Yol senin, evren senin. yeter ki yürü
Beyza Gemci
İçimde bir şeylerin doğuşuna şahit oluyorum bu aralar, adım adım. Gelişen her yeni hisse "merhaba" diyorum. "Seninle tanışmak gerçekten güzel lakin çok tedirginim. Lütfen bana iyi gel."
Her neyin kendini var etmesiyse bu süreç, sancılı olduğu çok doğru. Ama sancının var olmadığı 'taze bir sen' mümkün mü! Ucu hep ferahlık, hep bir derin nefes. Hep bir gözyaşı hep bir tebessüm.
Önceleri bilincimde yerleşik değilken başını gösteriyordu bu minik tohumlar. Şimdi ise, selamsız sabahsız kapıyı açıp geçiveriyor içeriye patır patır. Adeta bağdakini kovuyor ve yerleşiyor başköşeye. Kılını bile kıpırdatamadan boyun eğiyorsun bu gelişlere, selamsız girişlere.
Ruhun planı soluksuz ilerliyor çünkü. Sen ne söylersen söyle ne dilersen dile, teslimsin ruhuna ve ruhunun ait olduğu asıl varlığa. Her nasıl çizdiyse yolunu en güzel kapıya çıkıyordur mutlaka sonu. Bilincinle, bilinçsizliğinle, her bir zerrenle en büyük aktörüsün bu filmin. Eyvallah demeyi öğretiyor sana, büründürüldüğün her yeni role. Teslimsin, teslimiyetsizsin, kendindesin, kimsesizsin, içindesin, içinin en derinindesin. Senin yolun tek, ne ardı var ne arkası. Bilemez bu yolun kurallarını bir başkası. Kendine özgü, aktığı gibi ruhundan ister koş ister yürü. İstersen yolu beninle bürü.
Tüm eşsiz ruhlara selam olsun.