Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne göre ahlak nedir? Bireylerin toplumda uyması gereken yazılı olmayan kurallar diye tanımlanabilir.
Peki, yazılı olmayan kurallara uymadınız diye suçlanabilir misiniz?
Ya da şuradan başlayalım: Ceza Hukukunda suçsuzluk karinesi denilen temel bir ilke var. Bu ilkeye göre, herhangi bir suç iddiası çerçevesinde, hakkında kesin ve somut deliller olmadan, kimse suçlu ilan edilemez ve cezalandırılamaz.
Şimdi bunu burada bırakıp suç ve cezada kanunilik ilkesine bakalım. Suç ve ceza kanunlarının yoruma ihtiyaç duymayacak açık ve net olması gerekiyor. Buna hukuk literatüründe suç ve cezanın belirliliği deniliyor. Bunun içindir ki ceza hukukunda kıyas yasağı vardır.
Peki tüm bunların ışığında şunu sormak icap etmez mi?
Toplumun uyması gereken yazılı olmayan kurallara, yani kavramsal ifadesiyle ahlaka, aykırı davranış ve eylemler, ceza hukukunda suç tanımına girer mi?
Soruyu burada bırakıp, soruyu aklıma düşüren bir örneğe dikkatinizi çekmek ve aynı cevap arayışına sizi de düşürmek isterim.
İzmir'de bir gece kulübünde, başı örtülü bir kadının dans ettiği daha doğrusu twerk yaptığı anlara ilişkin görüntüler sosyal medyada paylaşılınca bir tartışmanın da fitilini yaktı.
Artan tepkilerin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, dini değerlere hakaret ve müstehcenlik suçlamasıyla kadın ve arkasında duran erkek dansçıyı gözaltına aldı.
Twerk yapan kadının başında örtü olması mı eylemi, dini değerlere hakaret tanımına sokar? O zaman arabasının aynasında çeşitli dua ve ayetleri görünür biçimde asanların trafik ihlalleri de dini değerlere hakaret sayılmaz mı?
Ya da hani başı takkeli bir amcanın yere çöp atması? Aynı şekilde dini değerlere hakaret mi? Belki de camide namaz kılarken çorabı kokanlar da aynı suç tanımına girer.
Bu yaklaşım biçimi inandığınız dine hizmet mi eder.
Evet ahlaksızlık diyebilirsiniz, evet kınayabilirsiniz, evet ayıplayabilirsiniz ama yazılı herhangi bir kanuna dayandıramadığınız eylemi suç sayabilir misiniz?
Bir daha düşünün.