Ders başlıyor, fenomenler sınıfa
Çiğdem Sidar Ceylan
Eskiden blogger ya da blogspot siteleri oluyordu ve bu mecralarda içerik üretenlere blogger deniyordu.
Bir nevi köşe yazarlığı gibi. Gazetelerde ya da dergilerde köşe kapamayanların, mütevazı dünyalarında, fikir ve düşüncelerine dair yazdıklarından oluşuyordu bu siteler.
Bazen belli bir düşünce ya da sanat dalıyla ilgili bir grubun ortak kullanımıyla oluşuyor bazen de kişilerin kendi başlarına yaptıkları siteler oluyordu.
Gel zaman git zaman, görseller metinleri alt edip yenince, fotoğraf ve videolar yazılı metinlerin ve düşüncelerin önüne geçti.
Artık kimsenin uzun uzadıya bir yazıyı okumaya ne vakti kaldı ne tahammülü. Bir şiiri bile başından alıp sonuna götürebilen çok az kişi kaldı.
Tabi daha kolaydı bir fotoğrafa bakmak, kısa bir videoyu izleyip derviş edasıyla ya uzman duruşuyla hüküm vermek, ahkam kesmek ve sonra onu adımızla pazara çıkarmak.
Ondan sonra gelsin fenomenler. Önemli olanın takipçi ve beğeni sayısı olduğu bir mecra. Influencer'ı Instagrammer'ı, Youtuber'ı ve hatta, ben de yeni duydum, Celebrity'siyle ortalık nitelik ve içerikten yoksun paylaşımlarla çöplüğe döndü sanal alem.
Her zengin bebesi, eski tabiriyle meşhur, yeni ifadesiyle fenomen olmak için sokakta para ve hediye dağıtarak takipçi toplamaya başladı.
Elbette ki söz konusu mecraları verimli ve nitelikli kullananlar da oldu. Hakkını yememek lazım onların.
Özellikle ticaret ve reklam sektöründe gerçek alem ve pazarlara kıyasla ciddi bir alan açıldı. Her ne kadar yabana atılmayacak sayıda dolandırıcı da barındırsa, artık sanal alem dünyanın en büyük alışveriş pazarı olarak önümüzde büyüdü de büyüdü.
Ticaret Bakanlığı, geç de olsa bu alanda samimiyetle ticaret yapan fenomen, Influencer ya da her ne diyorsanız, işte onlara reklam eğitimi vermeye hazırlanıyor.
"Sorumlu Sosyal Medya Etkileyicileri Eğitim Programı" adı verilen ve başta 300 binden fazla takipçiye sahip sosyal medya kullanıcılarını, pazarlama iletişiminde dikkat etmeleri gereken yasal ve etik ilkelerle ilgili eğitmeye hazırlanıyor.
Geç de olsa başlanacak bu program, dijital çağın ve teknolojinin gerisinde kalmamak adına güzel bir örnek olacağa benziyor.
Elbette bu eğitim uygulamasının, tüketiciden üreticiye çok faydası olacaktır ve hatta tüketiciyi aldatılmaktan koruyacaktır.
Bunun yanı sıra kayıt dışı olarak ciddi bir finansın döndüğü sektörün kayıt altına alınıp vergilendirilmesi de ekonomiye katkı sağlayacaktır.
Umarım bu adım, diğer bakanlıklar ve bağlı kurumları da teknolojiye ve yeniliklere uyum sağlamak konusunda cesaretlendirir.