Bir Istakoz kaç makarna eder?
Çiğdem Sidar Ceylan
Her ne kadar doğrulanmasa da Fransız Kraliçesi Marie Antoniette'e atfedilen bir söz vardır. Fransız devriminden 22 yıl önce. Halk yokluk içinde, ciddi bir gıda kriziyle boğuşuyor.
Halk, yüklü miktarda harcamalarla lüks içerisinde yaşayan Kral ve Kraliçeye tepkililer. Bunun üstüne bir de una zam yapılınca ciddi bir ekmek kıtlığı yaşanmaya başlar. Halk, Kraliçenin taç giyme töreninin yapıldığı gün Versay Sarayına doğru sloganlarla yürümeye başlar. Kraliçe Antoniette saraydan kalabalığı görüp de ne oluyor diye sorar, "Ekmek bulamıyorlar" cevabını alınca.
İşte o meşhur söz kayıtlara geçer "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler"
Kimilerince, Fransız Devrimini ateşlediği düşünülen bu hadise ve sözün kaynağı, Jean-Jacques Rousseau'nun devrimden 22 yıl önce yazdığı itiraflar adlı eserine dayandırılır.
Aslında o meşhur söz, sanıldığı gibi Kraliçe Antoniette'e ait değildir. Ki eserin yazıldığı 1767 yılında, Marie Antoniette, henüz 12 yaşındadır.
Peki bu denli bariz bir yalana, ne oldu da devrimciler bu kadar sarıldı? Sözün temelinde, söyleyenin kim olduğu değil, sözün neyi temsil ettiğiydi önemli olan.
Aslında Rousseau, sözü 1740'da duyduğunu söylüyordu. Kim, nerde, niçin, söylediden ziyade sözün resmettiği, tek cümleyle, ortaya koyduğu, aristokrasinin çürümüşlüğüydü.
Ve bu devrimciler için bulunmaz bir semboldü.
İşin bir diğer örtük kalan boyutu ise, Kraliçe Antoniette'in tuttuğu günlükte ekmek kıtlığıyla ilgili "Kendi bahtsızlıklarına rağmen bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sıkı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçeği Kral da görmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, taç giydiğim günü yüz yıl bile yaşasam da hayat boyu unutmayacağım." Diye yazabilecek incelikte biri olmasıydı.
AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı'nın, Monaco'dan yaptığı bir ıstakoz paylaşımı, herkes gibi benimde aklıma Kraliçe Antoniette'i getirdi.
İnsanların enflasyonla boğuşup ekmek derdinde olduğu, makarnaya talim ettiği şu dönemde yapılacak şey değil.
Olacak şey değil demiyorum bakın, maalesef olmasını gizli saklı da olsa yaşanmasını engelleme şansımız yoksa da olanın gözümüze sokulur gibi ifşa edilip paylaşılması, yapılacak şey değil.
Bursalı'nın yaptığı şeyin, paylaşımından bir gün önce Antalya'da yaşanan teleferik faciasının unutturulma çabasıyla, büyütüldüğünü söylemesi de başka bir garabet.
Peki ya "Kamu kaynağı kullanmış değilim" demesine ne demeli.
İnsan sormadan edemiyor: Milletin vekili milletin derdinden haberdar mı?