Almula Merter Churm

Sevgili Dilan Ünlü Kartının Son Kullanma Tarihi Geçti!

27.07.2025 16:52
Haber Detay Image

Memlekette yeni bir trend var: "Ünlüyüm ben!" diyerek ortalığı yıkmak.

Eskiden kredi kartını sallarsın "limitin var mı?" diye sorarlardı, şimdi ünlülük kartını sallıyorsun, herkes bir adım geri mi atıyor sanıyorsunuz? Bu ünlü kartını sık kullananlar ne trafik çevirmesi tanıyor, ne uçuş kuralları, ne de "hanımefendi sakin olun" diyen bir polis memuru.

İşte bu kelimeyi son günlerde ağzından düşürmeyen şöhretçilik oyununa kendini fazla kaptıran biri !!!

Dilan Çıtak Tatlıses'in "Ünlüyüm ben!" repliği ağzından düşmüyor.

Bodrum yaz demektir, tatil demektir, bazılarınınsa egosunun iyice kabarması demektir. Şu aralar Bodrum modası, beyaz şort, güneş gözlüğü, kokteyl ve ego patlaması. Dilan belli ki güneşten fazla yanmış, sinirleri tam koyu kahve olmuş, çünkü bu "ben ünlüyüm" cümlesi adeta bir güneş sonrası kremi görevi görüyor.

İlk perde uçakta açıldı. Hostese "ben ünlüyüm" çıkışı.

İkinci perde Bodrum'da polise "ben ünlüyüm" atarı.

Üçüncü perdeyi merak ediyoruz. Yarın muhtemelen bakkal amcaya bağırırken duyacağız, "Ben ünlüyüm, sakızları bana beleş ver!"

Belki sonra market kasiyeri, öbür gün otopark görevlisi.

Hatta belki bir gün yanlışlıkla Siri'ye bile bağırır. "Ben ünlüyüm Siri, bana hava durumu söyleme, Güneş'i getir

Ama işte burada ufak bir sorun var sevgili Dilan...

O kartın son kullanma tarihi galiba geçti hatta kabak tadı verdi...

Ünlü olmak, karşındakinin haysiyetini çiğneme hakkını sana vermez bu birinci kural.

"Ben Ünlüyüm' Diyerek Kurallar Değişiyor Mu?"

Ne sanılıyor, bilmiyorum... Bu "ünlü kartı" şöyle bir şey mi; polis memurunun önünde salladığında trafik cezası siliniyor, hostesin önünde gösterince emniyet kemeri takmadan oturabiliyorsun?

Yoksa pasaport kontrolünde "aa ünlüymüş, buyurun kırmızı halıdan geçin" diye bir protokol mü var bizim bilmediğimiz?

Bu "ünlü kartın" trafik cezasında indirim mi sağlıyor? Market kasasında "aa ünlüymüş, ver parasını geri" mi diyorlar? Yoksa Bodrum beach club'larda "ben ünlüyüm" deyince lahmacun altın tabakta mı geliyor? Vallahi meraktan soruyorum...

İbrahim Tatlıses'i severiz sevmeyiz. Ama bugün imzasını atmış bir sanatçı.

İbrahim Tatlıses'in kızı olmak büyük bir soyadı taşımak demek. (Son zamanlarda soyadını kullanmıyor olsan da hala etkileri sürüyor ve biz seni zaten o sayede tanıdık) İşin belki en trajik yanı şu, İbrahim Tatlıses gibi bir ismin kızı olmak, insana otomatik olarak sahneye çıkma hakkı, albüm yapma fırsatı, bilinirlik kazandırabilir. (Ve öyle oldu) Ama karakter otomatik gelmiyor, onu kendin inşa etmek zorundasın.

"Ünlüyüm ben" diye bağırmak yerine, o ünü hak edecek bir ağırbaşlılık göstermek gerek.

Ama biz ne görüyoruz? Her kriz anında, bu soyadı bir şemsiye değil, bir sopa gibi sallanıyor. Belli ki soyadıyla açılan kapılar yetmedi, artık kapıları kırıp girmeye çalışıyor.

Kimse kusura bakmasın ama polis görevini yapar, hostes kurallarını uygular.

"Ben ünlüyüm" deyince" dokunulmazlık zırhı" açılmaz, öyle bir dünya yok. Ünlü olmak, "ben bağırabilirim, siz susacaksınız" demek değildir.

Biliyor musun bu çıkışların yüzünden "şarkıcı" kimliğin gidiyor, yerine "olay çıkaran ünlü" etiketi yapışıyor.

Son Nokta (ve Küçük Bir İyilik Tavsiyesi)

Sevgili Dilan, Bodrum'un güneşinden, jet sosyete tozundan, beach club egosundan bir adım geri çık.

Bir aynaya bak ve şunu sor:

"Ben gerçekten ünlü müyüm, yoksa sadece 'ben ünlüyüm' diye bağıran biri mi?"

Çünkü şöhret öyle "ben ünlüyüm" demekle olmuyor. Şöhret; iş, duruş ve biraz da tevazu istiyor.

Şimdi sana bir abla hatta senin yaşının deyimiyle "dinazor" nasihatı vereyim...

Ünlü olabilirsin, ama bu seni evrensel kuralların üstüne koymaz.

İyi bir soyadı taşıyor olabilirsin, ama bu seni otomatik olarak "özel" yapmaz.

Hakaretle değil, eserle konuşanlara ünlü denir. Diğer kısım "Ünlücük" olur.

Gerisi?

Sadece şezlongda fazla ısınmış bir ego.

Ve sadece gürültü olarak kalır.

Yazarın Tüm Yazıları

title