Cenk Sabuncuoğlu bakış açısıyla; Zaman, insan ve an

Bir andır yaşamak. Çünkü o an, nasıl hissettiğinizi belirleyen düşünceleriniz, duygularınız, inançlarınız, hayat hikayeniz, yarattığınız egolar, zayıflıklarınız, ümidiniz, hayalleriniz, her şey o ana özeldir ve bir yandan da sürekli bir değişim içerisindedir. Sizi o an, o kişi yapacak bütün olanların, bir daha aynı şekilde gerçekleşmesi olanaksızdır. O an, bir fotoğraf karesidir, sabittir. O fotoğraf karesinde görünen ve görünmeyen her şey, kayıtlıdır. Bu kare, bir olma halidir, anda kalmıştır ve geçmiştir. Bu var olma anlarının toplamı yaşamın kendisidir.

Doğum ve ölüm arasında, süresinin ne kadar olacağının garantisi olmayan, ancak nasıl olursa olsun, var olduğunuz bir akıştır yaşam. Anda olmayı başaramazsak, yaşamımız, ya çok hayal kurmakla, ya da kendimizi esir almakla geçiyor olabilir. Bugün nasıl var olduğumuza dikkat edin. O zaman gelecek kaygılarımız kendiliğinden çözülecektir. Hiçbir hayat, bir anda güzelleşmez.

Anlarımızı iyi düşünürsek, geleceğimiz mutlak güzelleşecektir. "Korktuğum şey başıma geldi" diye bir söz vardır örneğin. Korkuyorsan, ihtimal veriyorsundur. O halde önlemini almalısın. Zamana teslim olmamak gerekli. Bundan korunmak için anınızı tasarlayın. Gerekeni siz yapmalısınız.

Bir rahatsızlığınız mı var, giderin. Bir derdiniz mi var, didinin, çözün. Canınız mı sıkkın, kendinizi öyle koltuğa bırakmayın. Çünkü olumlu güzel anlara yönelmek istiyorsanız, içinde bulunduğunuz şartları değiştirmelisiniz. Kötümser olduğunuz şeyleri düzeltmeden yaşamınıza devam ederseniz, size ayak bağı olurlar ve bütün gelecek anlarınızı boğarlar.

Yukarıda söz ettiğimiz o fotoğraf karesindeki kayıtlı şeylerde yapacağınız değişiklikler, sizde farklı anlar oluşturacaktır. Mekanınızı değiştirin, müziği değiştirin, saçınızı değiştirin, içinizdeki tutumu değiştirin, alışveriş yapın, makyaj tazeleyin, ne yaparsanız yapın ama mutlaka bakış açınızı bir değiştirin.

Zaman an'lardan oluşur. Bir anlık durumdur yaşamak. Her şeyi 'doğrusal' bir akış çizgisine oturtma aracıdır zaman. Bizim bildiğimiz şekli ile hayatı düzenlemek, olayları sıralamak içindir. O kadar. İhtiyacımızdır; ancak kaderimiz değildir. Zamana karşı dik durun, onu oluşturan bizleriz çünkü.

Yaşıyorum diyebiliyorsak eğer, yaşıyoruzdur, nefes almak değildir yaşamak.