Ekonomiye Pandemik Bakış: Dr. Aziz Saka
Bengü Arslan Esin
Röportaj: Bengü Arslan
Şu anda politikacılar, viroloji uzmanları, bilim adamları ve sağlık çalışanları gündemde. Ekonomistlerin bugünlerdeki rolü ne? Nasıl bir sahne alıyorlar?
Öncelikle sağlık çalışanlarımıza gerçekten içtenlikle teşekkür etmeliyiz, ha keza onların ortaya koyduğu insanüstü çabalar sayesinde normalleşmeyi konuşabilir olacağız. Ekonomistlerin bugünlerdeki rolüne pozitif bakış açısı ile yaklaşamayacağım. Şöyle ki: içinde bulunduğumuz gerçeklik kapital dünyanın son yüz yılda tecrübe ettiği bir küresel ekonomik kriz değil. Ne 1929 Büyük Burhanı, ne 1987 Kara Pazartesi, ne 1997 Asya Mali Krizi, ne de 2008 ABD Mortgage krizi üzerine yazılan makaleler, alınan tedbirler, yaptırımlar, kararlar ve de uygulamaların hiç biri maalesef içinde bulunduğumuz durumu tecrübe etmiş değildir. ICC kurallarında force-major durumunun izahatında beklenmeyen döngüleri 'God Willing' olarak yani 'Allah' in işi' şeklinde açıklanması şu anda içinde bulunduğumuz durumun tam manası ile tarifidir. Bu tarif tamamen insan odaklıdır. Küresel Ekonomi "needing" yani ihtiyaçlar noktasında büyüyen yapısı ile insanlığın temel ihtiyaçlarının haricinde "acaba daha fazla neye ihtiyaç duymalı" anlayışı ile şekillenmiş iken, bir anda ihtiyaç tarifini, pandemik bir yapının içindeki "needing" ile takas etmiştir. Sadece sosyal mesafe kuralının küresel ekonomiye verdiği kayıp emin olun ki 10 kere 2008 krizi yapar ve muhtemelen epeyce devam edecektir ve tabii ki beraberinde yeni bir dünya düzeni getirecektir. İşte bu yeni düzende gerçek "needing" lerin düzenleyicileri dünya ekonomisini şekillendirecektir. "Yaşamak için çalışıyorum" kalıbında her bir saat ücretini veren elin, geri alırken ortaya koyduğu "yaşama kriterlerini" artık belirleyemeyecek... Hangi restoranda ne yemeliyiz, hangi cafede ne içmeliyiz, hangi gece kulübüne gitmeliyiz, nereyi gezip görmeliyiz, hangi turlara katılmalıyız, hangi havayolunun business class ı , hangisinin lounge 'ı , Milanonun Douma sı, Romanin Ispanyol Merdivenleri, Maldivlerin denizi, Paris'in Eiffel i, Moskova'nın kızıl meydanı, New York'un Soho'su ve daha onlarca, yüzlerce binlercesi, hangisi bizi cezbedebilir bu korku tünelindeki "yaşamak için çalışıyorum" da yaşamaya konu olsun.. Yaşamak artık korunmaktan geçiyor, korunmak kısıtlamaktır, işte bu durum küresel ekonominin baş düşmanıdır… Kısıtlamalar içinde "needing" leri oluşturabilen ekonomistler yeni dünya düzenini yönetecek ülkelere yön verecektir...
1920'ler Amerikasını The Great Gatsby romanıyla anlatanF. Scott. Fitzgerald, üç sınıftan bahsediyordu: Ağzında gümüş kaşıkla zengin doğanlar, Gatsby gibi tırnaklarıyla kazıyarak sonradan zengin olanlar ve işçi sınıfı. Yaşadığımız kriz 1929 Ekonomik Buhranına benzetiliyor. Bu buhranla birlikte Fitzgerald'ın bahsettiği sınıflar günümüzde nasıl etkilenir?
Fitzgerald , "Amerikan Rüyasını" , Gatsby'de örneklerken aynı zamanda gerçek değil rüya olduğunu da Büyük Burhanın verdiği yıkım ile senaryolaştırmıştır. Ha keza dünyanın gördüğü en büyük ekonomik krizlerden biri olan Büyük Buhran sonrası dünya yeniden şekillenmiştir, haritalar değişmiştir. Nasıl 1873'de başlamış olan Long Depression olarak bilinen ekonomik kriz, I. Dünya Savaşına giden yolun taşlarını döşediyse, 1929 Büyük Buhranı da II. Dünya Savaşını kaçınılmaz hale getiren önemli gelişmeleri tetiklemiştir. Ha keza Büyük Buhran Almanya'yı vurduğunda, ekonomik yapı bir anda çökmüştür. ABD kredileri kesilince, Almanya savaş tazminatı ödemelerinde temerrüde düşmüş, dünya ticaretinin düşmesi, geleneksel olarak ihracata bağımlı Alman ekonomisini daha da dibe itmiştir. Tarih, tam da önemsiz bir politikacı olarak unutulmak üzereyken, Adolf Hitler'in sahneye çıkışını yazmış ve II.Dünya savaşı ile pragmatik akımları uçlaştırmıştır. İşte Fitzgerald'ın insanları sınıflandırma tarifi bu akımların sosyo-ekonomik sebebe bağlı sonucunu oluşturmuştur. Liberal düzene geçiş 70 yıl daha ertelenirken, 1989 Berlin Duvarının yıkılmasına kadar geçen sürede "işçi sınıfı" hakları üzerine kurgulanmış sosyalizm ve yönetim şekli olan kominizim yeniden "Amerikan Rüyasına" yenik düşmüştür. Ha keza sosyalizm gelir adaletsizliğini nüfusu sınıflandırmak sureti ile politize etmese idi kapitalizm karşısında daha farklı duruş sergileyebilirdi. Nihayetinde unutulmaması gereken konu mal ve hizmetlerin üretim, değişim ve tüketim süreçlerinde, birey ve birey gruplarının eylemlerini inceleyen toplumsal bilim yani ekonomi insan doğasının felsefi duruşuna göre şekillenmemiş tam aksine bu felsefi duruşları bir başkasını provoke etme diye nitelendirip yaptırım uygulamıştır. İşte günümüz dünyasında gelir adaletsizliğinin sonucunda oluşan insan odaklı isyanların ekonomik yaptırımlarla bastırılması zengin doğanların hep zengin kalmasını sonradan zengin olanların ise rüzgârın estiği yönde hareket etmesini sağlamıştır.
"Elektronik ağ, yapay zeka, blockchain sistemleri ile özdeşleştirilen Fintek ler yeni dünya düzeni ekonomi ve para ilişkisini oluşturacak."
Ekonomi ve para ilişkisi değişecek mi? Değişecekse nasıl?
Kesinlikle değişecektir. Az önce izah ettiğim gibi mal ve hizmetlerin üretim, değişim ve tüketim süreçlerinde şu ana kadar uygulanan anlık takas işlemleri, vadeli işlemler ve işlemlerin Amerikan Doları üzerinden fiyatlandırılması yerini başkaca sistemlere bırakacak… Öncelikle web tabanlı yeni sosyal iş ağları türeyecek ve bu iş ağlarının ana trendi üretici ile tüketiciyi aracısız güvenli buluşturma olacak, ürün-para takasını tüketicinin global paralara olan güveninin azalmasından ötürü alternatif ödeme sistemleri üzerinde tüketicinin"saving" yani saklamasında bulunan kıymetli madenler yani altın, gümüş ile de ödenmesi sağlanacak. Tüm yeni sistemler Fintek sistemleri ile çözümlenecek. Elektronik ağ, yapay zeka, blockchain sistemleri ile özdeşleştirilen Fintek ler yeni dünya düzeni ekonomi ve para ilişkisini oluşturacak.
"Körfez ülkeleri şu anda"stand by" bekleme konumundadır. Yeni dünya düzenindeki rolleri pandemi sonrası şekillenen "needing" lere göre yapılacak yatırımlarda yerlerini almak olacaktır."
Körfez ülkeleri hem petrol fiyatlarından etkilendi hem de Asya kökenli çalışanlarıyla. Onlar krizi nasıl yönetiyorlar? Hep ABD, Çin, Avrupa ülkelerini duyuyoruz daha çok Yeni dünya düzeninde işler nasıl yürüyecek?
ABD uzun yıllar sonra petrol ithal eden ülke konumundan çıkmıştır. ABD'nin petrol ithalatından çıkma sürecini enerji sistemlerinde petrole bağımlılığı alternatif kaynaklar ile el değiştirmeye başlaması ve yeni kaynaklar üzerine yatırım yapması ile izah edilebilir. Yenilenebilir enerji sitemleri, hybrid, kaya kazı gibi bilimsel yeni buluşlar petrole olan bağımlılığı azaltmaya başlamıştır. Ha keza bu yeni sistemler beraberinde yüksek teknoloji bantları oluşturmuştur. Çin nüfus ve uyguladığı sosyo-ekonomik politikalardan ötürü bu bantların fabrikasyon merkezi olmuştur. Ve fakat taşeron merkezi olarak düşünülen Çin, bir anda sağlamış olduğu istihdam ile birlikte küresel güç haline gelmiştir. Amerikan Rüyasının kabusu kapitalizm karşısında geliştirilebilecek başkaca fraksiyonlardır. Çin kapitalizmin taşeronu iken bir anda küresel güç haline gelmesi ile birlikte devlet yönetimindeki sosyalist yapının fraksiyondan ötede olduğunu tüm dünyanın gözüne sokar iken, ABD nin düşmanı oluvermiştir. Ha keza küresel ekonomiyi kendi rüyası ile şekillendiren ABD, Çine bir dizi ekonomik yaptırımlar uygulayarak dizginlemeye çalışmıştır. İşte bu tarz dizginlemeler savaş dönemlerindeki gibi müttefikler ve bloklar oluşturdu. Çin bloğu Rusya'nın müttefikliği ile şekillenmiş ve oluşturulan iş modelleri Çin ile Rusya arasında enerji ve istihdam takasına yol açmıştır. ABD kendi geleceği için tehlikeli gördüğü bu yaklaşımları, ekonomik yaptırımlar ile baş edemediği ve yine ekonomisini petrole bağlayan Rusya'ya, Sudi Arabistan müttefikliği ile petrol arzını serbest bırakma kozunu oynamak sureti ile ders vermeye kalkmıştır. Ve fakat birdenbire dünyayı etkisi altına alan Covid 19 Pandemiği bütün insanlığı evlerinde hapsederken, sektörel yatırımların geleceği riskli sınıflandırılmasında altı kırmızı kalemle çizilecek hale gelmiştir. Körfez ülkeleri petrol kazançları ile bir yandan kendi yönetimlerinde derebeylik mantığı ile halkın refahını sınıflandırırken, diğer bir yandan futbol kulüplerinden, eğlence sektörüne, turizmden, ağır sanayi sektörlerine yapmış oldukları yatırımlar risk sınıflandırılmasında yerini almıştır. Körfez ülkeleri şu anda"stand by" bekleme konumundadır. Yeni dünya düzenindeki rolleri pandemi sonrası şekillenen "needing" lere göre yapılacak yatırımlarda yerlerini almak olacaktır.
İstihdam nasıl şekillenecek peki?
Marka, lüks tüketim daha çok yerini temel ihtiyaçlara, tarımsal ürünlere ve tıbbi ürünlere bırakacaktır. Bu sektörlerde istihdam artışı olacaktır. Ayrıca sosyal mesafe kuralı yeni dünya düzeninde sürekliliği olacak korku kuralı haline geleceğinden ötürü, hizmet sektörlerinde tedbirler kapsamında istihdam artışı gerçekleşecektir. Ve tabii ki web tabanlı işletmeler çoğalacak bilişim sektöründe istihdam çığır açacaktır.
Start-up lar uyumlanma konusunda çok başarılı gidiyorlar bu sürece, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, start-up lar bu süreçte Koranavirüs Acil Müdahale Planı oluşturmak sureti ile, inanılmaz bir sağduyu ile hareket ettiler. Aynı sağduyuyu virüs sonrası eylemlerde gösterebilirler ise yatırımcıların iştahını kabartacaklardır.
Hangi sektör çabuk, hangisi yavaş toparlanır?
Toparlanma sürecinde öncelik sektörler devlet ve hükümetlerin teşvikleri ile doğru orantılı gidecektir. PMI endeksleri de yani satın alma yönetim endeksleri bu sürecin ivmesini belirleyecektir. Benim öngörüm, temel ihtiyaç ve gıda sektörleri, tarım sektörü hızla toparlanacaktır. İnşaat Sektörü, turizm ve hizmet sektörlerini zorlu bir süreç bekliyor.
"Bu pandemi korkusu insanlıktan ayrılmadığı sürece mevcut küresel ekonomi toparlanamayacaktır. "
IMF sizce de fazla karamsar değil mi?
IMF pandemi dönemi ve sonrası için dört ana başlıklı tavsiye kararları almıştır. İlk olarak, pandemi krizi göz önüne alındığında, ekonomik iyileşme için virüsü yenmek ve insanların sağlığına kavuşması gerekliliğinin önemi iletemel koruma önlemleri ve sağlık sistemleri desteği ile devam edilmesi tavsiyesinde bulunmuş, ikinci olarak likidite baskılarının ödeme gücü sorunlarına dönüşmesinin önlenmesive toparlanmayı çok daha zorlaştıracak ekonominin yaralanmasının önüne geçilmesini vurgulamış, üçüncü olarak finansal sistem üzerindeki stresin azaltılmasını talep etmiş ve son olarak ise ekonomiyi istikrara kavuşturmak için tedbir ve gereksinimler "stand by" konumunda iken , işler normale döndüğünde, talebi artırmak için hızlı bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Aslında IMF'in bu bağlamdaki tavsiyeleri yerinde ve doğru kararlardır. Eğer bunu karamsar tablo olarak göreceksek yapacak bir şey yok. Bu pandemi korkusu insanlıktan ayrılmadığı sürece mevcut küresel ekonomi toparlanamayacaktır.
Kişisel olarak bu süreç sizi nasıl etkiledi?
Çalışma zamanında 25. saati aradığımız günler oluyordu, bu süreçte zaman beni kendime döndürdü. Okumadıklarımı okudum, çizmediklerimi çizdim, izlemediklerimi izledim…
KISA KISA
En son okuduğunuz kitap
Jean Christophe Grange /SON AV
Favori özlü sözünüz
Yerinde saymaktansa, yavaş ilerlemek daha iyidir.
En son izlediğiniz film
Skyscraper
Karantinada bir gününüz nasıl geçiyor?
Geç yatıyorum, düzenli olduğum söylenemez, yemek aramıyorum, acıkınca ne var ise- daha çok internet üzerinden sipariş veriyorum, ara ara kitap okuyorum, resim yapıyorum.
Sabah kaçta uyanıyorsunuz?
Değişiyor, ama genelde 10.00/10.30 gibi…
Bu süreçte en çok aradığınız kişi…
Annem, malum yaşı itibari ile dışarı çıkamıyor. Zaten hayatımda olması gerekenler çok şükür yanımda…
En çok özlediğiniz şey…
Sevdiğimle akşam yemeği ve birlikte sinema…
Bu süreç bitince ilk yapacağınız şey?
En çok özlediğimi yapacağım, sevdiğimle akşam yemeği ve sinema...
Anahtar Kelimeler: Aziz Saka, RenoFinans , Altın Cüzdan , Pandemik Ekonomi