Önce Rabia Naz Vatan şimdi de Rojin Kabaiş. İkisinin de katili aynı kişi mi? Adı olmasa da sıfatı aynı mı: Hatırı sayılır kişi.
Ne zaman ki katiller, sapıklar, hırsızlar, hatırı sayılır kişi çemberine sığındı o zaman vay halimize. Öldüğünüzle, çaldırdığınızla, uğradığınız haksızlık, hukuksuzlukla kalırsınız.
Rabia Naz Vatan olayını daha doğrusu cinayetini birçoğunuz biliyor. Yedi yıldır babasının gayreti ve çabası olmasa o da bir çok cinayet gibi intihar süsüyle rafa kaldırılıp, toz altında boğulmuş vicdanlarımızda unutulacaktı.
Henüz 11 yaşında hayattan koparılan Rabia 12 Nisan 2018'de Giresun'un Eynesil ilçesindeki evlerinin önünde yaralı halde bulununca önce kaza dediler sonra intihar diye polis kayıtlarına geçildi.
Olay, bir gazeteci tarafından sosyal medyada paylaşılınca ulusal gündeme taşındı. Belli kimseler, hatırı sayılır zatlar babanın mücadelesinden korkmuş olmalı ki hakkında davacı olup onu akıl hastanesine yatırdılar. 1 yıl 8 ay hapis cezası verdiler ama baba vazgeçmedi.
Oysa ki sadece kızının, korunan hatırı sayılır katilini arıyordu. Baba uğrdığı haksızlığı Anayasa Mahkemesine taşıdı. Anayasa mahkemesi olaydan tam 7 yıl sonra babayı haklı buldu ama hak diye 350 bin lira tazminat ödemeyi uygun buldu.
Mahkeme, soruşturma sürecindeki kayıtsızlık ve düzensizlikleri nedeniyle (meslekte yeni ve tecrübesiz olduklarını gözeterek) "uyarma" şeklinde disiplin cezası verdi. Yani aslında kimse suçluyu korumaya çalışmamıştı. Kimse de hatırı sayılır kişiyi kollamaya, korumaya, gizlemeye, kurtarmaya çalışmamıştı. Sadece, arkadaşlar meslekte yeni ve tecrübesizdi.
Baba çıktı ve "Biz tazminat istemiyoruz beyefendiler, biz katillerin yargılanmasını istiyoruz" dedi. BU savcıya uyarı, polise kınama ve bir günlük maaştan kesme ile geçiştirilemezdi.
Babanın mücadelesi devam ediyor.
Şimdi onun yanına bir baba daha katıldı. Rojin Kabaiş'in babası.
Geçen yıl, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1'inci sınıfta okurken, 27 Eylül'de kaybolan ve 15 Kasım'da Van gölünün kıyısında cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş de hatırı sayılır bir sapık katilin kurbanı mı?
Rojin olayında da aynı şekilde başta intihar denilerek olayın dosyası Adli Tıp Kurumunun eksik ya da yanlış olduğu iddia edilen raporlarla kapatılmaya çalışılmış, baba mücadelesinden vazgeçmeyince yeni bulgular ve iki erkeğe ait olduğu söylenen yeni deliller ortaya çıktı.
İnsan düşünmeden edemiyor. Kime inanacağız, kime güveneceğiz? Katili değil kurbanı ve yakınlarını cezalandırmaya devam mı edeceğiz.
Hortumcuyu değil, hortumcuyu şikayet edeni mi cezalandıracağız?
Bu kadar mı kirlendik, o bulandırdığımız suda kalmaya devam ettikçe daha da kirlenecek, zehirlenecek ve bir gün gelip boğulacağız.
Ne için? Hatırı sayılır katilleri korumak için mi?









