Dijital Marka Olma Zamanı
Bengü Arslan Esin
Evet, biraz iddialı bir söylem dediğinizi duyar gibiyim ama gelin birlikte bir analiz yapalım.
Bu süreçte biz iletişimciler, temsil ettiğimiz markalar adına, ağırlıklı olarak evde zaman geçiren müşterilerimizin ruh halini pozitif yönde ivmelendirmek ve onlara iyi gelmek adına birçok içerik ürettik. Bu arada o içerikleri üretirken bizim de modumuz oldukça yükseldi.
Önceliğimiz müşterilerimizin ihtiyacını samimi bir şekilde algılamak ve onlara 'yanındayız' mesajını vermek, bunu hissettirmek ve tabii ki bunun ötesinde gerçekten yanlarında olmak, -mış gibi yapmak değil!... Bunun için olabildiğince onlarla iletişim içindeydik, hem bugünü hem de gelecek için öngörülerimizi konuştuk ve konuşmaya da devam ediyoruz. Hayatlarımız değişiyor ve uyumlanmak kolay değil…
Yeni normal hızlı bir dijitalleşme yaşıyor.
Peki, markalar buna hazır mı?
Çalıştığımız tüm markaların sektörlerinde gerçekleşen değişime göre stratejilerini güncelliyoruz. Ama bunu yapmak hiç kolay değil, şu an elimizde sınırlı sayıda data ( araştırma – trend raporu )var ve bunların içerisinde anlamlı öngörüler çıkarmak oldukça zor. Ama bu demek değil ki, bekleyelim! Sadece daha sıkı çalışmamız ve süreci esnek bir şekilde yöneterek, müşterilerimizi aktif olarak sürecin içerisinde doğru bilgilerle beslememiz gereken bir süreç.
Hayatta Kalmak İçin Nelere İhtiyaç Duyarız?
Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinden yola çıkalım.
Maslow'un kuramına göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir ihtiyacı giderme süreci içinde ise tamamıyla memnun olma/hoşnut olma durumu olası değildir. (Maslow, 1943). Maslow'a ait ihtiyaçlar hiyerarşisi de, alt düzeydeki ihtiyacın karşılanmadan üst düzeydeki ihtiyacın karşılanmasının anlamsız olması ilkesi üzerinde kurulmuştur. İhtiyaçlara ait hiyerarşi basamaklarla/düzeylerle ifade edilmektedir.
Yeni bir normal, Maslow'un piramidindeki yerimizi de tepetaklak etmiş durumda. Güvenlik ve fiziksel ihtiyaçlara odaklanmış büyük bir kitle var.
Bu teoriden ve fiziksel ihtiyaçlar basamağındaki artan kitleyi göz önüne alırsak, kitlelerin endişelerini azaltan ve kendilerini anlayan reklamlara daha sıcak baktığını gözlemleyebiliriz. Aynı zamanda yüzde 30'u gündelik hayatlarını kolaylaştırabilecek, gerçekçi reklamlara daha fazla ilgi gösteriyor. Anahtar kelimelerin başında 'gerçek' olmak geliyor, yani suni bir ihtiyaç yaratıp onu pazarlamak yerine, gerçekten tüketici ile bağ kurarak, onların ihtiyaçlarını doğru anlama ve doğru ürünle yola devam etme…
Markaların mesajlarında tüketicilere yardımcı olacak ve onların hayatlarını kolaylaştıracak ipuçları vermeleri tüketicilerin markaya daha samimi bakmalarını sağlıyor.
Doğru reklam formatını seçmenin de markayı hedef kitlesine daha da yakınlaştırdığını unutmamak lazım.
İnkâr edilemeyecek bir gerçek var ki dünya hiç olmadığı şekilde daha da hızlı dijitalleşmeye devam ediyor.
Eskiden birkaç iletişim kanalı üzerinde stratejilerini kurgulayan biz iletişimciler, şimdilerde 20'den fazla iletişim kanalını bilmek, kurgulamak ve bu kanallardan müşterimize ulaşmak zorundayız. Tam anlamıyla bir markanın dijital marka olarak da bilinmesi ve kurgulanması gerektiğini bu dönem markalarımıza çok iyi gösterdi. Uzun süredir bununla ilgili çalışma yapmalarını gerektiğini, verilerle gösteren ve bunu anlatmaya – örneklemeye çalışan bizler, şimdilerde müşterilerimizin bizi daha iyi anladığını görüyoruz. Belki beş, belki 10 sene içinde beklediğimiz bazı davranışsal değişimler 1-2 sene içine sığacak gibi görünüyor.
Hepimiz bu belirsizlik sürecinde çok ciddi sonuçları olan kararlar almak durumunda ve inisiyatif kullanmak zorunda kaldık. Ancak bunu yaparken, geleceğe yönelik alternatif senaryolar yazmaya kafa patlattığımız kadar geçmişten dersler çıkarmak için de uğraşmalıyız.
Dünya bir evrim geçirirken, insanlar kadar markalar da bu yeni gerçekliği kabul etmek ve uyumlanarak, yeni bir plan yapmak zorunda.
TikTok Neden Bu Kadar Hızlı Bir Yükseliş Sergiledi?
Ünlüler, markalar, anneler, babalar, çocuklar…. Herkes TikTok'ta şu anda… TikTok'un bu kadar hızlı bir büyüme ivmesi sergilemesinin nedeni sizi tüketimden çok üretime ve deneyime teşvik ediyor olması…
Geleceğin platformları da bu bağlamda şekilleneceğe benziyor… Birlikte eğlenilebilen, üretimin olduğu, yaratıcılığa ev sahipliği eden, yeni yeteneklerimizi keşfettiğimiz, keşfederken de kendimizi geliştirebildiğimiz platformlar…
Bu yeni dünya, markaların daha özenli, insani ve fayda odaklı olmalarını gerekeceğini net bir şekilde şimdiden söylüyor.
E-ticaretin Zaruri! Yükselişi
65 yaş üstü veya bağışıklık problemi olanlar uzun bir süre daha evden çıkmak istemeyecek. Günlük alışverişi çoktan online yapmaya başladılar bile.
Online alışverişin pratik ve daha ucuz olduğunu zorunlu olarak deneyimlendi. Kim buna alışmışken, 'gidip marketten eve kadar o ağır torbaları taşımak' alışkanlığına geri dönmek ister ki?
Markalar "online satış" dünyasına daha çok eğilecek. Google, Facebook ikilisinin payı zaten yüzde 70'lere geldi. Daha da büyür mü, bence büyür…