Yozgat'ta Pazarcılar Tehdit Altında: Büyük Marketler Küçük Esnafı Yok Ediyor
Yozgat Sebzeciler ve Pazarcılar Odası Başkanı Salih Çavuşoğlu, "Şu anda 170 pazarcı esnafımızdan mal getiren 5- 6 araba, alıp satan 50- 60 esnafım kaldı. Öbür hafta havalar biraz soğuyor, daha da düşer, bir iki seneye kalmaz bu üç harflilerin ismi lazım olmayan, üç harflilerin sayesinde pazarcı nesli biter. Bundan sonra insanlarımız onlara mecbur kalır. Biz esnaf olarak devletimize ödediğimiz vergilerden devletimiz de mahrum kalır, bu şekilde meslek yok olur gider" dedi.
Haber: Seyfi Çelikkaya
(YOZGAT) - Yozgat Sebzeciler ve Pazarcılar Odası Başkanı Salih Çavuşoğlu, "Şu anda 170 pazarcı esnafımızdan mal getiren 5- 6 araba, alıp satan 50- 60 esnafım kaldı. Öbür hafta havalar biraz soğuyor, daha da düşer, bir iki seneye kalmaz bu üç harflilerin ismi lazım olmayan, üç harflilerin sayesinde pazarcı nesli biter. Bundan sonra insanlarımız onlara mecbur kalır. Biz esnaf olarak devletimize ödediğimiz vergilerden devletimiz de mahrum kalır, bu şekilde meslek yok olur gider" dedi.
Önceki yıllarda 170 esnafın pazarcılık yaptığı Yozgat'ta, kamyonla ürün getiren esnaf sayısı 5- 6'ya düştü, getirilen ürünü ise sadece 50- 60 esnaf pazarda satıyor. Yozgat Sebzeciler ve Pazarcılar Odası Başkanı Salih Çavuşoğlu, küçük esnafın büyük marketlerle rekabet şansının kalmadığını, birkaç yıl içerisinde pazarcı esnafının tamamen mesleği bırakmak zorunda kalacağını söyledi. Çavuşoğlu, toptancı hallerinin biran önce devreye sokulması gerektiğini belirterek, şöyle dedi:
"Yozgatımızda toptancı hali olmaması sebebiyle bir de Türkiye geneline çok yoğun bir şekilde yayılan ismi lazım olmayan üç harfliler küçük esnafı Yozgat dahil büyük şehirler dahil tamamen piyasadan çekmek ve küçük esnafı yok etmek üzereler. Bizleri idare eden değerli büyüklerimiz, küçük esnafın sesini duyar da bu üç harflilere önlem için her bir küçük şehre de toptancı hali yaparlarsa bunun önüne geçeriz. Bunun açıklamasını şöyle özetleyeyim; biz küçük esnafız, Adana'dan, Mersin'den, Tarsus'tan, Ankara'dan, memleketimizin üretim olduğu her yerden mal getirirken, önce bildirim yapmak mecburiyetimiz var. Bildirimi yaparken de ufak esnafın çok büyük sıkıntıları var. Bunlar da adını ulusal market koydukları için bunların denetimi oldukça zor. Biz küçük esnaf toptancı hallerine mecburi giriş yaparken bunların giriş şansları da yok, takip edenleri de yok. Arkasındaki o yoğun idarecilerin desteğinden dolayı da bir tane maliyeci çevirip de 'sen nereye gidiyorsun' deme şansları yok. Bunların hepsini küçük esnafa yapıyor. Şöyle bir pazarımızı kontrol et, birebir esnafımızla konuş, görüş 170 tane üyem var iken, bugün mal getirebilecek pazarcı sayısı, kamyon adediyle 10 civarına düştü. Bunların da tonajı 3 tonu, 4 tonu geçmiyor. Şimdi bunların istediği mal 3 bin ton, 4 bin ton olduğu için, Türkiye geneline dağıtıyorlar, fiyatlarda düşme olmuyor, yükselme oluyor.
"Pazarcının da geçindirdiği bir ailesi var"
Bunun bir önlem alınıp Yozgat gibi veya küçük şehirlerde memleketimize faydalı işler yapmaları lazım. Esnaf vergisiz, algısız çalışan insan demek değil. Bunların yanında çalışan iki tane üç tane bir mağazada personel var, tamam. Pazarcının da geçindirdiği bir ailesi var, aile eşrafı var. Devletine, milletine, memleketine yük olmadan esnaf kendini geçindirip, vergisini veriyor. Arabasının sigortasını yaptırıyor, kaskosunu yaptırıyor, devletin bütün istediği şartları yerine getiriyor, maalesef pazarın şansı bu. Bugün ben sarımsak satıyorum, iki kilo sattım. Pazarı açmak mecburiyetindeyim, katılmak mecburiyetindeyim. Buradaki insanları idare etmek mecburiyetindeyim. Bir de yanında işçi çalıştıran meslektaşlarımın nasıl bir iş yaptığına şahit ol, işçi yevmiyesini dahi kurtaramayan arkadaşlarımız var. Bizi idare edenler, Ankara'dan Türkiye'yi görmeden Ankara'da bizleri idare edenler esnafımıza sahip çıkar, buna bir çözüm bulurlar."
"Antalya'da domates 45- 50 lira okunurken, Yozgat tezgahlarında domates 40 lira, 50 lira civarında satılıyor"
Çavuşoğlu, Antalya'dan çıkışı 40-50 lira olan domatesin Yozgat'ta pazarcı tezgahlarında da aynı fiyata satıldığını belirterek, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Türkiye'nin neresine gidersen git İç Anadolu'daki kadar sıkıntı çeken hiçbir memleket yoktur. Bugün fiyatlarımızı tek tek gez, Antalya'da domates 45-50 lira okunurken Yozgat tezgahlarında domates 40 lira, 50 lira civarında satılıyor. Bugün bir elma 25- 30 lira civarındayken pazarda yerli mahsulün olması sebebiyle hala 20 lira, 25 lira civarında seyrediyor. Satış az olduğu zaman, talep az olduğu zaman şehre giren, sebze, meyve miktarı da azalıyor. Azaldıkça da tabii nakliye fazla biniyor, fiyatlar yükseliyor, bu arz talep meselesi. Talep ne kadar yoğun olursa, arz ne kadar yoğun olursa bizler de o şekilde temini yapar, memleketimize hizmet ederiz. Şu anda 170 pazarcı esnafımızdan mal getiren 5- 6 araba, alıp satan 50- 60 esnafım kaldı. Öbür hafta havalar biraz soğuyor, daha da düşer, bir iki seneye kalmaz bu üç harflilerin ismi lazım olmayan, üç harflilerin sayesinde pazarcı nesli biter. Bundan sonra insanlarımız onlara mecbur kalır. Biz esnaf olarak devletimize ödediğimiz vergilerden devletimiz de mahrum kalır, bu şekilde meslek yok olur gider. Dar gelirli de onlara mecbur kalır. İçeriye giriyorum mesela, alışveriş yapıyorsun etiketlere bakıyorsun, aldığın mal ile sattığın mal arasında bir kıyaslama yapıyoruz, bizim 150 liraya, 200 liraya sattığımız sarımsak yerinde 230-240 lira. Neden? Üç harfliler geliyor 'bana üç bin ton sarımsak' diyor. Üç bin ton sarımsak denildiği zaman fiyat düşer mi? Piyasa düşer mi? memlekette. Bu bir de idareciler, ehil insanlara sorulmuyor, ehil insanlarla istişare edilmiyor. Bugün deseler ki Yozgat nüfusu 100 bin, 100 binin içerisinde kaç tane bu üç harflerin mağaza açması lazım? Apartmanların bodrum katlarında mağazalar var. Bunlara ruhsat verenler, bu esnafı düşünmesi lazım. Bunların getirisi kadar memlekete zararı var. Bugün 25- 30 tane, Yozgat'ta bir firmanın üç harflinin mağazası olursa, düşün artık ufak esnaf ne yapsın."