Bir Sanayiciden Fazlası: Türkiye'yi Teknoloji Ligine Taşıyan İsim
Sanayiyle yoğrulmuş bir kuşağın temsilcisi ama bakışı sadece bugünün üretimine değil, yarının vizyonuna dönük…
Aydın Mıstaçoğlu, klasik anlamda bir sanayici olmanın ötesine geçip Türkiye'yi teknoloji üssü haline getirme yolculuğunda adeta bir mimar gibi çalışıyor. Onun liderliğinde Mobiltel ve AGM Teknoloji, yalnızca cep telefonu üretmiyor; Ar-Ge'ye, yüksek teknolojiye ve Türkiye'nin global oyuncu olmasına yatırım yapıyor.
OPPO gibi bir dünya devini Türkiye'ye çekmeyi başarması, sadece bir iş anlaşmasından ibaret değil. Çünkü bu iş modeli artık Türkiye için stratejik bir kalkınma hamlesine dönüşmüş durumda. Yerli marka OMIX ile mühendisliğin gücünü sahaya süren Mıstaçoğlu, sadece bugünün cep telefonunu değil, yarının teknolojik Türkiye'sini de üretiyor.
ABD-Çin ticaret savaşlarının ortasında açılan fırsat penceresini gören, değerlendiren ve Türkiye'yi bu denklemde "stratejik üretim ortağı" haline getiren bir vizyonerle karşı karşıyayız.
Gümrük tarifelerinin yeniden şekillendiği bu küresel tabloda, Çinli üreticilerin yönü de artık Türkiye'ye dönmüş durumdayken, bu değişimi fırsata çeviren isimlerden biri olan Aydın Mıstaçoğlu ile dünya ile rekabet eden sanayi modelini, yüksek teknolojinin merkezine Türkiye'yi koyarak nasıl inşa ettiğini, hem OPPO'nun hem de OMIX'in üretim hamlelerini ve Türkiye'nin yükselen teknoloji vizyonunu konuştum:
Burcu Kösem: Sayın Mıstaçoğlu, Trump'ın artırdığı gümrük tarifeleri sonrası Çinli üreticilerin yönü Türkiye'ye dönmeye başladı. Bu süreci nasıl yorumluyorsunuz?
Aydın Mıstaçoğlu:
Trump döneminde başlatılan ticaret savaşları ve sonrasında Biden yönetiminin de teknoloji ürünlerine uyguladığı kısıtlamalar, Çinli üreticileri alternatif üretim üsleri aramaya itmişti. Türkiye, bu noktada hem jeopolitik konumuyla hem de genç ve yetkin iş gücüyle öne çıkan ülkelerin başında. Biz de bu süreci çok yakından takip ettik ve Çin merkezli üreticilerle temasa geçtik. Ve bu görüşmeler sonucunda Türkiye'de üretim için ciddi bir model oluşturduk ve kurduk.
AGM Teknoloji bu iş birliklerinde nasıl bir rol oynuyor?
Aydın Mıstaçoğlu:
AGM Teknoloji bizim teknolojideki üretim kasımız. Tuzla'da yer alan tesisimiz, şu anda Türkiye'de çoklu SMT hattına sahip nadir üretim merkezlerinden biri konumunda. Bu tesislerde hem OPPO'nun hem de yerli markamız OMIX'in üretimini yapıyoruz. Hedefimiz yıl sonunda sadece OPPO için 1 milyon adede ulaşmak. OMIX tarafında da 500 bin adetlik bir üretim planımız var.
Türkiye artık sadece montaj değil, teknoloji geliştiren bir ülke mi olacak?
Aydın Mıstaçoğlu:
Kesinlikle. Biz sadece üretim değil, Ar-Ge konusunda da ciddi yatırımlar yapıyoruz. Yerli mühendislerimizle OMIX markasını geliştiriyoruz. Aynı zamanda 5G'ye hazır altyapımızı kurduk. Şu anda Türkiye'de 5G üretim altyapısına sahip iki fabrikadan biriyiz. Bu da Türkiye'yi teknoloji ihracatçısı bir ülke konumuna taşıyacak en önemli adımlardan biri kanımca.
OPPO ile olan iş birliğinizin kapsamı nedir? Bu bir model olabilir mi?
Aydın Mıstaçoğlu:
OPPO ile kurduğumuz stratejik ortaklık, Çinli üreticilerin Türkiye'de nasıl sürdürülebilir bir model kurabileceğinin de göstergesi. Türkiye, Çin'in Avrupa'ya açılan kapısı konumunda. Biz bu modeli başka Çinli üreticilere de açmayı planlıyoruz. Mobiltel İletişim Hizmetleri A.Ş. üzerinden bu ürünlerin iç pazar ve ihracat operasyonlarını da biz yürütüyoruz. Yani üretimden pazarlamaya kadar tüm değer zincirini Türkiye'de kurduk.
Türkiye neden bu kadar önemli hale geldi?
Aydın Mıstaçoğlu:
Bugün Türkiye, Çin için bir "yedek üretim üssü" değil, "stratejik üretim ortağı"dır. Avrupa'ya yakınlığı, gümrük birliği avantajı, genç iş gücü ve hükümetin teknolojiye yönelik destekleri Türkiye'yi benzersiz kılıyor. Eğer bu süreci doğru yönetirsek, Türkiye yalnızca telefon değil; batarya, yarı iletken, ekran paneli gibi katma değerli üretimlerin de merkezi haline gelebilir.
Sayın Mıstaçoğlu, cep telefonu ithalatında uygulanan "200 dolarlık gözetim fiyatı" politikası üretimi nasıl etkiliyor? Bu konuda sizce nasıl bir adım atılmalı?
Aydın Mıstaçoğlu:
Gözetim fiyatı uygulaması aslında yerli üretimi teşvik etmek adına atılmış önemli bir adımdı. Ancak şu an uygulamada olan 200 dolarlık sınır, Türkiye'de üretim yapan firmaları çoğunlukla düşük segment ürünlere yöneltiyor. Bu durum, hem katma değeri düşük ürünlerin piyasaya girmesine hem de Türkiye'nin yüksek teknoloji üretim potansiyelinin tam olarak değerlendirilememesine neden oluyor.
Bizim önerimiz, gözetim fiyatının 400-500 dolar bandına yükseltilmesi. Böylece Türkiye'de yalnızca giriş seviyesi değil, orta ve üst segment akıllı telefonların da üretimi yapılabilir hale gelir. Bu, hem teknolojik know-how'ın yerelleşmesini hem de ihracat kapasitemizin ciddi şekilde artmasını sağlar. Aynı zamanda yüksek segmentte üretim yapan mühendislerimizin niteliği artar, Ar-Ge yatırımları daha sürdürülebilir hale gelir. Bu sadece bir üretim stratejisi değil; Türkiye'nin teknolojik dönüşümünün hızlanması için somut bir fırsattır.
Son olarak, Türkiye'nin bu fırsatı kalıcı bir avantaja çevirmesi için ne yapılmalı?
Aydın Mıstaçoğlu:
Yatırım ortamının öngörülebilirliği çok kritik. Ayrıca, yerli üreticilere yönelik teşviklerin devamı, Ar-Ge yatırımlarının desteklenmesi ve nitelikli insan kaynağına yatırım, Türkiye'yi teknoloji liginde yukarıya taşıyacaktır. Biz bu dönüşümün bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Sadece bugünün değil, yarının Türkiye'sini inşa ettiğimize inanıyoruz.