Geçmiş olsun demekle geçmiyor

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

23.04.2025 11:55

Sadece İstanbul değil tüm ülkenin yüreği ağzına geldi. Kolay değil, orta diye tanımlanan 6,2 şiddetindeki depremin merkezi İstanbul olunca, sadece İstanbul değil Türkiye'nin neredeyse her ilinden insanların bir yakınına ev sahipliği yapan bir metropol kentten bahsediyoruz.

Neyse ki korkulan olmadı elbette hasarlı binalar var elbette travma boyutunda bir korku hepimize çöreklendi ama Maraş ve Hatay'da, yakın zamanda yaşadığımız o felaketi henüz unutmamış ve yaralarını henüz saramamışken buna şükretmemek nankörlük olur.

Elbette kaçınılmaz olarak yine yalan yanlış, doğru, belki abartılı yorumlarla ekranlarda, yerinde yorumlarla kimi uzmanlar bizi bilgilendirecek, kimi de felaket tellalı ve ne kadar abartıp korkutursam o kadar isim yaparım diyenler de olacak.

Ve biz o korku sarmalında yine kime inanıp kime itimat edeceğimizi şaşıracağız. O korkuyla sağlıklı bilgiyi ararken her beş dakikada biri yaşayacağımız sarsıntı bizi sağlıklı muhakeme yapmaktan alıkoyacak birbirimizin duasına ve umuduna sarılacağız.

İstanbul, Yalova, Tekirdağ ve Kocaeli'nde eğitime ara verilmesi ve hemen uygulamaya konması ve sadece bununla yetinilmeyip, o çocukların bu korkuyla yalnız bırakılmaması adına memur ve çalışan annelerinin de izinli sayılması ince bir ayrıntı olarak takdir edilmelidir.

Depremin ardından ekranları felaket tellallarından korumak gerektiğini söylesem de maalesef bu olmayacak öyleyse kendimizi o ekranlardan korumaktan başka çaremiz yok.

Yıllardır bahsi geçse de, İstanbul'da yakın zamanda yüksek şiddette bir deprem bekleniyor dense de maalesef hala buna hazırlık anlamında yeterli tedbir alamadığımız aşikârdır. Bu da uzunca bir süre beslediği korkularımızla, ne yapmalı, nasıl yapmalı, nasıl korunmalı, sorularını bşze bolca konuşturup tartıştıracak ama bir süre sonra yine eski güvensiz rutinimize döneceğiz.

Her ne kadar kimileri, 6,2 şiddetindeki ve daha küçük ölçekli diğer depremlerin sandığımız kadar korkutucu olmadığını ve hatta bunun faylarda meydana getirdiği kırıklarla olası büyük depremin şiddeti ve olasılığını azalttığını da söylese tedbiri elden bırakmamak lazım.

Ve Allah korusun daha kötü bir olası senaryoda, bu kırıkların çoklu daha büyük depremlere zemin hazırladığını söyleyip adını bile deprem fırtınası şeklinde koyanlar var.

Deprem fırtınası ya da büyük depreme karşı, sadece deprem çantası hazırlamakla yetinmeyeceğiz herhalde. İktidarı, depreme karşı dayanıklı kentsel dönüşüm projeleri yapmaya zorlayacağız. Derme çanta binalarda yaşamaktan vazgeçip daha sağlıklı bölgelere ve belki de illere taşınmak gerekiyorsa İstanbul'a belki de soluk aldıracağız.

Tüm Türkiye'ye geçmiş olsun ama maalesef olsun demekle olmuyor ve geçmiyor.

title