Almula Merter Churm

Bir Ruh Mimarının Ardından Yankılanan Ses;Murat Karahan

26.06.2025 08:28
Haber Detay Image

Bir Ruh Mimarının Ardından Yankılanan Ses;Murat Karahan

Benim için opera bir sahne sanatından fazlası…

Bir tutkudur, bir duygunun en yoğun hâlidir. Bir sesin sadece kulağı değil, kalbi de titretebilme gücüne duyulan hayranlık… Küçük yaşlardan beri, sahneye çıkan bir tenoru izlerken içimden geçen o tarifsiz heyecan hiç eksilmedi. O ihtişamlı dekorların, orkestranın ilk notasıyla susan salonun, sanatçının nefes alışında bile ritim bulan o büyünün bağımlısıyım adeta.

Bu sevgiyi sadece kendime saklamadım.

Çocuklarım da o sahnelerin büyüsünü tanısın, sesin ruha dokunuşuna tanıklık etsin istedim. Onlarla birlikte ilk kez bir opera izlediğimizde, gözlerimin içine bakan şaşkın ve hayran bakışlarını unutamıyorum. Belki her çocuk çizgi film izleyerek büyür, bizimkilerse "Carmen"le, "Tosca"yla, "Aida"yla tanıştı. Ve her defasında onlara şunu söyledim:

"İyi bir ses sadece güzel değil, doğru hissettiren sestir."

Ve bu sözün en somut karşılığı Murat Karahan'dır.

Bazı sesler vardır; duyduğunuz anda dünyanın geri kalanı susar. Kalbiniz biraz daha ağır atar, gözlerinizin önüne sadece notalar değil, hayaller de düşer. Bazı insanlar başarılarını bağıra çağıra anlatır, bazılarıysa sadece sahneye çıkar ve sessizlik yaratır… Çünkü o sahnede artık kelimelere ihtiyaç kalmaz. Murat Karahan işte o sessiz gücün, o etkileyici duruşun, o tarifsiz sesin adıdır. Tınısında sadece teknik değil, derinlik; sadece müzik değil, yürek var.

Onun sahneye adım attığı an, izleyici sadece bir performansa değil, bir mucizeye tanıklık eder. Zira Karahan, yalnızca bir tenor değildir. O, sesiyle hikâyeler anlatan, karakterlere ruh üfleyen, notaları yaşayan bir sanatçıdır. O bir tenor… Ama ne sıradan bir ses, ne de sadece güçlü bir oktav meselesi bu. Onun sesi, insana unutmaya çalıştığı duyguları hatırlatıyor. İçini oyup geçen bir notayla kendine getiriyor, bir bakışla bütün bir geçmişi anlatıyor. İzleyicinin ruhuna doğru yapılan bir yolculuk var onun sesinde…

Ankara'da doğan bir çocuğun, dünya sahnelerinde devleşmesi… Sadece bir "başarı hikâyesi" demek yetmez buna. Bu, disiplinin, inancın, çalışmanın ve tutkuyla örülmüş bir ömrün eseri. Murat Karahan, klasik müzik gibi zor, ulaşılmaz ve mesafeli görünen bir dünyayı, herkese sevdirerek; müziği halkla, halkı sahneyle buluşturarak bambaşka bir kapı araladı. Ankara'dan çıkıp dünyanın en prestijli sahnelerine uzanan bu yolculuk, ülkesine duyduğu sevginin, sanatına duyduğu bağlılığın ve azmin sessiz ama kararlı haykırışıdır.

Bugün dünyanın en önemli opera sahnelerinde onu izlerken içimizden geçen "İşte bizim sesimiz orada" diyoruz. Çünkü Karahan, yalnızca kendi kariyerini taşımıyor o sahneye; memleketini, kültürünü, dilini, değerlerini de taşıyor. Bir şarkı söylerken, aynı anda hem İtalyan operasına selam duruyor hem de Anadolu'nun toprağından aldığı güçle dimdik duruyor. Onu izlediğinizde görürsünüz: Her mimiğinde, her nefesinde, bir sanatçının ötesinde, bir kültür elçisi vardır karşınızda. İtalya'da bir arenada Verdi söylerken de, memleketinde bir konser salonunda Aşık Veysel'i seslendirirken de aynı tutkuyla, aynı içtenlikle durur sahnede. Çünkü onun için müzik bir gösteri değil, bir yaşam biçimidir.

Murat Karahan'a hayranlık duymak, yalnızca onun güçlü sesine değil; taşıdığı zarafete, disipliniyle ilham oluşuna ve Türk sanatçısı kimliğini dünyaya onurla taşıyışına da hayranlık duymaktır. O, sahneye çıktığında hepimiz biraz daha gururlanıyoruz. Çünkü onun sesiyle Türkiye'nin sesi daha çok yankılanıyor dünyada. Bu ülkenin böyle sanatçılara, böyle elçilere, böyle gönül tellerimize dokunan adamlara çok ihtiyacı var.

İyi ki varsın Murat Karahan…

Ve iyi ki sanatın, yüreğimize bu kadar dokunabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları

title