İltifat postunda aşağılama

Hangi topluma bakarsanız bakın, kadın ve erkek rollerinde bildik ezberler vardır. Bu ezberlerin en yaygın olanı ve değişmezi şu ki bence o da tartışılır, kadının erkekten daha zayıf yaratıldığı ve bundan dolayıdır ki her bir kadının bir erkeğin himayesine muhtaç olduğu kanaati.

Bundan dolayıdır ki dilimizde bu ezberi perçinleyen, katmerleştiren çeşitli ifadeler ve dile yapışıp kalmış cehaletlerimiz var.

Bunlardan biri övgü kılığında aşağılayıcı bir iltifat cümlesidir ki iyi, güzel, ahlaklı, başarılı bir kadın bahsi geçince, erkekler, 'Allah sahibine bağışlasın' der.

Sahibi kimdir? Eşi, sevgilisi, ya da babası.

Ya da şöyle örnekler de duymuşluğunuz vardır, 'Kadın başına ne işi var dışarda?' Hani zayıf ya kadın, hani hamisi olmadan, kendini koruması ve yaşaması mümkün değil ya.

Gecenin bir saati, kadın başına, sahibi yanında olmadan ne işi var dışarda? Neden? Çünkü her şeyde ve her yerde olduğu gibi sokakların da şehrin de mahallenin de tek hâkimi sadece erkektir ve yanında bir erkek olmadan, sahibi olmadan bir kadının her ne maksatla olursa olsun dışarda olması, kabul edilemez. Yok eğer dışarıda hele de bir başınaysa, erkeğin tacizine, tecavüzüne ve de katline uğraması, katili ve sapığı değil maktulü sorumlu kılar.

Farkında mısınız? Yukarı da bahsi geçen ve iltifat ile övgü postuna bürünmüş, masum sandığımız o ifadeler, bizi nerelere kadar götürüyor.

Birinci basamakta kadın zayıftır, ikinci basamakta kadın erkeğin himayesine muhtaçtır, üçüncü basamakta da hamisi olmadan haddini aşarsa tecavüze ya da öldürülmeye müstehaktır.

Onun içindir ki toplum ezberinde ve cinslere biçilen rollerin altında boğulup ölmekte ve öldürülmekteyiz.

İşte o ezbere düşmanlığımdandır ki o ezberi bozan en küçük hamle bile, beni mutlu ediyor ve daha da umutlandırıyor.

Kadınların her alanda üretmeye başlaması, tarımda, teknolojide, sanayide, trafikte, inşaatta varlık göstermeye başlaması birinci basamaktan başlayıp son basamağa değin, o iğrenç ezberi bozacak tek çıkar yoldur.