Dönüşmeye hazır mısın ?
Cenk Sabuncuoğlu
Mazeretlerimiz kaçışlarımızdır. İnsan istedikçe zorlarını kolay eder. Her direnç halimiz ördüğümüz duvarlarımızdır. Oysa ki sözle çalışan bilgisayar olan insanın ağzından çıkacak iki kelimeyle her şey değişebilir, dönüşebilir.
Bu iki kelime merak ettiğinize eminim, yazımın sonunda iki sihirli kelimeyi sizinle paylaşıyor olacağım. Sizi zora sokan imkansız gibi görünen hal, başladığınız anın yanlışlığından kaynaklanır. Başlangıç bitişin habercisidir. İnsan duyguyla çalışır, duygularımız bilincimizin önüne geçtikçe puslanma başlar, her zaman dediğimiz gibi zararlı olan fazlası veya azıdır. Duygunun fazlaca olma hali insanın puslanmasına vesiledir.
Puslanmak perdenin arkasından gerçekleri görüp tepki verememek, hareket edememek, konfor alanından çıkmamak ama bunlara rağmen şikayete devam etmek.
Şikayet kendini aklama yöntemidir. İnsanların kendini eksik gördükleri yanlarına bağlanma noktalarıdır. Bağlandığın yer gelişmen gereken yerdir. Geliştiğin yer en güçlü olacağın yerdir. İnsan şuurunu geliştirdikçe gerçekle gerçek olmayanı ayırt edebilir. Bir çok defa puslanmış bir camdan seyahat etmek gibi yol alır seçimler yaparız. Sonunda puslanma bittiğinde yine bir suçlu peşine düşer yaşamımızı tüketir gideriz.
Ruhsal bilinç, zihinsel algımızın, bedensel hareketliliğimizin temelidir. Her bir enerji alanımız için sorumluluklarımız vardır, bunları yerine getirmeden o alanımızı temizlemek imkansızdır. Temizlemek merkezimizden uzaklaştığımız her alandaki yeni bilincimize geri dönme halidir.
Ruhunuzu inançla, zihninizi temiz düşünerek bedeninizi hareket edip üretiminize fayda vererek merkezde tutabilirsiniz. Aksi halde insan sürekli merkezinden kaymaya müsait bir haldedir. Merkezlenmek insanın doğru seçimlerine ve doğru bir hak etmek kavramının içinde olma halidir. Yaşamda olan her şey öğretir ve geliştir. Öğrenmek ve gelişmek istemeyenler olayları yaşayarak, üzülerek bu süreci yaşarlar. Her zaman mutlu ve huzurlu olma diye bir kavram yoktur. Hayatta olanı görüp, anlamak idrak etmek ve dönüştürmek kavramları mevcuttur. Dönüştüremediğin alanlar senin huzursuzlukların ve mutsuzluklarındır.
Yaşamda her şeyin içinde şefkat ve teslimiyet varsa süreç yıpratıcı olmaktan çıkar öğretici olur. Aksi halde sürekli kurban psikolojisinde dolaşan, öfkeyle konuşan insanlar haline geliriz. Şu çok nettir anne ve babadan alamadığımız her şeyi bir ömür boyu arar dururuz bulamadığımızda suçlarız ve aramaya devam ederiz.
Şu iki kelime her şeyin başlangıcı ve devamlılığıdır. Bu sebeple dirençlerimiz alamama halimiz, üzüntülerimiz ise verememe halimizdir. Almak vermek her şeye bağlıdır. Bebeklikte acıkan ama beslenmeyen çocuk bir ömür boyu beslenmek için almak için uğraşacaktır. Bebeklikte oyuncaklarına sahip çık kimseye verme denilen bir bebekte bir ömür boyu cimrilik ve verememekle uğraşacaktır.
Değişim ve dönüşümüme "İZİN VERİYORUM"