Hala kabukta sıkışıp durmaktayız. Tam çıktık çıkıyoruz derken, olmadı yine kabuklarımıza dönüyoruz. Önce öğrencileri hizaya sokmak adına bir üniformaya kapattık şimdi de sıra öğretmenleri hizaya getirmekte.
Bağışlar, 600 bini bulan özel okul ücretleri, öğretmeni cinnete çağıran kalabalık sınıflar vs. derken eğitim kurumlarımızda sorun bitmez.
Hani şu meşhur sözü duymayanınız kaldıysa onları da ben kurtarayım: Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi (Eğitim Sistemi) ne güzel idare ederdim.
Kim söyledi, ne zaman söyledi, şaka mıydı yoksa bunu cidden söyleyen bir Bakan ya da idareci var mıydı?
O kısmı uzun mesele ama haklı ve trajikomik bir itiraftır.Neyse eğitimde sorun bitmez, bizim bu kafalardan da çözüm bitmez.
Başa dönüp öğretmenleri de öğrenciler gibi hizaya getirmek meselesine dönersek; velilerin önce öğrenciyi bir üniformaya kapatıp tektipleştirmeyi bu denli kanıksamasını beklemezdim dersem yeridir.
Bu ne anlama geliyor derseniz, hala kafamızın içinde askeri disiplin ve üniformasıyla hür düşünce çabamızı zapturapt altında tutmak isteyen gelen ama bir türlü gitmeyen şablonlarımız var. Bazen sözüyle atalar oluyor bu, bazen örf, anane, görenek felan..
Öğrencilerden sonra sıra öğretmenlerde. Milli Eğitim serbest kıyafet uygulamasına son verdi, önce öğrencilerde şimdi de öğretmenlerde.
Neymiş kılık kıyafet kuralları sadece bir formalite değilmiş. Neymiş peki? Eğitimin kalitesini doğrudan etkileyen unsurlardanmış. Dolaylı bile değil doğrudan.
Milli Eğitim konuyla ilgili bir genelge yayınlayıp: "Genelgede öğretmenlerden toplumsal ahlak kurallarına uygun, yapılan işin önemini ve ciddiyetini yansıtacak şekilde giyinmeleri istendi."
Toplumsal ahlak? Hani o dekolte giyindi diye bir kadına tecavüzü meşru gören ahlak mı? Hani ekmek kavgası deyip rüşvetle kadro satın alan ahlak mı? Yalan söylemeyi siyasetin gereği, çalıp çırpmayı, herkes çalıyorla meşrulaştıran ahlak mı?
Hangi toplumun çürümüş hangi ahlakı ve hangi kuralları belirleyecek, öğretmenin nasıl giyinmesi gerektiğini.
Kiminin toplumu ve ahlakı, etek boyunu dize çıkarır kiminin yerlere kadar indirir, kimi makyajı mekruh görür, kimi haram, kimi de kışkırtıcı.
Kime göre toplum ahlakına göre.
Hadi bu garabeti geçtim de merak ediyorum eğitim kalitesiyle ilk sıralarda yer alan; Finlandiya, Güney Kore, Danimarka, Hong Kong'da kılık kıyafet serbestliği eğitimi doğrudan etkilemiyor da bizimle derdi ne?
Dedim ya kabukla cebelleşip durdukça özü kuruturuz.