Yaşadığın fantezi elindeki gerçekten daha değerlidir
Beyza Gemci
Bazen umduğunu bulamamak yorar insanı. Bazen de umulan sahte bir fanteziden ibarettir. Bunu deneyimlemeden bilmek oldukça zor. Bazen de umduğunun çok üstünde bir yerlerde hayalinin varlığını hissedersin ama bir türlü kavuşamazsın. Öyle bir duygudur ki bu, yıllarca hayalini süsleyen şey hep hayalinde kalıp seni yaşama sımsıkı bağlasın istersin. Kayıp gitmesin ellerinden hep seninle olsun, her ne kadar gerçekleşmemesini kabul edebilsen de. Sonra silkelenip kendime gelirsin ara ara. Yüzleşirsin gerçeklerle. Aslında hep istediğin şeyin o hayal değil elindeki gerçekler olduğunu fark edersin.
Hayalleri süslemek kolaydır, gerçek olamayacağını bilsek de bize verdiği umutla tutunuruz hayata. Pek de üzerinde düşünmeyiz ne kadar gerçeklik payı olduğunu. Aslolan bize hissettirdiğidir çünkü.
Lakin bir yerden sonra o kadar çok gerçekle bağımızın koptuğunu hissederiz ki elimizdekilere dönüp bakarız. Evet deriz, benim istediğim de buymuş zaten. Ben zaten huzurluymuşum. Bunca zaman kendimde olanı kabul etmeden hayallerimle yaşamakmış meğer benimkisi. Sonra dönüp deriz ki kendimize: Olsun, şu andayım ve tüm duygularımla kendimi kabul ediyorum.
Hayatın sırrı da aslında tam burada gizli. Benliğin kabulü ve o anda kalarak duyguların yaşanması kaçınmadan.
Elinizdekilere dönüp bakarak gerçekliğinizi kabul ederek duygularınızda kalarak o anda, o mekanda tüm somut varlıklarınızla bir ömür diliyorum.