Yeni Belge ve Bilgiler Işığında Ermeni Meselesi"

Anadolu Düşünce Grubu (ADG) "Yeni Belge ve Bilgilerin Işığında Ermeni Meselesi" toplantıya ev sahipliği yaptı.

ADG Başkanı Prof. Dr. Ahmet Balık, bir oteldeki toplantıda yaptığı konuşmada, 1970'li yıllarda Türkiye'nin kendi içinde kardeş kavgasına düştüğünü hatırlattı.

Bu sırada "ASALA" adındaki terör örgütüyle uğraştığını ifade eden Balık, "Bu örgüt, 50'nin üzerindeki terör eylemiyle birçok diplomatımızı şehit etmişti. Bu yolla kendilerince milli olan bir davayı dünya gündeminde tutmaya çalışmışlardır. Toplumumuzu doğru bilgiyle ulaştırmak adına bu toplantıyı organize ettik. Umarım yararlı olur" dedi.

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Prof. Dr. Enis Şahin ise Ermeni meselesinin Türkiye'nin dış politikadaki en önemli sorunlarında birisi olduğunu ve yakın zamanda çözüme kavuşacak gibi de görünmediğini dile getirdi.

Dünya genelinde çok yoğun bir Türk nüfusu olmasına rağmen sadece 7 milyonluk Ermeni nüfusunun dünya kamuoyunda bu denli gündeme geliyor olmasını "propaganda başarısı" diye nitelendiren Şahin, şunları kaydetti:

"Ermeni meselesinin ortaya çıkışında iki ülkenin çok önemli etkileri vardı, bunlardan biri İngiltere diğeri ise Rusya'ydı. Bu iki ülkenin Anadolu coğrafyasındaki çıkar çatışmaları Ermeni Meselesini doğurmuştur. Osmanlı son dönenlerini yaşarken İngiltere aslında Osmanlı'nın toprak bütünlüğüne saygılıydı. Fakat Rusya'nın yayılmacı politikasının Osmanlı toprak bütünlüğüne zarar vermesinden ve bu her açıdan verimli coğrafyayı Rusya'ya kaptırmaktan da endişe duymaktadır. Nitekim Osmanlı ve Rusya arasında çıkan ve 93 Harbi olarak bilinen savaşta, Osmanlı büyük bir yenilgi alınca ve Rusya Kafkaslarda güneye doğru inince İngiltere'nin Osmanlı'nın toprak bütünlüğü hususundaki kararı değişmişti."

1. Dünya Savaşında Ermeniler'in Rusların da etkisiyle doğu vilayetlerinde ayaklandığını hatırlatan Şahin, şöyle konuştu:

"Bunların en kanlılarından biri Van vilayetindedir ki, Ermeniler 10 bin sivili katletmişlerdi. Osmanlı yönetiminin Sevk ve İskan Kanunu'nu kabul etmesinin en önemli nedeni de budur. Bu kanun çok kısa bir metindir ve geçici bir kanundur. Bu kanunda bir kere bile Ermeni kelimesi geçmez, düşmana yardım ve yataklık yapan herkesi kapsamaktadır. Bu kanun yaklaşık 16 ay kadar uygulanmıştır. Osmanlı sınırları içerisinde o dönemde 1 milyon 280 bin Ermeni mevcuttu. Kanun çerçevesinde bu rakamın yarısına yakını sevk ve iskana tabi tutulmuştur. Savaş bittikten sonra Osmanlı yönetimi sevk ve iskan kanundan etkilenen vatandaşların geri dönebilmeleri için de bir başka kanun çıkarmıştır."

Sorunun çözümü noktasında da çözümler sunan Şahin, "Ekonomik olarak güçlü olmalıyız, bugün Amerika, İngiltere, Rusya çeşitli coğrafyalarda çok büyük kıyımlar katliamlar yapmıştır fakat bugün çıkıp da hiç kimse bu ülkelere siz katliam yaptınız diyememektedir" dedi.

Konferansta Ahmet Balık, Şahin'e plaket ve çiçek takdim etti.