Türkiye'de Sivil Toplum ve Siyaset Konulu Toplantı
Türkiye'de Sivil Toplum ve Siyaset Toplantısı Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu'nda gerçekleştirildi.
Türkiye'de Sivil Toplum ve Siyaset Toplantısı Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu'nda gerçekleştirildi.
Toplantının başkanlığını Toplumsal Ekonomik Araştırmalar Merkezi (TEAMDER) Genel Sekreteri Gürsel Kaya yaparken, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Ataay 'Sivil Toplum Olgusuna Kurumsal Yaklaşımlar', Uluslararası Antalya Üniversitesi'nden(UAÜ) Yrd. Doç. Dr. Işıl Cerem Cenker Özek 'Sivil Toplum ve Siyaset( İç Siyaset)', TEAM Başkanı Dr. Ali Yılmaz 'Sivil Toplum Çalışmalarında Uygulamalı Örnekler', UAÜ Sosyal, Ekonomik ve Politik Araştırmalar Merkezi Direktörü Tarık Oğuzlu 'Sivil Toplum ve Türk Dış Politikası' ile ilgili konuşma yaptılar. Toplantıya Uluslararası Antalya Üniversitesi(UAÜ) Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe de katıldı.
'Sivil Toplum Olgusuna Kurumsal Yaklaşımlar' konusunda açıklamalarda bulunan Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr Faruk Ataay, demokrasi adına hoşgörünün esas olduğunu ve bireyin güçlenmesi için sivil toplum örgütlerinin gerekli olduğunu belirtirken, uluslararası Antalya Üniversitesi'nden(UAÜ) Yrd. Doç. Dr. Işıl Cerem Cenker Özek, 90 yıllardan sonra soğuk savaşın bitiminde AB süreciyle birlikte sivil toplum dernek sayılarında 20 yılda çok ciddi artış gözlendiği belirtti. Vatandaşların yüzde 10'unun sivil toplum kuruluşlarına katılım gösterdiğini ifade eden Yrd.Doç.Dr.Özek, " Türkiye'de sanat, müzik gibi dernek ve kurullara üyelerin ortalaması yüzde 5 civarıdır. Amerika'da yüzde 50, Rusya da yüzde 11 seviyelerinde. Türkiye'de vatandaşların sivil toplum örgütlerine katılımı gelişmiş batı demokrasileriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük kalmaktadır" dedi.
Antalya'nın dernek üyeliğinde 6'ıncı sırada yer aldığını belirten Yrd.Doç.Dr.Özek, şunları kaydetti:
"Faaliyetlere odaklanırsak sosyal dayanışma ve hizmet odaklı. Politikaları etkilemeye yönelik hak savunuculuğuna yönelik dernek faaliyetleri düşük olduğunu göze çarpıyor. Genelde mesleki dayanışma yardımlaşma ve cami dernekleri gibi dini hizmetleri dayalı dernekler var. Dernek üyelerini Türkiye genelinde yüzde 18'ini kadınlar oluşturuyor. Birçok literatürü incelediğimizde Türkiye'de sivil topluma katılımın düşüklüğü Türkiye'deki güçlü devlet ile ilişkilendirilmektedir. Buradaki güçlü devlet vatandaş üzerinde kendini güçlü gören bireyden önce toplumu, çeşitlilikten önce de tek tipliği önceleyen devlet profilidir. Zaman içerisinde bunun hiç değişmediğini söylemek de haksızlık olur. Türkiye'deki güçlü devlet geleneği varken, devletin vatandaş üzerinde baskısını sınırlandırmaya yönelik bir tarihi de var. 90'lardan sonra soğuk savaşın sona ermesi ve AB sürecine girilmesiyle sivil toplumda ciddi bir açılımlar ortaya çıkıyor. Devlet ile sivil toplumla işbirliği yaptığı dönem başlıyor. 2010 yılından itibaren AKP hükümetinin sivil hak ve özgürlüklerle ilgili reformla rüzgarını yavaşlattığını görüyoruz. 2010dan itibaren de Türkiye'de çeşitli farklı toplumsal grupların ortaya çıktığı görülüyor. 90'lardan 2010'lara kadar gelen bir açılım süreci var ancak daha sonra yavaşlayan bir reform süreci var. Bu arada yetişen bir nesilde var. Bu nesil kriz sürecinde yaşamamış sürekli olarak bireylerin haklarının önemli olduğunu düşünen bir nesil ortaya çıkıyor."
Sivil toplum örgütlerinin Türkiye de gelişmeye başladığını vurgulayan TEAM Başkanı Dr. Ali Yılmaz ise, sivil toplum örgütlerinin daha aktif halde olmaları gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Sivil toplum örgütleri Türkiye'de gelişmeye başladı. Bununla birlikte sorunları da var. Türkiye'de 77.920 adet dernek var. Dünya ölçeklerinden bahsettiğimizde bu oran oldukça az. Antalya üzerinde 3521 dernek faaliyetlerini kapattı. Baktığımız zaman gerçekten sivil toplum örgütleri bulunduğu yerde mi? Sivil toplum kuruluşları halkın egemen, hür olduğu toplumlarda gelişmiştir. Medeniyetlerin gelişmesi için sivil toplum örgütleri şart. Sivil toplum örgütleri siyasileri, kamu kuruluşlarını ve temsil edilmeyen kişileri etkilerler savunurlar.Sivil toplum örgütleri bir okul olmasının yanında halkın olaylara yumuşamasını sağlar. Sivil toplum örgütlerinin birbirleriyle alakası yok. Birbirlerinden habersizler ve 3-5 kişi üzerine kurulu. Bu durumda bazı kişileri ön plana çekmekte. Gelişmiş ülkelerde çatışma yok. Neden konuşarak çözüyorlar.Türkiye'de de buna doğru bir hareket var. Daha modern daha çağdaş bir gelişme var. Eksiklikler var mı? Var.Ama bunlar zamanla ortadan kalkacak.Hedef kitlenin iyi belirlenmemesi sivil toplum örgütlerinde sıkıntı var. Medya ile de bağlantılarını iyi kurmaları gerekir. Sivil toplum örgütleri medya ile iyi geçinemediği için yaptıkları medya da çok fazla yer almamaktadır. Güçlü olmadığınız sürece devlet yetkilileri ve kurumları sizi dikkate almaz. Toplumun sesinin daha gür çıkması için sivil toplum kuruluşlarının daha güçlü olması lazım" diye konuştu. - ANTALYA