmeden önce, derdest edilip ifadeleri alındıktan sonra; Semir T.'nin "cinsel saldırı", "mukavemet", "uyuşturucu madde kullanma, "gasp" suçlarından Ömer K.'nın ise "cinsel saldırı", "kasten yaralama", "mukavemet", "otodan hırsızlık" gibi tüm suç koleksiyonlarına rağmen serbest bırakılması ise adalet ve kurumlarının kadını kapattığı çaresizlikten başka nedir ki?
Neyse ki olay görüntülerdeki tüm açıklığıyla medyaya ve özellikle sosyal ağlara yansıyıp viral olunca, kadına yönelik bu sapkınlığın sorumluları yeniden gözaltına alındı.
Ceza alırlar mı? Cezaları ne olur? Onu bilemem belki olay birkaç gün sonra unutulup yerini sıradaki bir diğer sapkınlığa bırakınca öncekiler gündemden de çıkar içerden de ama kadın bir türlü kadını içine kapatıldığı esaretten ve kurban kimliğinden maalesef çıkamaz.
Her ne kadar sosyal medya tepkiyi, çığ gibi büyütüp sorumluları cezalandırmak için kurumları harekete geçirse de etkisi çabuk dinen saman alevi gibi, gerekli gereksiz paylaşım gürültüsünün, kalabalığının içinde unutulup gider yine..
Ve tüm bunlar olurken tüm bunları henüz hazmedememişken, 19 yaşında bir psikopatın, 5 yıldır takıntı haline getirdiği ve hayatı ona zindan ettiği bir genç kadına ve sevgilisi olduğu iddia edilen bir diğerine yaptıkları…
Söylenecek bir şey bulamıyorum..