Z kuşağı deyince alfabenin son harfi diye sonraki kuşağın nasıl adlandırılacağını merak etmişimdir. Bugün bir haberde karşıma çıkınca merakımı giderebildim.
Alfa kuşağı 2010 yılı ile 2025 yılı arasında doğanların oluşturduğu kuşakmış. Bir diğer adı da dijital kuşakmış.
Merak merakı doğuruyor derler ya, peki yıllarıyla kuşak sıralaması nedir diye küçük bir taramayla cevabıma ulaştım.
Sessiz kuşak (1925-1945), Bebek patlaması kuşağı (1946-1964), X kuşağı (1965-1980), Y kuşağı (Milenyum kuşağı) (1981-1996), Z kuşağı (1997-2010) ve Alfa kuşağı (Dijital kuşak) (2010-2025)'dır.
Esas dillendirmek istediğim şu ki Türkiye ve Avrupa'da yaygın bir GSM şirketi bir araştırma yapmış.
4 binden fazla gençle yapılan çalışmada hiç beklemediğim sonuçlar çıkmış ortaya. Mesela 11 -17 yaş aralığındaki bu gençlerden yüzde 77'si, 16-17 yaş aralığındakilerin ise yüzde 98, ekranla muhabbetlerini azaltmak istiyor.
İstiyor ama olmuyor. Neden derseniz. Gençleri suçlayıp durmaktansa onları ekrandan koparıp gerçek hayatla tanıştırmaya çalışıyor muyuz? Hayır. Bırak o telefonu derken bile elimizde telefona bakıyor oluyoruz. Biz yetişkiniz tabi deyip de işin içinden sıyrılmak kolay.
Gençlerin elini telefondan koparmak için alternatifleriniz var mı? Yok.
Bakın araştırma da "18 Yaşından Önce Yapılacak 18 İş" başlığıyla bir liste bile oluşturulmuş. Elbette moda mod bu listeyi paylaşıp, size tavsiye edecek değilim ama bir göz atın belki ufkunuzu açar sizin de fikirlerinizi yeşertir.
Çocuğunuz elinden telefonu bıraktığında yerine ne koymayı düşünüyorsunuz? Gözlerini telefondan aldığında neye bakmasını istiyorsunuz? Kulaklığı başından indirip kulaklarını açtığında ne duysun istiyorsunuz?
Ebeveynlerin yüzde doksanı vaziyetten dolayı endişeliymiş. O endişe sizi harekete geçiriyor mu? Hayır o endişe sizi alternatif arayışına çekiyor mu? Hayır.
Maalesef yeni kuşağın ve sonrakilerin, yeni oyuncağı o ekranlar, yeni silahı ve zehri de o ekranlar.
O zaman çocuklarınıza panzehiri venasıl korunacaklarını öğretin. Ya da ekrandan boşalttığınız elleri ve o gözleri daha iyi şeylerle doldurun.
Çünkü hayat gibi eller de boşluk kabul etmez.