Yozgat'ta Kamu İşçileri Hayat Pahalılığına Karşı Eylem Düzenledi

Türk-İş'e bağlı sendikalar, Yozgat'ta hayat pahalılığı ve düşük ücret politikalarına karşı iş bırakarak sokağa indi. Emekçiler, hükümetin masaya çözüm önerileri getirmemesi üzerine tepkilerini dile getirdi ve kamu hizmetlerinin önemine dikkat çekti.
Haber: Seyfi ÇELİKKAYA
(YOZGAT)- Türk-İş'e bağlı sendikalar bugün ülke genelinde olduğu gibi Yozgat'ta da basın açıklaması düzenledi. Yozgat İl Özel İdaresi'nde çalışan emekçiler, hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu iş yerlerinde ücret dengesizliği, enflasyonun altında teklif edilen ücret zammı gibi sorunlara çözüm talebiyle iş bırakıp, sokağa indi.
Yozgat İl Özel İdaresi'nde köylere götürülen yol, su, köprü, gölet, sulama projesi gibi yatırımlarda çalışan işçiler, sabah mesainin başlama saati öncesinde iş yeri önünde toplandı. Eyleme, 386 emekçi ile Türkiye Yol İş Sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem de katıldı.
Emekçiler, bir süre iş yeri önünde bekledikten sonra iş yerinden çıkıp, yaklaşık 500 metre mesafelik alanda sloganlar atarak yürüdü, daha sonra tekrar işyeri bahçesine gelip, basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması öncesinde, dün Yozgat Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen iş makinalarının teslim töreni esnasında geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat eden kepçe operatörü Mustafa Uçar için saygı duruşunda bulunuldu.
"Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz"
Türkiye Yol İş Sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem basın açıklamasını okudu, hükümetin üç ay boyunca masaya teklif getirmediğine dikkati çekip, şunları söyledi:
"Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklife karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu İş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: 'Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor' dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır. Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım.
Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir."