Üç Semavi Dinin Temsilcileri İftarda Buluştu
Türkiye Hahambaşılığı Vakfı ve Türk Musevi Cemaati'nce Edirne'de düzenlenen iftarda, üç semavi dinin temsilcileri bir araya geldi.
Türkiye Hahambaşılığı Vakfı ve Türk Musevi Cemaati'nce Edirne'de düzenlenen iftarda, üç semavi dinin temsilcileri bir araya geldi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restorasyonu tamamlanarak mart ayı sonunda açılan Edirne Büyük Sinagogu bahçesinde yapılması planlanan iftar, yağış beklentisi nedeniyle Ekmekçizade Ahmetpaşa Kervansarayı'nda düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun tasavvuf müziği konseriyle başlayan iftara, Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Murat Salim Tokaç, Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva, Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh, Edirne Müftüsü Emrullah Üzüm, Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ve Bulgaristan Ortodoks Edirne Sv Georgi Kilisesi Rahibi Aleksandır Çıkırık ile protokol üyeleri katıldı.
Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, programda yaptığı konuşmada, ramazan ayının insanları buluşturduğunu söyledi.
Türkiye Musevileri'nin vazgeçilmez dostlar olduğunu ifade eden Şahin, "Ne Osmanlı ne de Türkiye Cumhuriyeti döneminde Türkiye Musevileri ile büyük bir sorun yaşanmamıştır. Demir kırılır, gül solar ama bizim dostluğumuz ne kırılır ne de solar. 600 yıldır beraber yaşadığımız bir dostluk. Dostluğumuzda bundan sonra da hiçbir sorun olmayacaktır. Barışımız, birlikteliğimiz hep böyle sürsün. Rahmet ve şefkat ile sürdürdüğümüzde de hep böyle sürecek" diye konuştu.
Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva da İstanbul doğumlu olmasına rağmen, kütüğünün bir dönem Edirne'de olduğunu ve anne babasının da Edirneli olduğunu ifade ederek, sözlerine "Edirneli hemşehrilerim" diye başladı.
Haleva, Edirne'nin "kardeşlik başkenti" vasfını her zaman sürdürdüğünü ifade ederek, "Edirnemiz hiç şüphe yoktur ki Osmanlı'nın başkenti olduğu dönemlerde çok kültürlülüğün en güzel örneklerinden biriydi. Barış içinde yaşamanın geçmişte olduğu gibi günümüzde de müstesna zeminlerinden birini oluşturmuştur. Bunun en güzel kanıtı, bu güzel ilimizdeki çeşitli inanç ve kültürlerle ilgili anıtsal değerdeki varlıklarımız. En güzel güncel kanıtı da bu ramazan akşamında ekmeğimizi ve tuzumuzu paylaşmadaki beraberliğimizdir" değerlendirmesinde bulundu.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem ise Edirne Büyük Sinagogu'nun restorasyonuyla bir kardeşliğin temeline çiçek koyulduğunu anlattı.
Bu topraklarda kardeşçe yaşandığının ve yaşanmaya devam edileceğinin altını çizen Ertem, "Bu topraklar hepimizin; biz burada büyüdük biz burada doğduk, yaşadık. Bizim başka toprağımız yok. Sofranızı soframız yaptınız" dedi.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da kadim dostları Musevi komşularının Edirne'den göçlerinde bir yanın boş kaldığını, onların yeniden Edirne'de olmalarıyla kalplerinin daha da güçlendiğini kaydetti.
Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh ise iftarı Edirne Büyük Sinagogu'nda yapmayı planladıklarını ancak hava muhalefeti nedeniyle Ekmekçizade Kervansarayı'nda gerçekleştirildiğini söyledi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Edirne Sinagogu'nu onarmasıyla bir dönüm noktası yaşadıklarını aktaran İbrahimzadeh, şöyle devam etti:
"Milat olarak adlandırdığım bu başarıyı acaba ileriye taşımayı başarabilecekmiydik. Eski halinden daha güzel ve görkemli şekilde inşa edilen bu sinagog, kaybolmaya başlayan bir anlayışın dönüşüm sembolü haline gelebilir, geçmişin tamiratına örnek olabilir miydi? Geçen bu zamanda sinagogumuzun yerli ve yabancı binlerce ziyaretçisi oldu. Bizler de sinagogumuza her seferinde heyecanla geldik. Sinagogumuz ve Edirnemiz ile bütünleştik. Edirne batıya açılan kapı olduğundan ve biz otobüslere sığmayarak geldiğimizden, bazen galiba yanlış anlamalara da sebep oldu. Özellikle aynı zamanda İspanya'nın Sefarad Yahudilerine vatandaşlık tanıması, maalesef yurdumuzda artan Yahudi karşıtı söylemlerin de etkisiyle bu topraklardan topluca gitme algısı yaratılmaya başlandı. Yüzyıllardır yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda bırakılan Sefarad Yahudilerine yapılanları, vatandaşlık haklarının özrü ile geçmişi tamir etmek istiyoruz. Bu hak iadesine yapılan başvuruların Türkiyemizi terk edip gitmeye hazırlandığımız şeklinde haber edilmesi ise maalesef yarınların inşasına yardımcı olmamaktadır."
Serhad şehri Edirne'ye otobüslerden taşarak geldiklerini vurgulayan İbrahimzadeh, "Burada umudumuzu yenileyerek İstanbul, İzmir, Bursa ve Antakya'daki evlerimize dönüyoruz ve dönmeye devam edeceğiz. Diğer taraftan da doğrudur ki demografik olarak azalan toplumumuz, korkutucu şekilde artan söylemler, komplo teorileri, provokasyonların tehdit ve tedirginliğini halen yaşamaktadır" diye konuştu.
Edirne'de geliştirilen güzel anlayışın tüm Türkiye'ye yayılması gerektiğini belirten İbrahimzadeh, nefretin ve nefret sonucu yaratılan tahribatın yalnızca antisemitizm boyutunun değil, ayrımcılığın tüm Türkiye'den yok olması için mücadele edilmesi gerektiğini anlattı.
Konuşmaların ardından, Edirne Büyük Sinagog duahanı Hazan Nesim Beruhiel ile Selimiye Camisi Başimamı Tamer Alat iftar duası etti.
Bu arada, iftar öncesi Vali Şahin, Vakıflar Genel Müdürü Ertem, Edirne Belediye Başkanı Gürkan, Türkiye Hahambaşısı Haleva, Türk Musevi Cemati Başkanı İbrahimzadeh ve Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren tarafından sinagogda "Osmanlı'da Yahudi kıyafetleri" sergisi açıldı.