Uludağ Ekonomi Zirvesi

Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, "Dikkat etmek lazım, dünyada ucuz ürün yapan çok memleket var. Çok da şirket var, yani burada bizim kendimizi kırmızı bir okyanusa mı atmak istiyoruz, yoksa mavi bir okyanusu yaratmak mı istiyoruz konusunda çok ciddi bir sınavımız vardır" dedi.

Nahum, Capital ve Ekonomist dergilerinin Bursa Valiliği işbirliğiyle Uludağ'daki Grand Yazıcı Otel'de düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki

"Otomotivin Geleceği" konulu oturumda, otomotiv sektöründeki gelişmelerle ile ilgili görüşlerini açıkladı.

-"Başkalarının ürünlerini üretmekle yetinemeyiz"-

2023 yılındaki bir Türkiye'nin beklenilen boyuta geldiği zaman sadece başkasının ürünlerini üreterek o boyutta kalamayacağını ifade eden Nahum,

"Dolasıyla eğer o boyuta geliyorsanız yani dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri oluyorsanız o zaman dünyaya katma değer vermeniz lazım. Sadece üretim katma değeri değil. Dünyanın birtakım sorunlarına çözüm getirmeniz lazım. Hangi sektörde olursa olsun. Özel sektörde de olabilir, tekstilde de olabilir, otomotiv için de geçerli bu. Dolayısıyla 2023 Türkiye'sini arzu ettiğimiz boyutta görmek istiyorsak olmazsa olmaz kendi markalarımız olmak mecburiyetinde. Sadece başkalarının markalarını üretmekle yetinemeyiz" dedi.

- "Türkiye 2-3 yıl içinde otomotivde kendi markalarına sahip olacak"-

Nahum, Gümrük Birliği döneminde en önemli gündemin üretim konusu olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:

"İyi, verimli, kalifiye üretim yapmak gibi birtakım kaygılarımız ve gündemimiz vardı. Onlar çok geride kaldı. Şimdi aynı şekilde biz 2020'li yıllara baktığımız zaman konsept yaratmak, bir ihtiyacı tespit etmek, o ihtiyaca cevap vermek gibi kaygımız var bugün. Burada da yüksek boyutlu bir risk söz konusu. Çünkü tüketicinin ihtiyacını tespit etmek o kadar da kolay değil. Bildiğimiz bir oyun, üretim oyunu belki 40 yıldır bildiğimiz bir oyun ve oynamayı bildiğimiz de bir oyun. Fakat uluslararası boyutta bir tüketici ihtiyacını tespit etmek kolay bir oyun değil. Bu oyunda bir sıkıntı çekmekteyiz şu anda. O sıkıntıyı da Türkiye aşacaktır. Türkiye önümüzdeki 2-3 yıl içinde otomotivde kendi markalarına sahip olacaktır. Farklı yapıda markalar olacak. Türkiye'nin otomotiv sahasında en az 2-3 tane markası çıkacaktır"

Karsan'ın, Cenevre Otomotiv Fuarı'nda görücüye çıkardığı ürettiği "V1" modeli hakkında düşünceleri sorulan Jan Nahum, şunları kaydetti:

"Orada biz uluslararası ihtiyacı tespit ettik. Bugün dünya nüfusu yaşlanıyor, engelli bir nüfus var, hareket zorluğu olan bir nüfus var. Hareket zorluğu olan insanlar, model araçlara çok zor cevap veriyor. Her ne olursa olsun o aracın içine girmekte sıkıntı çekiyorsun. Dünyanın nüfusunun yüzde 10'u obez ve çok şişman, veya çocuk bekleyen aileler, hareket zorluğu var. Onlara cevap veren ürün dünyada şu anda yok. Cenevre'deki araçlara bakıyorsun hepsi müthiş güzel, güzel motorları var fakat tüketime yönelik ürünler. Bizse burada boşluk doldurmaya baktık. Esasında bu boşluğu batı kendisi gördü, ihale şartlarını çıkardı ve sonra 'takip et' dedi. Biz de bunu yakaladık. Bu bakımdan Cenevre'de çok farklı tepkiler gördük."

"Türkiye'de araç geliştirme mühendisliği var, teknoloji var, o nedenle araç geliştirme konusunda bir sıkıntı yok" diyen Nahum, şunları kaydetti:

"Tüm testleri yapar durumda olamayabiliriz, bazı testler için halen dünyanın değişik yerlerine gitmek zorunda olabiliriz. Mühendisimiz, teknisyenimiz artık tümüyle beceriye sahip. Yeter ki boşluğu görelim, konsepti doğru takip edelim. 4 milyon üretim, 3 milyon ihracat hedefine baktığımız zaman 10 yıllık bir dönemimiz var buraya gelmek için. Üretim, yatırım yapılabilir mi- Tabii ki yapılabilir. Fakat yaklaşım modeli sadece yabancı ortaklıklarla 4 ve 3 milyonu yapmaksa sıkıntı doğar. Bizim yaklaşım modelimizi zenginleştirmeye ihtiyacımız var" diye konuştu.

-"İlla ucuz bir ürün yapmak zorunda değiliz"-

Jan Nahum, "Bizim vatandaşımızın hayalinin sınırlarında genelde 20 bin liralık bir otomobil var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-" sorusuna, bu fikre katılmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Bunun illa ucuz, biz Türk tüketicisinin ulaşabildiği bir araç olmasına gerek yok. Dünyaya açılan bir araç olması sıfatıyla belki de çok daha pahalı bir araç, çok ciddi bir talep görecektir. Dolasıyla burada önemli olan bu ekonomik oyunu katma değer yaratmak oyununu en iyi şekilde yapmak ve Türkiye'ye en iyi ekonomik geri dönüşü sağlamaktır. Bu oyunu oynarken illa ucuz bir ürün yapmak zorunda değiliz. Dikkat etmek lazım, dünyada ucuz ürün yapan çok memleket var. Çok da şirket var, yani burada biz kendimizi kırmızı bir okyanusa mı atmak istiyoruz, yoksa mavi bir okyanusu yaratmak mı istiyoruz konusunda çok ciddi bir sınavımız vardır. Kırmızı okyanusta yüzlerce birbirini neredeyse boğarcasına rekabet içinde bulunan üreticiler var. Onlardan bir tane daha olmak bizi acaba istediğimiz uzun dönemli başarıya götürür mü-"

-"Akılcı yaklaşıma ihtiyaç var"-

"Benim düşüncem kırmızı okyanusa girmememiz gerektiği, tamamen farklı okyanusları tespit etmek gerektiği yönündedir" ifadelerini kullanan Nahum,

"İhtiyaçları tespit etmek çok zor. Burada akılcı yaklaşıma ihtiyaç var. Dolayısıyla nasıl yapacağız bunu- Burada kalarak, Türkiye'de kalarak yapmamıza imkan yok. Bütün dünyanın değişik yörelerine antenler yollayarak, olup biteni iyi izleyerek, onlardan geri beslemeyi yaparak bunu yapmalıyız" dedi.

Nahum, "4 milyon araç, 3 milyon ihracat, 75 milyar dolar ihracat. Araç başına 25 bin dolarlık bir ortalama fiyattan bahsediyoruz. Dolayısıyla ortalamayı 25 bine çıkartmak istiyorsak demek ki 50 bin dolara kadar çıkan ürünlerimizle bu yelpazenin içinde olmak durumundayız. Burada çok ciddi emek sarfetmek lazım. Türk otomotiv sanayisinin Gümrük Birliği'ndeki hedefi üretimdi, sonra yıllar yılı stratejisi yoktu. Şimdi stratejisi var, vizyonu var. Şimdi vizyonu yerine getirmek için çok akıllı stratejiler uygulama mecburiyetindedir" diye konuştu.

Jan Nahum, "Otomotivi nasıl görüyorsunuz- Otomotiv kadın mıdır, erkek midir-" sorusuna, "Otomotivin dışı erkek, için kadındır" cevabını verdi.

- BURSA