Haberler

Samimiyet yoksunluğu!

Burcu Kösem

Burcu Kösem

CEO / Dünya Eko A.Ş
01.02.2021 02:00

Dünyanın önemli sorunlarından biri olmasına rağmen üzerinde yeterince çalışılmayan, giderilmesi için gerekli çabanın sarf edilmediği konuların başında geliyor yoksulluk. Ne yazık ki çözüm hep "Sözde" kalmakta. Yoksulluk, dar gelirle yaşam tabii ki zor.

Oysa yoksullukla mücadelede asıl konuşulması gereken, tüm olanaklar ellerinde olup da samimiyetini kaybedenler değil mi? Ne kadar acınası bir durumda oldukları, söylemleri ile eylemleri arasında gerçekleşen büyük farklardan anlaşılmıyor mu! Yoksulluğu yaratanlar da yoksulluğu ortadan kaldırabilecek olanlar da aynı kişiler çünkü… Yastığa başlarını koyduklarında, cüzdanlarını dolduran akılları ile hala varsa vicdanları gece boyu savaşmaz mı? Yoksa kazanılan paralar, vicdanlarını yok mu etmiştir? Sağlanan bir kazanım, başka bir değeri yok mu etmeli mutlaka?

Oxfam'ın raporu, gelir dağılımındaki eşitsizliği ortaya koyuyor

Yukarıdaki başlığı atmamın birçok nedeni var elbet. Bu sene online olarak gerçekleştirilen Davos zirvesinde gerçekleştirilen konuşmaları ve verilen mesajları dinleyip, Londra merkezli insani yardım kuruluşu Oxfam'ın gelir eşitsizliği ile ilgili raporunu okuduğumda dehşete kapılmamak imkansızdı gerçekten.

- Yoksullukla mücadeleyi ve gelir eşitsizliğini dile getirenler, dünyanın en zenginleriyse,

- İyilik için teknolojiden bahsedenler, teknolojinin en yıkıcı halini oluşturmuşlarsa,

- Susuzluk, kuraklık ve iklim krizini tartışanlar, üretim modelleri ve yaşam tarzları ile aslında bu krizin mimarlarıysa,

- Karbon ayak izini sıfırlamaya çalışanlar, aslında karbon ayak izini yaratanlarsa, ürkmemek ve dehşete kapılmamak mümkün olamıyor ne yazık ki…

Çünkü biliyorum ki dile getirilen bu başlıkların çoğu, geçmişte olduğu gibi sadece başlık olarak kalmaya devam edecek. Uygulamaya alınmayacak ve önümüzdeki yıllarda biz yine aynı kısır söylemleri duymaya devam edeceğiz.Emin olun ki uygulamaya alınsa bile, sonuçları yine bu söylemlerin sahibi milyarderlerin menfaatine olacak.

Virüs, sanılanın aksine uçurumu daha da büyüttü

Neden bu kadar umutsuz ve olumsuz olduğumu da belirtmem gerek. Güya Koronavirüs Dünya'daki her insanı eşitlemişti. Virüs zengin fakir, kadın erkek, Avrupalı ya da Afrikalı hiç fark etmeksizin her kesimden insanı aynı şekilde etkiliyordu hani… Koca bir yalan bu! Oxfam'ın raporunda Koronavirüs ile birlikte dünyadaki gelir eşitsizliğinin daha da büyüdüğü gözler önüne serilmiş. Yani insanlar arasındaki farkları ortadan kaldırdığından bahsedilen virüs, aslında zenginleri daha da zenginleştirmiş. Daha da çarpıcı olan ise Covid 19 sebebiyle gerçekleşen ölümlerle ilgili ortaya çıkan oranlarda saklı aslında. Ölüm oranları, nedense dar gelirli ile varlıklıya farklı yansımış! Örneğin; İngiltere'de düşük gelirli bölgelerdeki ölüm oranları varlıklı bölgelere göre iki kat daha fazla. Bu oranlar Fransa, İspanya ve Hindistan'da da aynı şekildeymiş.

İstahdam krizi büyüyor

Oxfam İnternational'ın raporundan bazı başlıkları paylaşmak daha açıklayıcı olmak adına da faydalı olacak sanırım:

- Dünyadaki 2.153 milyarderin servetinin toplamı ile 4,6 milyar yoksul insanın toplam geliri birbirine eşit durumda. Yani dünyada oluşturulan gelirin yüzde 60'ı, 2153 kişinin elinde.

- Son 10 yılda dünyadaki gelir yüzde 80 büyürken, dünyanın en zengin 10 kişisi servetlerini 3 kat artırmış.

- En zengin 1000 kişi, Covid-19 nedeniyle yaşadıkları kayıpları sadece 9 ayda telafi ederken, yoksulların toparlanmaları için en az 10 yıl gerekliymiş.

- Dünya, son 90 yılın en büyük istihdam krizini yaşıyor. Rapora göre, bu dönemde 100 milyonda fazla insan gelirini ya da işini kaybetmiş durumda ve tekrar geri kazanmaları konusunda net bir tarih bile verilemiyor. Bu rakamın, dünyadaki istihdam oranı içindeki payı, krizin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

Velhasıl, dünya her zamankinden daha acımasız ve daha samimiyetsiz. Dünya nüfusunun yüzde 13'ünü oluşturan zenginler, aşı siparişlerinin yüzde 74'ünü vermiş durumda. Aşılar bile önce parası olana gönderiliyor. Okuduğum son veriye göre 92 ülkeye tek doz dahi aşı gönderilmemiş durumda. Yani yüksek ve orta gelir düzeyindeki ülkelerin aşılara ikili anlaşmalarla erişmeleri, yoksul ülkelerin aşılara erişimini engelliyor. Sağlık konusunda adaleti sağlayamayan, daha doğrusu adaleti sadece parası olan ülkeler arasında dağıtan bir sistem belki cüzdan olarak son derece zengin ama samimiyet konusunda son derece aciz ve yoksundur.

title