Almula Merter Churm

"Aile Her Şeydir!” Deyip Tapuya Kadar Geldik…

05.08.2025 08:46
Haber Detay Image

Aile kutsaldır. Anne bir, baba bir, kan aynı, can aynı...Derken bir bakmışsınız, kardeşiniz sizi tapuda "şirket gibi" devretmiş. Duygusal sermaye çökmüş, manevi hisseler satılmış. Ne kadar hazin, değil mi?

Özcan Deniz'in abisi Ercan Deniz ile yaşadığı krizi izlerken, içimden şu cümle geçti:

"Yazık… keşke sadece film senaryosu olsaydı."

Ama gerçek hayat, bazen kötü bir Türk dizisinden bile daha entrikalı. Senaryoda yapmacık duran replikler, burada oldukça sahici. "Canımı en yakınım yaktı." Sahne ışıkları altında dökülen bu cümle, aile denen yapının neden bu kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Ve ne garip ki kırılgan olan sadece gönül değil; tapu da, kredi de, sosyal medya şifreleri de…

Bakın, abiniz yıllarca sizin menajeriniz olmuş. Her sahneye çıkarken, her konseri planlarken o sizinleymiş.

Şimdi karakollarda, mahkeme salonlarında karşılıklı dilekçelerle buluşuyorsunuz. Nereden baksan ironik.

22 yıl omuz omuza, 22 dakikada düşman safına.

Ve ne uğruna? Para mı? Tapu mu? Mülk mü? Yoksa sadece kontrolü kaybetme korkusu mu? Belki de tüm bunlar sadece "başrol" kim olacak sorusunun yan ürünüdür. Çünkü itiraf edelim, Türk aile yapısında bile artık roller karıştı: Anne dizide "kaynanaya", baba emekliye, kardeş ise rakibe dönüşüyor. Aile olmak yerini "organizasyon" olmaya bırakıyor. Ve bu organizasyonda duygular değil, tahsilatlar konuşuluyor.

Abisi diyor ki "Servetim çalındı."

Özcan diyor ki "Çocuğumu babasız bırakmak istiyor."

Seyirci olarak bize düşense elimize çekirdek alıp, "yuh be kardeşim" demek oluyor. Oysa bu bir dizi değil; gerçek insanların, gerçek kırgınlıkları.

Ama asıl kırılma, kalpte değil artık ekranlarda oluyor. Zira biz kime hak vereceğimizi dahi Instagram story'sine göre seçiyoruz. Kim daha etkileyici cümle kurduysa, haklı olan o.

Ne mahkeme ne adalet… Algı, artık yeni yargı.

Velhasıl, aile her şeydir diyoruz ya hani…

İşte o her şeyin içinde artık noter, avukat, haciz memuru ve story paylaşım uzmanı da var. Birlikte büyüyen kardeşler, büyüdükçe birbirini küçümsemeye başlıyor. Ve sevgi, sessizce bavulunu toplayıp evi terk ediyor.

Özcan'a da, Ercan'a da sormak isterim:

"Gerçekten ne kaybettiniz?"

Cevap basit:

Kardeşlik duygusunu.

O her şeyin başıydı ya hani…

İşte tam orada koptunuz birbirinizden.

Biliyor musunuz bir gün, herkes kendi hayatının başrolünde yürürken, perde kapanır…

Ama o sahne arkasında sessizce bekleyen kardeş koltuğu hep boş kalır.

Çünkü bazı boşluklar, hiçbir alkışla dolmaz.

Yazarın Tüm Yazıları

title