Akdeniz'in İncisi Girne (1. Bölüm)
Aysun Koç
Bugün sizlere Kuzey Kıbrıs'ın incisi Girne'yi anlatacağım.
Girne'ye ilk defa 2000 yılının Ocak ayının ilk günlerinde gitmiştim. Biz o tarihlerde Milenyum'a Gazi Magusa'da yeni açılan beş yıldızlı bir otelde girmiştik ve sadece alışveriş niyetiyle günübirlik kısa bir gezi için Girne'ye gelmiştik. O gün aşırı sağanak yağmur yağıyordu, gri bir gökyüzü vardı. Ancak küçük şehir merkezinin temizliği dikkatimi çekmişti. Bize rehberlik yapan arkadaşın önerileriyle bir kaç mağazadan alışveriş yapıp tekrar otele dönmüştük.
Aradan uzun yıllar geçti. 2011'in Mayıs ayında evlilik yıldönümümüzü kutlamak için Girne'ye gitme kararı aldık ve kutlamayı orada yaptık. Bu sefer şehir merkezine yakın bir otel tercih ettik. Yürüyerek Bodrum'un doksanlı yıllarını anımsatan şehri ara sokaklara girerek gezdik. Liman kısmında ve tam merkezde tarihi binaların bir kısmı ev bir kısmı da otel veya restoran olarak kullanılıyor. Liman'ın ucundaysa tarihi kalesi ihtişamıyla sizi karşılıyor. Bu sefer şehir merkezini tam olarak gezmiştim. Ancak arabayla gezilmesi gereken yerlerde vardı.
2013'de havası temiz, sakin ve modern bu şehre tekrar gitme isteği geldi. Bu defa kızım bir yaşındaydı ve arabasız gezemeyeceğimize karar verdik. Ben araba kiralayalım dedim. Orada trafik ters yönde işlediğinden eşim başta çekimser kaldı ancak onu ikna ettim.
Böylece Güzelyurt tarafındaki merkeze yaklaşık 12 km uzaklıktaki Çamlıbel köyündeki Mavi Köşk'ü ilk defa görmeye gittik. Burası o dönemin ünlü İtalyan Rum asıllı silah kaçakçısı Paulo Paolides'e aittir. Avukat olmasını kirli işlerine maske olarak kullanan ünlü kaçakçının İtalyan mafyasıyla da derin bağlantıları olduğu düşünülmektedir. Köşke kuşbakışı bakıldığında o dönemin ünlü bir silahının şeklidir. 1957'de yaptırılan Mavi Köşk, 13 bölümden oluşan iki katlı bir binadır. O dönemin en lüks teknolojisiyle donatılmıştır, en lüks mobilyalarıyla döşenmiştir. Adeta bir saray gibi sanatsal eserlerle de dekore edilmiştir. İçerisinde, gizli labirent ve gizli bölmeler vardır. Paulo Paolides köşkü hem yaşam alanı, hem de gizli işleri için bir karargah gibi kullanmıştır.
1974 yılındaki çıkarma zamanında, tepedeki gizli konumu sayesinde, maalesef oraya bırakılan paraşütlü askerlerimize yoğun ateş açarak aşağıdaki alana kanlı vadi denmesine yol açan bir rol oynamıştır.
Devamını haftaya yazacağım.
Sevgiyle kalın.