Yaşar Değirmenci, Eyüplülerle Son Kez Buluştu
Yazar Yaşar Değirmenci, internetin herkesi alim konumuna getirmekle kalmayıp, ahlakı zayıflatarak salih ameli rafa kaldırdığını söyledi.
Yazar Yaşar Değirmenci, internetin herkesi alim konumuna getirmekle kalmayıp, ahlakı zayıflatarak salih ameli rafa kaldırdığını söyledi.
Yazar Yaşar Değirmenci ile gerçekleşen Surelerin Kimliği programı Eyüplülerle son kez buluştu.
Tevekkül etmenin ne demek olduğunu ve müminlerin özelliklerine değinen Yazar Yaşar Değirmenci, ayetlerin ışığında güncel meselelere de değindi. Enam, Şura ve Bakara Suresi'nden konuya ilişkin örneklerle sunum gerçekleştiren Değirmenci, tevekkül anlayışının bir çok farklı açıdan bakılması yerine ayet ve hadislerin işaret ettiği gibi anlaşılması gerektiğini belirtti. İman bahsinde salih amelin iç gösterge, Allah'a güvenmenin ise dış gösterge olduğunu, iyilik yapma eyleminden önce kötülüğü ortadan kaldırmanın daha öncelikli bir eylem olduğunu ifade eden Değirmenci, toplumsal olarak affetmeye ihtiyaç olduğumuzu söyledi. Değirmenci "Allah müminlerin özelliklerini sırlarken toplumsal işlerini danışarak yaparlar ve haksızlığa uğradıklarında meşru müdafaa için yardımlaşırlar diyor. Şura demek aklın saf tutması demektir. Şura, akılların cemaat oluşturmuş bir şekilde namaz kılması gibidir. Kadın, erkek hepimizin fikir alışverişi yapması gerek. Ortak akılda mevcudun kat kat üstü bereket hasıl olur. Günümüzün en önemli sorunlarından biri de alimlerimizin konumlarını ve elindekilerini kaybetmemek için ilmi ile amel etmeyişi, gerektiği gibi davranış gösteremeyişidir. İnternet herkesi alim konumuna getirmekle kalmadı ahlakı zayıflatarak salih ameli rafa kaldırdı" dedi.
İslam tarihindeki bazı önemli olaylardan kıssadan hisse çıkarmamız gerektiğini vurgulayan Yaşar Değirmenci konuşmasına şöyle devam etti: "Dindar topluluklarda etiket, diploma ve kariyer hastalık haline geldi. Mütedeyyin aile ve bireyler çalışma hayatında ve sosyal hayatta konumlarına karşılık gelmeyen şeyleri tercih etmiyor. Öyle ki bu hastalık evlilikleri erteliyor ve ailelerin çatısını dağıtıyor. Vahiy ve sünneti çağa taşıyamadığımız için bir çok problemin üstesinden gelemiyoruz. Sünneti şekilcilik olarak görmenin ötesine geçip sünnetin manasını ve özünü kavramamız gerekiyor. Kuran ve Sünneti aklımızı kullanarak psikolojik gerçeklikleri göz ardı etmeden gaye edinmeliyiz. İçi boşaltılmış dindarlığın olmaması için de, dindarlığı 'dinde olanı yaşamak' olarak düşünmemiz gerekiyor". - İSTANBUL