Ziyaretçilerine Adeta Zaman Yolculuğu Yaptıran Kent: Bilecik
"Kuruluş ve kurtuluşun beşiği", "Milletin makus talihini yendiği" ve "Taşı mermer, toprağı seramik, yaprağı ipek" olan, tarihi ve kültürel mekanlar, türbeler ve camilerle yerli ve yabancı turistleri kendine çeken Bilecik, ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk yaşatıyor.
"Kuruluş ve kurtuluşun beşiği", "Milletin makus talihini yendiği" ve "Taşı mermer, toprağı seramik, yaprağı ipek" olan, tarihi ve kültürel mekanlar, türbeler ve camilerle yerli ve yabancı turistleri kendine çeken Bilecik, ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk yaşatıyor.
Birçok medeniyete ev sahipliğinin yanı sıra Osmanlı Devleti'nin kurulduğu topraklar ve Kurtuluş Savaşı'nın kilit ili olması nedeniyle tarihinde önemli değerler barındıran ve halk arasında "eski yerleşim" olarak anılan, Kurtuluş Savaşı sırasında 3 kez Yunanlılar tarafından yakılan ve tahrip edilen Şeyh Edebali Türbesi yerleşkesindeki cami, hamam ve imarethane tarihi dokuyu oluşturuyor.
Şeyh Edebali Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgenin 1920-1930 yıllarına kadar tarihi kimliğini koruduğunu büyüklerinden duyduklarını ancak daha sonra dolgularla özelliğini kaybettiğini öğrendiklerini söyledi.
Eski yerleşim yerinde tabakhanenin bulunduğunu ve insanların geçimlerini buradan sağladıklarını anlatan Durmuş, şöyle konuştu:
"Şu anda bu yerlerin temelleri aşınmış. 95 yaşındaki Mehmet Sarı, 4 tane bulunan tabakhanede çıraklık yapmış. Bu tabakhaneler korunursa inanıyorum ki, gelen ziyaretçiler Bilecik'in geçim kaynağının ne olduğunu, insanların kendilerini nasıl idare ettiklerini öğrenirler. Osmanlı sanayisinin kurulduğu, Türkiye'nin lokomotifi buradan başlıyor. Geçimleri hayvancılıkla olduğu için dericilikte de çok ileri gitmiş Bilecik'te. Yaşlılarımız, bölgenin o dönemlerde daha faal olduğunu anlatırlar. Dernek olarak, buraları tanıtmaya karar verdim. Ziyaretçilerin buraları görmelerini istiyorum. Burada görünen yerlerde konaklama yerleri mevcutmuş. Minarede ezan sesini duyan insanlar, küçük bir hamamda banyolarını yapıp, namaza gittiklerini büyüklerimizden öğrendim. Bilecik, ayrıca bağlarıyla da meşhurmuş. Mehmet Sarı, kendisinin de şarap yaptığını anlatıyor. Burada koza ipek işleme atölyeleri de mevcutmuş. 105 yaşındaki Sadri Keten, ipek böcekçiliği yaptığını, ahilik ve şet kuşatmasıyla ödül aldığını anlatıyor. Osmanlı'nın izleri olan yerler. Şu anda Osmanlı'nın izleri kaybolmaması için restorasyon çalışmaları yapılıyor."
Bilecik'in ayrı bir kültürünün de bulunduğunu yaşlılardan duyduklarını bildiren Durmuş, komşuluk ilişkileri gelişmiş ve düğün veya ev yapımında herkesin bir işin ucundan tuttuğunu yaşlıların anlattığını sözlerine ekledi.