Yozgat'ta Şekerpancarı Hasadı Devam Ediyor
Yozgat'ta devam eden şekerpancarı hasadında ziraat mühendisi Deniz Altıntaş, nişasta bazlı tatlandırıcılar yerine şekerpancarı şekerinin tercih edilmesi gerektiğini vurguladı. Gıda güvenliği konusunda acil tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyen Altıntaş, şekerpancarı üretiminin önemine dikkat çekti.
Haber: Seyfi ÇELİKKAYA
(YOZGAT) - Türkiye'de Konya'nın ardından en fazla şekerpancarı üreten bölgelerinden Yozgat'ta hasat devam ediyor. Ziraat mühendisi Deniz Altıntaş, üretim aşamasının zahmetli olmasına rağmen, gelecek nesillerin daha sağlıklı yetişebilmesi için nişasta bazlı tatlandırıcılar yerine şekerpancarından elde edilen şekerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.
Aynı zamanda Zafer Partisi Yozgat İl Başkanı olan Altıntaş, Boğazlıyan ilçesinde hasat edilmeye çalışılan şekerpancarı tarlalarını gezdi.
Altıntaş, yaptığı açıklamada, şekerpancarından melastan mayadan ispirtoya, etil alkolden hayvan yemine kadar pek çok ürün elde edildiğini hatırlattı.
Melasın kilosunun 6 lira olduğunu aktaran Altıntaş, şu bilgileri verdi:
"20 litre bidonun ederi 120 lira. Buradan yaklaşık 1,5 litre tarımsal menşeli etil alkol elde edilir. Bu 1,5 litre etil alkolden de ortalama 2 kilo rakı veya viski elde edilir. Ederi 3-3 bin 500 liradır. 15-16 litre ayrışmadan kalan şilempe ile de 20 litre gübre elde edersiniz. İçine potasyum, magnezyum, azot, fosfor katarsınız. Onun fiyatı da 3 bin liradır. Yani 120 liralık melastan ortalama 6 bin liralık katma değerli ürün üretirsiniz. Etil alkol eskiden Tekel'in bira ve alkol fabrikalarında kullanılıyordu. Şu anda muhtemelen yabancı şirketlere veriliyor. Çünkü biz Tekel'in sigara ve içki bölümünü sattık. Kamu iktisadi teşekkülleri olan Tekel ve şeker fabrikaları direkt veya dolaylı olarak yaklaşık 10 milyon insanımızın evine ekmek götürmesine, 10 milyon aileye rızık verilmesine sebep oluyordu. Bugün gelir dağılımındaki adaleti sağlamanın birincil yolu ham iktisadi teşekkülleridir. Bugün sigara şirketini çalıştıran fabrikaya gittiğinizde o fabrika işçiye sendika yapmıyor. İşçiye Tekel gibi yüksek maaş vermiyor. İşte bu sebeple şeker pancarı tarımı, tütün tarımı Türkiye'nin hayati öneme sahip fabrikalarıdır, sektörleridir."
"Gıda güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor"
Şekerpancarı üretim sürecinin çok masraflı ve sancılı olduğunu bildiren Altıntaş, "Türkiye'de hemen şimdi gıda güvenliği denetiminin ve gıda güvenliği ile ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor. İnsanların ömrünü Cenabıallah belirlemez; yediği gıdanın niteliği, içeriği, şekli belirler" diye konuştu.
Altınaş, "gıdaların içine katılan koruyucu, renklendirici, tatlandırıcı, kıvam ve lezzet arttırıcıların çocukların bağışıklık sistemini çökerttiğini" söyledi.
"Nişasta bazlı şekerin hangi işlem işlemlerden geçtiğini gerçekten kimse bilmiyor"
"Türkiye'de nişasta bazlı şeker belası var. Nişasta bazlı şekeri üreten firmalar maalesef denetlenmiyor. Bu çok açık" diyen Altıntaş, şunları söyledi:
"550 bin ton nişasta bazlı şeker üretilmiş. 550 bin ton nişasta bazlı şeker demek 1 milyon ton sakaroz şekerine eşittir. Çünkü tatlandırıcılığı iki katıdır. Çocuklarınıza şeker pancarı şekerinden üretilmiş şekeri yedirin. Nişasta bazlı şekerin hangi işlem işlemlerden geçtiğini gerçekten kimse bilmiyor. Fruktoz şurubuna metabolizmamız alışkın değil. Hatta şekere bile metabolizmamız alışkın değil. Bu fruktoz şurubunun hangi mısırdan elde edildiğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Türk tarımına, şekerpancarı üreticisine katkı sağlamak, şeker fabrikalarını ayakta tutabilmek, hepsinden önemlisi çocuklarınızın sağlığı için şeker pancarı şekerini tercih edin."















