Son trend: Sosyal makyaj
Beyza Gemci
Kemerler, kravatlar, fularlar… Pırlanta, altın, elmas takılar… Göz kamaştıran metalik makyajlar… Takım elbiseler, abiyeler, topuklular, parıltılar…
İhtişam dolu kombinler, renk cümbüşü outfitler, marka tagleriyle dolu postlar, bir derdi ve duygusu olmayan sosyal makyajı bol hikayeler…
Hızlı modanın psikolojimize hızlı etkisiyle değişen sosyal hayatlarımız…
Yukarıda bahsettiğim bu son trend olan ve hızla yayılmaya devam eden sosyal makyaj kalabalıklığı içinden sıyrılmaya ne dersiniz?
Biraz düşünelim. Nefes alalım. Bulunduğumuz ortamdan sıyrılıp ruhumuza ve bedenimize dönelim. Eğer yapabiliyorsak ellerimizle bedenimizle temas edelim. Saçımızdan ayak ucumuza kadar dokunalım ve hissedelim kendimizi. Yapamıyorsanız düşünce bazında düşünün bedeninizi. Sanki kendinize dışarıdan bakıyormuşçasına izleyin kendinizi. Hissedin ve duyumsayın. Ne diyor size kalbiniz? Ne konuşuyor sizinle? Neler fısıldıyor kulağınıza? Hangi cümleleri haykırıyor yüzünüze?
Boş bir not sayfasına yazın aklınıza gelenleri. Zor mu geliyor kaleme dökmek? Yazıya akmıyor mu sözcükler?
Ne kadar cüretkar olabiliyorsunuz kendinize dönerken? Ne kadar durusunuz kendinize karşı? Nasıl bir saflık içindesiniz duygularınızla konuşurken?
Olmuyor mu yapamıyor musunuz?
Silin şu sosyal makyajınızı bakın aynada gerçek kendinize. Çıkın ihtişamından hızlı yaşamın. Çıkın da silkelenin gelin kendinize.
Sosyal makyajınızı yaparken de bir kimliğiniz olsun, bir tasanız olsun yeryüzüne karşı hissettiğiniz. Bir anlam bulsun toplum sizinle. Bir hikayeniz olsun yüreğinizde. Hikayenizde yer ve rol bulsun insanlar kendilerine. O rol ile yeni dünyalar inşa etsinler ve gelişerek büyüsün bu dünya biricik parmak izleriyle…