İş Sözleşmesi ve Türleri

Av. Uzm. Arb. Ayşen Güzel

Av. Uzm. Arb. Ayşen Güzel

Avukat Uzman Arabulucu / Hukuk Bürosu
30.04.2025 10:36

I. İŞ SÖZLEŞMESİ

A. İş Sözleşmesinin Tanımı

İş sözleşmesi; işçi ile işveren arasında yapılan bir Özel Hukuk sözleşmesidir. İş sözleşmesi ile işçi, işverenin emir ve talimatları altında iş görme, işveren de yapılan iş karşılığında ücret ödeme borcunu üstlenmektedir.

B. İş Sözleşmesinin Unsurları

Tanımından da anlaşıldığı üzere, iş sözleşmesinin unsurları; iş görme, ücret ve bağımlılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımlılık; iş görme borcunun, işverenin emir ve talimatları doğrultusunda ve işin gerekliliklerinin yanı sıra işverenin istek ve beklentilerinin de dikkate alınması suretiyle yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Elbette iş görme borcunun tespiti, her somut olayda değişmekte ve borcun kapsamı ile emir ve talimatlara uygun davranmanın boyutu farklı olabilmektedir. Örneğin; iş yerinde temizlik işçisi olarak çalışan bir kimse, temizliği işverenin istediği şekilde veya istediği yerden başlayarak yapmakla yükümlüdür. Ancak bir yaşlıya bakması için ücret ödenmesi kararlaştırılan kimse, emir ve talimatların yanında kendi mesleki bilgisini de kullanmak durumundadır. Aynı husus, çocuk bakımı için de geçerli olmaktadır. Ancak bu noktada verilen emir ve talimatın, suç teşkil etmemesi ve hukuka uygun olması aranmaktadır.

C. İş Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

İş sözleşmesi; adından da anlaşıldığı üzere, bir sözleşmedir. Sözleşmelerin ortak temel özelliği ve sözleşmeleri, tek taraflı hukuki işlemlerden ayıran unsuru, yapılan hukuki işlemin iki taraflı olmasıdır. İki taraflı olmasından anlaşılması gereken, sözleşmelerin iki tarafın karşılıklı irade beyanlarıyla kuruluyor olmasıdır. Bu ifade, sözleşmelerin tümü için geçerliliğini korumaktadır. Ancak bir sözleşmenin iş sözleşmesi olmasında aranan diğer unsur, yapılan sözleşmenin karşılıklı iki tarafa borç yüklüyor olmasıdır. Bu sebeple de iş sözleşmesi, sözleşme türleri arasında iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme türü olarak karşımıza çıkmakta ve aynı zamanda tam iki tarafa borç yüklemektedir. Tüm bu sayılanlar gerekli ise de, yeterli olmamaktadır. Zira iş sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen diğer sözleşmelerden ayırt edilebilmesi için iş sözleşmesinin özel unsurlarının da bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilk ikisi, işçi yönünden iş görme borcu, işveren yönünden ücret ödeme borcu olup; bu borçlar, aynı zamanda sözleşmede borçlu olanın karşı tarafı bakımından talep etme yetkisi veren haklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle; işveren için ücret ödeme borcu, işçi için işçilik alacakları arasından ücret alacağını oluşturmaktadır. Benzer şekilde işçiye ödenen ücret karşılığında işverenin de, kendisinin gösterdiği veya iş sözleşmesinde yazılı olan işin yapılmasını, verilen işin tamamlanarak teslim edilmesini veya edimin kararlaştırılan zamanda, yerde, şekilde ifasını isteme hakkı bulunmaktadır. Elbette tüm bunların yanı sıra bu borcun, işverene bağımlı bir şekilde yapılması ve işverenin emir ve talimatlarına uygun davranılması suretiyle ifası da gerekmektedir.

D. İş Sözleşmesinin Şekli

Kural olarak iş sözleşmesinin özel bir şekli bulunmamaktadır. Bu sebeple taraflarca, iş sözleşmesinin istenilen şekilde yapılması mümkündür. Ancak süresi, bir yıl ve daha fazla olan sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması zorunluluk arz etmektedir. Bu şekil şartı, ispat şartı olmayıp geçerlilik şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. Öngörülen şekle uyulmamasının yaptırımı ise, mutlak butlanla batıl olmadır.

II. İŞ SÖZLEŞMESİNDE SÜREKLİ İŞ – SÜREKSİZ İŞ AYRIMI

İş sözleşmesi konusu incelenirken karşımıza çıkan ayrımlardan biri, sürekli iş - süreksiz iş ayrımı olmaktadır. Bir iş sözleşmesine konu olan işin, sürekli iş mi yoksa süreksiz iş mi olduğu, taraflarca belirlenen bir durum olmayıp, doğrudan kanun koyucu tarafından yasal düzenlemeyle belirlenmektedir. Bu doğrultuda nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denilmektedir. Sürekli iş – süreksiz iş ayrımının önemi; kendisini, her iki iş türüne uygulanması gereken yasal mevzuat hükümlerindeki farklılıklarda göstermektedir.

III. İŞ SÖZLEŞMESİ TÜRLERİ

A. Genel Kural

İş sözleşmesinin türleri bakımından kanunda tahdidi bir sayım bulunmamaktadır. Bu kapsamda taraflarca yasal sınırlamalara uygun olması kaydıyla, bir iş sözleşmesinin ihtiyaca uygun türde düzenlenmesi mümkün olmaktadır. Yasal sınırlamalardan kasıt ise; hukukun genel prensipleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 27 hükmüyle düzenlenen kesin hükümsüzlük halleri ile mahiyetine uygun düşen sair genel ve özel hükümlerdir. Örneğin; işçi ile işveren arasında, işverenin her sinirlendiğinde işçiyi dövebilmesi şeklinde bir sözleşmenin yapılması mümkün olmamaktadır. Zira bu halde sözleşme, işçinin kişilik haklarını ihlal etmekte ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Benzer şekilde uyuşturucu madde taşınması için taşıma sözleşmesi yapılması olanaksız bulunmaktadır. Bu halde, kararlaştırılan edim konusu suç teşkil ettiğinden sözleşme, en başından itibaren kesin olarak geçersizlik yaptırımına tabi tutulmaktadır. Bu kapsamda sayılması mümkün olan bir diğer sınırlayıcı hal, bir yıl ve daha uzun süreli iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması gerekliliğidir.

B. 4857 Sayılı İş Kanunu'nda Sayılanlar

İş sözleşmeleri; süre bakımından belirli veya belirsiz süreli olarak yapılabilmekte ve çalışma biçimleri bakımından tam süreli, kısmî süreli, deneme süreli veya diğer türde oluşturulabilmektedir.

1. Belirli Süreli ve Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi

a. Belirli Süreli İş Sözleşmesi

İş sözleşmesinin, işçi ile işveren arasında, belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullar altında, belirli bir süreye bağlı olarak ve yazılı şekilde yapılması durumunda; bu sözleşme, belirli süreli iş sözleşmesi olmaktadır. Yapılan iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi sayılabilmesi için gereken objektif koşullar, tahdidi olmayıp tadadi sayım olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple belirli süreli iş sözleşmesinin, sayılan objektif koşullara uygun diğer durumlarda da yapılabilmesi mümkün olmakta ve sözleşmenin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması ile işin mahiyeti gereği taraflarca belirli bir sürenin kararlaştırılması gerekmektedir. Sürenin gün, ay ve yıl şeklinde kararlaştırılmasının yanı sıra işin bitimi şeklinde de kararlaştırılması mümkün olmaktadır. Örneğin; bir müteahhit ile birden fazla sayıda işçi arasında yapılan ve her blokta çift apartmanın, her apartmanda yirmi katın, her katta dört dairenin olduğu sekiz bloktan oluşan bir sitenin inşası için yapılan iş sözleşmeleri, mahiyeti gereği belirli süreli iş sözleşmesi olmaktadır.

Belirli süreli iş sözleşmesinin, birden çok kez üst üste ve zincirleme şekilde yapılması mümkün ise de; geçerli olması için zincirleme iş sözleşmesinin, esaslı nedene dayalı olarak yapılması gerekmektedir. Bu halde iş sözleşmesi, belirli süreli olma özelliğini korumaktadır.

b. Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi

Belirsiz süreli iş sözleşmesi, karşımıza iki şekilde çıkmaktadır. Bunlardan ilki, iş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmaması halidir ki; taraflar arasındaki iş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı durumlarda bu sözleşme, belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılmaktadır. Örneğin; işçi ile işveren arasında, işçinin, işverene ait spor giyim satılan iş yerinde kasiyerlik yapması için sözleşme imzalanması halinde, taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi kurulmaktadır.

Bir diğeri ise; iş sözleşmesinin, belirli süreli olarak yapılmak istenmesine rağmen belirli süreli iş sözleşmesinin şartlarının oluşmamasıdır. Örneğin; belirli süreli iş sözleşmesinin, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaması gerekirken, aksinin yapılması halinde, iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilmektedir. Bu husus, yalnızca belirli süreli iş sözleşmesinin zincirleme şekilde yapılmasında değil, koşullarının oluşmamasına rağmen bir defaya mahsus olarak yapılması halinde de geçerli olmakta ve yapılan sözleşme, yine belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılmaktadır.

2. Kısmî Süreli ve Tam Süreli İş Sözleşmesi

a. Kısmî Süreli İş Sözleşmesi

Kısmî süreli iş sözleşmesi; işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda karşımıza çıkmaktadır. Bir öğrencinin haftanın beş günü, okul çıkışlarında, saat 17.00-22.00 saatleri arası bir kafeteryada garson olarak çalışması buna örnek olup; part time çalışma olarak bilinen çalışmalar, kısmî süreli iş sözleşmesi kapsamına girmektedir.

b. Tam Süreli İş Sözleşmesi

Tam süreli iş sözleşmesi için kanunda yapılan herhangi bir tanımlama bulunmamaktadır. Bu sebeple haftalık kırk beş saatlik çalışma süresinin belirlendiği veya belirlenen sürenin bu süreden önemli ölçüde az olduğu ve yaklaşık olarak haftalık çalışma süresi civarında bulunduğu hallerde, taraflar arasında tam süreli iş sözleşmesi kurulmuş olmaktadır. Zira bir iş sözleşmesinin tam süreli yerine kısmî süreli olduğunun kabulü için esas alınan ortalama süre, haftalık çalışma süresi olarak karşımıza çıkmaktadır. Haftalık çalışma süresinden önemli ölçüde azalma olması halinde; iş sözleşmesi, kısmî süreli, aksi halde (örneğin, haftalık çalışma süresi olarak 45 saatin yerine 40 saatlik çalışmanın kararlaştırılmasında) tam süreli kabul edilmektedir.

3. Çağrı Üzerine Çalışmaya ve Uzaktan Çalışmaya Dayalı İş Sözleşmesi

a. Çağrı Üzerine Çalışmaya Dayalı İş Sözleşmesi

Taraflar arasında yapılan yazılı sözleşme ile, iş görme ediminin, işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde yerine getirilmesinin kararlaştırıldığı hallerde, bu iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmî süreli iş sözleşmesi olmaktadır. Görüldüğü üzere; bu hallerde işçi tam süreli olarak çalışmamakta, yalnızca çağrılması halinde çalışmakta ve bu çalışma, kısmî süreli iş sözleşmesi kapsamında bulunmaktadır. İş Kanunu'nda da bu yönde hükme yer verilmekte ve taraflarca, işçinin, hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde ne kadar süreyle çalışacağının belirlenmemesi halinde, haftalık çalışma süresinin yirmi saat kararlaştırılmış sayıldığı ve sözleşmede günlük çalışma süresinin kararlaştırılmaması halinde, işverenin her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorunda olduğu düzenlenmektedir. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede, işçi, çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanmaktadır.

b. Uzaktan Çalışmaya Dayalı İş Sözleşmesi

Uzaktan çalışma; gelişen teknoloji ve internet satışları sonucunda özellikle birden çok il, ilçe veya ülkede satış ya da hizmet ifasında bulunan iş yerleri veya şirketlerde karşımıza çıkmaktadır. Elbette uzaktan çalışmayla tanışmada ve tanışan sektörler bakımından sayının artışında pandemi sürecinin de büyük etkisi bulunmaktadır. Örneğin; müşteri hizmetleri olarak da bilinen çoğu çağrı merkezinde, telefonları cevaplayan kişinin uzaktan çalıştığı bilinmektedir. Bu kapsamda uzaktan çalışmaya dayalı iş sözleşmesi; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; bir bilgisayar teknisyeninin, iş görme borcunu uzaktan çalışma şeklinde yerine getirmesinin kararlaştırılması mümkün olmakta ve bir sistemsel arıza veya teknik sorun halinde, uzaktan bağlantı kurarak sorunu çözümlemesi mümkün olmaktadır.

4. Deneme Süreli İş Sözleşmesi

Deneme süreli iş sözleşmesi; taraflarca, iş sözleşmesine en başından bir deneme kaydı konulması suretiyle iş ilişkisine uyum sağlanıp sağlanmadığının, alışma sürecinde ilerleme olup olmadığının ve sözleşmenin devam ettirilmek istenip istenmediğinin belirlenen süreçte görülmesi amacıyla yapılan sözleşme türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple taraflarca deneme süresi içinde iş sözleşmesinin bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız olarak feshedebilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak işçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklı olmaktadır. Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay olabilmekte; ancak deneme süresi, toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilmektedir.

5. Takım Sözleşmesi ile Oluşturulan İş Sözleşmeleri

Takım sözleşmesi; birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşme olarak karşımıza çıkmaktadır. Takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış sayılmaktadır.

Takım sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa olsun, yazılı yapılması ve sözleşmede her işçinin kimliği ile alacağı ücretin ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir.

IV. 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ KUTLAMAMIZ VE EMEKÇİLERİMİZE SESLENİŞİMİZ

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün anlam ve önemine binaen işçi ve işveren ilişkisini konu alan iş sözleşmesi ile türlerini incelemeyi uygun bulduğumuz bu özel günde; öncelikle mücadelenin ve çalışmanın önemini ve kıymetini yakından bildiğimizi ve tanıdığımızı belirtmek ve emeğin, alın terinin, mücadelenin değerinin ve kıymetinin paha biçilemez olduğunun bilinciyle hareket ettiğimizi ifade etmek istiyoruz. Bu vesileyle beden ve/veya beyin gücü ile hareket eden ve emeğiyle, alın teriyle, özverisiyle, üstün çalışmasıyla iş yaşamına ve ticari hayata doğrudan imzasını atan, katkılar sunan ve ortaya, olağanüstü eserler ile işler çıkartan tüm işçilerimizin ve emekçilerimizin, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı yürekten kutluyor ve bugüne özel yazımızı, iş hayatında emeği geçen, bireysel, toplumsal ve ülkesel çalışmaya katkısı bulunan ve harikalar yaratan tüm değerlerimize armağan ediyoruz.

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN..

(İŞBU YAZI; 1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI'NA ÖZEL KALEME ALINAN HUKUKİ METİN OLUP;

TÜM EMEKÇİLERİMİZE VE DEĞERLERİMİZE ARMAĞAN EDİLMEKTEDİR.)

LL.M. Av. Uzm. Arb. AYŞEN GÜZEL

title