Bu da oldu. Artık Cumhuriyet Savcıları, rapor olmadan yani yeterli delil olmadan, hakim karar vermeden, istrediği kişilerin malına el koyabilmekle yetkilendirildi.
Başından beri, hükümete destek ve yakınlığıyla bilinen bir ulusal gazete bile "Mülkiyet hakkında tehdit eden yetki: Savcılara 'Önce el koy sonra bakarız' yetkisi" manşetiyle çıktı.
Bunun olası sonuçlarını hesap etmeye lüzum var mı? Hani derler ya malumun ilamı olmaz diye bu da o hesap.
Siz içeride bir iş insanı iseniz, bugüne kadar yaşanan bazı hadiselere rağmen hala yatırımlarınızı dışarıya çıkarmadıysanız, bu yetkinin sonrasında da çıkarma yoluna gitmeyecekseniz size kahramanlık nişanı takarlar, ya da başka bir nişan.
Ya da dışarıda yabancı bir iş insanısınız diyelim, bir de şöyle soralım soruyu, Türkiye yatırım yapmayı hala düşünür müsünüz?
Peki, bu durumda yatırımlar azalır, işsizlik artar mı, işsizlik artar alım gücü düşer mi? Alım gücü düşer enflasyon yükselir mi?
Yükselse bile biz de yükselir hepsini sindiririz mi diyeceğiz. Yaparız, yapmadığımız şey değil.
Biz de yeriz. Değil mi ki Merkez Bankası 2026 – 2027 enflasyon beklentisini sırasıyla 16 ve 9 olarak açıklıyor ama Hazine ve Maliye Bakanlığı ise yüzde 40 faizle devlet tahvili satıyor. Nasıl hesap ama? Merkez bankasının enflasyon beklentisine dair verisi size inandırıcı geliyorsa, yüzde kırk faizle devlet tahvili almak da çok karlı gelir ne dersiniz?
Millet böylesi dönemlerde, böylesi derken umutsuzluğun dibine vurup güvence akçesi olarak elimizden geldiğince tasarruf yoluna gittiğimiz dönemleri kast ediyorum, tasarruflarını güvenli limanlara çekmeye çalışır ki en güveniliri de altın desek de altın pek oynak bu aralar.
Bir çıktı bir indi, altını olan olmayan takip ediyor, çünkü herkes biliyor ki altında sıçramalar bütün fiyatları beraberinde sıçratıyor, bir de bakıyorsunuz ki cep delik gibi yarısı düşüp gitmiş, sana bana değil başkasının cebine.
 








