Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu: 'Dijital Çağı Analitik Kadınlar Şekillendirecek' – Türkiye’de Kadın İstihdamında Yeni Dönem

Burcu Kösem

Türkiye çalışma hayatında kadın istihdamının yeri ve önemi konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Danışmanı Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu ile kapsamlı bir röportaj yaptım. İçinde bulunduğumuz dönemi 'dijitalleşme çağı' ifadesiyle tanımlayan Ayanoğlu, bu dönemde fiziksel gücün yerini beyin gücünün aldığının altını çizdi. Ayanoğlu, "Beyin gücü çağına kadınlarımızın analitik yetenekleri damga vuracak" dedi.
Türkiye'de kadın istihdamını artırıp, Avrupa ortalamalarını yakalamak için son yıllarda gerek iş dünyası, gerek STK'lar gerekse de devlet kademesinde topyekün bir seferberliğin başlatıldığına dikkat çeken TC. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Danışmanı Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu, "Bu süreçte Cumhurbaşkanlığının kurumları harekete geçiren kararlı duruşu ve bölgesel farkları gözeten istihdam modelleri Türkiye iş dünyasına kadın elinin de değmesini beraberinde getiriyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye'de karar alma mekanizmalarında daha fazla kadın yöneticinin bulunmasını temenni ettiğine atıfta bulunan Ayanoğlu, dijitalleşme çağıyla beraber analitik yetenekleri öne çıkan kadının, hata ayıklama kabiliyetiyle de geleceğin iş kollarında kritik pozisyonlarda yer alacağını bildirdi. Ayanoğlu'nun kendisine yönelttiğim sorularımı içtenlikle yanıtladı:
B.K. Türkiye'de kadın istihdam oranlarının artışı için Bakanlık düzeyinde yürütülen temel stratejiler nelerdir?
F.A. Çalışma Bakanlığı'nda hem İş Pozitif hem de Woman Up gibi iki büyük proje ile kadın istihdamını destekleyen önemli işlere imza atılıyor. İş Pozitif projesi ile 1 milyon 77 bin 205 kadına istihdam imkanı sağlandı. 4 bin 661 kadın KİPAP Projesinden yararlandı. 163 bin 630 kadın İşgücü Uyum programına katıldı. Ayrıca Woman Up projesi de var. Bu proje ise, daha çok kayıtlı kadın istihdamına ve çalışan kadınları desteklemek amacıyla yapılan bir proje. Burada 8 bin 500 kadına ulaşıldı. Ülkemizin Samsun, Ankara, Kahramanmaraş ve İstanbul gibi farklı illerindeki kadınlara ulaşıldı.
B.K. Çalışma hayatında kadınlara yönelik uygulamalarda Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye hangi noktada?
F.A. Kadının çalışma hayatındaki yeri noktasında Türkiye artık ben de buradayım diyor. Bundan 15 ila 20 sene evvel yaptığımız çalışmalarda birçok sektörde kadının varlığından bile söz edilmezken bugün itibarıyla birçok alanda çok başarılı iş kadınlarımızı görüyoruz. Rakamlara baktığımızda aslında diğer ülkelerde de rakamlar hemen hemen aynı. Çok fazla geride olduğumuz söylenemez. Fakat yönetim kurulları ve karar alma mekanizmalarında kadının temsili noktasında henüz arzu edilen seviyede değiliz. Yine siyasette daha fazla sayıda kadın lidere ihtiyacımız var. Akademik tarafta ise şu an Avrupa ülkelerini yakalamış durumdayız. Bazı sektörlerde de yüksek seviyeli kadın istihdamından söz edebiliriz.
B.K. Kadının iş gücüne katılımı sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir dönüşüm. Bu bağlamda Bakanlığın kadın istihdamına yaklaşımını nasıl tanımlarsınız? Yine Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kadınların iş gücüne katılımı çok daha düşük. Bölgesel farklılıkları azaltmak adına özel projeler yürütülüyor mu?
F.A. Bir ülkenin gelenek, görenek ve kültürel aktarımı kadınlar sayesinde olur. Çocuğu yetiştiren kadındır. Evin içindeki yaşam koşullarını sağlayan kültürü de yine kadın meydana getiriyor. Dolayısıyla kadınların sahip olduğu ekonomik güç, iş yaşamında kazanılmış olan pozisyon farklı bir ifadeyle sahip oldukları güç çocukların gelişimi noktasında yol gösterici oluyor. Güçlü bir kadın çocuğunu da doğru yola sevk eder. O yüzden kültürel aktarımın sürekliliği açısından kadının iş yaşamında güçlü olması gerektiğine inanıyorum.
Bütün bakanlıklarımız kendi alanıyla iştigal eden konularda kadın kooperatifleri aracılığıyla kadınlarımıza ciddi destekler sunuyor. Cumhurbaşkanımızın da üzerinde çok önem vererek durduğu, yerel kalkınma noktasında kadın kooperatiflerimizin varlığı çok kıymetli. Çünkü o kadınlar göç etmeden başka bir yere gitmeden kendi bulundukları köy ya da ilçelerde güzel ve rahat bir şekilde üretime katkıda bulunabiliyor ve ürünlerini satabiliyorlar.
Aynı zamanda yerel kadın kooperatiflerinde birçok konu komşu bir araya gelip, yakaladıkları sinerjiyle kadın istihdamına katkı veriyor. Türkiye'deki birçok kadın kooperatifini yerinde ziyaret eden biri olarak oradaki yapılanmaya hayran kaldığımı söyleyebilirim. Bir kadın tarladaki işine devam ederken aynı zamanda istihdama katkıda bulunabiliyor. Kentleşmeden bunu yapabiliyor olmak son derece kıymetli.
Yine kadınların sosyalleşmesi açısından da kadının istihdamda yer alması oldukça değerli. Çünkü bir kadının bütün gün evden çıkmadan, hiç sosyalleşmeden, kimseyle görüşmeden sadece kendiyle baş başa kaldığı bir alana hapsedilmesi kişisel gelişim açısından da son derece yetersiz bireylerin çoğalmasına sebep oluyor. Dolayısıyla kadınların kendini geliştirmeleri, toplumun da gelecekte kendini geliştirmesi anlamına geliyor.
Şu unutulmamalı ki; güçlü toplum güçlü kadından geçer.
Diğer taraftan kadınların farklı modellerle yerel kalkınmaya katkıda bulunmalarını ben çok önemli görüyorum. Çünkü yerel kalkınmanın kendine has dinamikleri kendine has kültürel öğeleri var. Örneğin Karadeniz Bölgesi'ndeki bir kadınla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki bir kadının istihdama katılması kendi bölgesindeki dinamikleri gözeterek yapılmalı. Karadeniz'de fındık çok olduğu için oradaki kadınlarımızın ticari faaliyetlerinde fındık odaklı işletmeler kurduğunu görüyoruz. Güneydoğuda ise kadınlarımızın telkâri ve el işçiliği gibi alanları öne çıkarak istihdama katıldığını görüyoruz. Burada şunu vurgulamak istiyorum kadınlarımız yaptıkları işlere kadim kültürel aktarımını da beraberinde taşıyor.
Artı olarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne bağlı ticaret odalarında da kadın girişimcilerimizin etkin bir şekilde yer almasını değerli buluyorum. Buralarda da yerel özelliklerin öne çıktığına tanıklık ediyoruz. Burada kadın girişimcilerimizin desteklenmesi noktasında başta KOSGEB olmak üzere birçok kurumun etkin olduğunu anımsatmak istiyorum. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın SUGEB projesi ve Çalışma Bakanlığı'nın Woman Up önemli destekler sunuyor. Buradaki tüm projeler kadınlara hem maddi imkanlar hem de mentörlük desteği veriyor. Bu noktada kadın girişimcilerimizin de bakanlıkların sunmuş olduğu fırsatları yakından takip etmelerini tavsiye ediyorum.
B.K. Bir kadın olarak siz, Türkiye'de çalışan kadınlara hangi mesajı ve tavsiyeleri vermek istersiniz?
F.A. İçinde bulunduğumuz dünya aslında kadın ile erkek arasında mesleki bir ayrımın olmadığını ortaya koyuyor. Artık fiziksel gücün yerini robotların almasıyla birlikte kadın-erkek işi diye bir ayrım tamamen ortadan kalkmış oldu. Günümüzde tek önemli nokta beyin gücüdür. Doğal olarak beyin gücü kavramı içinde kadın ve erkek arasında bir ayrımdan kesinlikle söz edemeyiz. Hatta kadınlar günümüzde daha da ön planda.
Teknolojik gelişmeler geleneksel meslekleri ortadan kaldıracağı gibi yeni iş kollarının da doğmasını sağlayacak. Dolayısıyla kadınların bu teknolojik dönüşüm sürecinde ortaya çıkacak yeni meslekleri takip etmesi gerekiyor. Karar alma mekanizmalarında yer alan gelişmeleri takip etmeleri kadınlarımız için kritik bir eşiğin aşılması anlamına gelecektir. En büyük arzum kadınlarımızın teknolojik dönüşüm çağında kritik pozisyonlarda yönetici sıfatıyla yer almalarıdır.
Toplum içerisinde elbette kadının çok farklı rolleri var. Anne, eş, evlat, iş hayatında patron, müdür veya bir çalışan olarak kadınlarımızı görüyoruz. Ama kadına roller noktasında ne yüklenirse yüklensin hepsinin üstesinden başarıyla gelebileceğine inanıyorum. O yüzden hayatın bütün alanlarını es geçmeden, aile hayatında, iş hayatında, toplum içinde, sosyal yaşamdaki bütün bu rollerin içinde kendimize alan açmalıyız. Bu sayede sonsuz öğrenme yolculuğumuzun da önünü açmış oluyoruz. Sadece işe odaklanıp, asosyal olmak da çok doğru gelmiyor bana. Ya da evde bir sorun olduğunda kariyerinin tam zirvesinde harcanan onca çabanın hiçe sayılıp, iş hayatından vazgeçilmesi de söz konusu olmamalı. Dolayısıyla kadınlarımızın her alanda etkin bir zaman yönetimiyle kendine yer açması son derece sağlam temeller üzerine inşa edilmiş bir kariyerin doğmasını sağlar.
B.K. Türkiye son yıllarda yaygınlaşan alanlardan birini de yurt genelindeki tüm üniversitelerde yer alan kadın araştırma merkezleri oluşturuyor. Kadının statüsü ve istihdamı noktasında proje ve araştırmalar geliştiren bu merkezlerin çalışma ve gelişimleri noktasında neler söyleyebiliriz? Yanılmıyorsam siz de bir merkezin müdürlüğünü yapıyordunuz…
F.A. Ülkemizin ilk kurulan merkezlerinden biri olan Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Araştırmaları ve Uygulama Merkezi'nin yaklaşık 7 yıldır müdürlüğünü yapıyorum. Bu merkez sayesinde kadınların gelişimi noktasında Türkiye'de ne kadar hızlı bir mesafe kat edildiğini gözlemliyorum. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yurt genelinde bütün üniversitelerde YÖK'e bağlı kadın araştırmaları merkezleri kuruldu. Kadının statüsü ve istihdamına yönelik çalışan bu merkezler Türkiye'nin proaktif politikalar üretmesinin de önünü açıyor.
Biz Marmara Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi olarak sahip olduğumuz geniş eğitim ve öğretim kadrosunu kullanarak, diğer merkezlere örnek olmak istiyoruz. Toplumun farklı katmanlarında yer alan kadınlara dokunan, gerek istihdam gerekse de cam tavan sendromunu yenip, kadının statüsünü iyileştirecek işlere imza atmak her daim çalışmalarımızın odağında yer alıyor. Ayrıca iş-yaşam dengesi konusunda da birçok çalışma yürütüyoruz.
Pandemi döneminde özellikle kadınların çalışma hayatında ne kadar zor ve yoğun çalıştıklarını, hatta evde olan kadınların çok daha yoğun çalıştığını vurgulayan bir araştırma yapıp, bunu kitaplaştırdık. "İş Yaşamında Kadın: COVID-19 Sürecinde İş Yaşamında Kadın" konulu araştırma kitabımız oldukça ses getirmişti. İş-yaşam dengesi, çoklu kariyer, eşit işe eşit ücret gibi konulara bu kitapta yer verdik.
Kitap sayesinde iş yaşamının öncü kadınları deneyimlerini de bize aktarıp, son derece güçlü bir kaynağın doğmasını sağladı. İkinci baskıya geçen kitap sayesinde insanlarımızda kadın istihdamı noktasında ciddi bir farkındalık yarattığımızı düşünüyorum. Ayrıca Kalkınma Planında bile kadın istihdamıyla ilgili apayrı bir bölümün olması bizleri gelecek adına umutlandırıyor.
B.K. Tam burada araya girmek istiyorum. Peki kadın istihdamında hangi noktadayız?
F.A. Ben bir akademisyen olduğum için bu soruya kendi alanımdaki rakamsal gerçekleşmeler üzerinden cevap vermek istiyorum. Akademik camiada kadın istihdamı bugün itibarıyla erkekleri geçmiş durumda. Küresel ölçekte yapılan araştırmalara baktığımızda ise kadın istihdamındaki yüzde 1'lik artış global ekonomiye trilyon dolarlık katkı veriyor.
Artık dijitalleşme çağındayız. Teknoloji kullanımı giderek hızlanıyor. Bilimsel araştırmalar kadınların analitik zekaya daha fazla sahip olması nedeniyle özellikle bilişim ve bankacılık sektörlerinde kadın istihdamının artacağını öngörüyor. Bilhassa kadının hata ayıklama kabiliyeti dijital alanlarda kadının rekabette öne çıkmasını sağlıyor. Sanayi devrimi döneminde daha çok fiziksel güç önemliydi. Orada erkek egemen bir yapı kuruldu. Dijital devrimle de beyin gücünün önemi ortaya çıkıyor. İşte analitik düşünen kadının bu çağa damga vuracağını sadece biz değil bilimsel araştırmaların tamamı söylüyor.
Ayanoğlu'dan notlar:
- Çalışma Bakanlığı'nda hem İş Pozitif hem de Woman Up gibi iki büyük proje ile kadın istihdamını destekleyen önemli işlere imza atılıyor. İş Pozitif projesi ile 1 milyon 77 bin 205 kadına istihdam imkanı sağlandı.
- Bundan 15 ila 20 sene evvel yaptığımız çalışmalarda birçok sektörde kadının varlığından bile söz edilmezken bugün itibarıyla birçok alanda çok başarılı iş kadınlarımızı görüyoruz.
- Yerel kadın kooperatifleri aracılığıyla yapılan istihdam faaliyetleri hem bulunduğu bölgede kültürel dokuyu koruyor hem de güçlü iş kadınlarının doğmasını sağlıyor.
- İçinde bulunduğumuz dünya aslında kadın ile erkek arasında mesleki bir ayrımın olmadığını ortaya koyuyor. Artık fiziksel gücün yerini robotların almasıyla birlikte kadın-erkek işi diye bir ayrım tamamen ortadan kalkmış oldu. Günümüzde tek önemli nokta beyin gücüdür.
- Sanayi devrimi döneminde daha çok fiziksel güç önemliydi. Orada erkek egemen bir yapı kuruldu. Dijital devrimle de beyin gücünün önemi ortaya çıkıyor. İşte analitik düşünen kadının bu çağa damga vuracağını sadece biz değil bilimsel araştırmaların tamamı söylüyor.
- Küresel ölçekte yapılan araştırmalara baktığımızda, kadın istihdamındaki yüzde 1'lik artış global ekonomiye trilyon dolarlık katkı veriyor.