Türk Ulaşım Sendikasında Terör Olaylarına Tepki
Son günlerde artan terör olaylarına bir tepki ”de Malatya Türk Ulaşım Sendikasında geldi.
Son günlerde artan terör olaylarına bir tepki "de Malatya Türk Ulaşım Sendikasında geldi.
Sendika binasında basın açıklaması yapan Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Önder Akgül, "30 yılı aşkın bir süredir, yaptığı insanlık dışı katliamlarla Türk milletinin birliğini ve bütünlüğünü bozmayı vazgeçilmez hedefi haline getirmiş olan terör örgütü son günlerde yeniden saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Terör örgütü askerlerimizi ve polisimize saldırmış, asker ve polisimizi şehit etmiştir. Bu ve benzeri alçakça saldırılarını pervasızca ve son derece kolay bir şekilde, dağlarda ve şehir merkezlerinde yapabilmelerinin hangi süreçler neticesinde olgunlaştığı, hepimizin malumudur" dedi.
30 Temmuz 2015 tarihinden bugüne kadar, yük ve yolcu trenlerimize 10 ayrı bombalı ve mayınlı saldırı düzenlenmiştir. Bu saldırılar sonucunda Kars'ta yol personeli meslektaşımız Necdet İnanç şehit edilmiş, 10'dan fazla makinist, güvenlik görevlisi arkadaşlarımız ise yaralanmıştır.
Terör örgütünün, eylem yapabilme kapasitesini kaybettiği, hızla küçülmeye başladığı bir dönemde, hayata geçirilen ve adına çözüm süreci denilen süreci, tam bir derlenme, toparlanma, büyüme, taban bulma, silah ve mühimmat depolama, kısaca, ülkeyi bir iç savaşa götürecek şartları oluşturma sürecine dönüştürdüğünü vurgulayan Akgül, şunları söyledi:
"Türkiye Kamu-Sen'in ve Türkiye'deki bir çok sivil toplum kuruluşunun ısrarla "çözülme süreci" olarak nitelendirdiği bu süreçte, siyasi iktidar ülkeyi, elindeki silahı bırakmayan, Türkiye'yi bölme hayallerinden asla vazgeçmeyen terör örgütünün adeta insafına terk etmiştir.
Analar ağlamıyor edebiyatı ile sürdürülen bu süreçte, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin bütün köyleri ve şehir merkezleri terör örgütüne bırakılmış, sokaklar, caddeler ve nihayetinde şehirler terör örgütüne adeta peşkeş çekilmiştir. Örgüt bu süreçte şehir yapılanmasını tamamlamış, sözüm ona devletçiklerinin alt yapısını oluşturmuştur. Asker kışlaya, polis karakollarına hapsedilmiş, askeri garnizonun içindeki ay yıldızlı bayrağın gönderden indirilmesine ses çıkarılmamıştır. Süreç zarar görmesin diye devletin varlığı, itibarı ve gücü adeta bölgede yerle bir edilmiştir.
Alanların terör örgütüne bırakıldığı, devletin gücünün, varlığının ve şefkatinin yerle bir edildiği bu sürecin bir yerinde, terör örgütünün çirkin yüzünü göstereceği tarafımızca bilinmekteydi. 7 Haziran seçimleri ve Suruç'taki patlamadan sonra tılsım bozulmuş, ortaklık bitmiş ve terör maalesef yeniden hortlamıştır. İşgal edilen şehirler, kazılan hendekler, günün ortasında şehir merkezlerinde uzun namlulu silahlar ile terör estiren teröristler ve yüreğimizi yakan şehitler, şehit cenazeleri, gerilen insanlar, gerilen Türkiye. Çapulcu sürüleri şehirleri yağmalamakta, demiryollarını bombalamakta, doktorları öldürmekte, gümrük görevlilerini kaçırmaktadır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Devletin ve devleti yönetenlerin hata yapmak, kandırıldık demek gibi bir lüksleri yoktur. Bugünden sonra yapılabilecek en küçük hatanın faturası ağır olacaktır. Zor bir coğrafyada bağımsızlığını ve bütünlüğünü muhafaza etmek zorunda olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yöneticilerinin, terör örgütünün beyanlarına ve hislerine dayalı olarak davranamayacaklarını artık görmeleri gerekmektedir.
Birlikte olmak, birlikte düşünmek, geleceğimizi birlikte planlamak, geleceğimize birlikte sahip çıkmak ve birbirimizi sevmek zorundayız. Sevgiye, barışa, hoşgörüye, kardeşliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz. Terör örgütünün tahriklerine kapılıp kardeşliğimize halel getirmemek, 77 milyon olarak uyanmak, uyanık olmak, çevrilen oyunlara kanmamak, tek yumruk olmak, kimi basın ve medya kuruluşlarının bin bir gece masallarına dalıp uyumamak zorunda olduğumuzu artık görmeliyiz.
Artık, bir ve bütün olduğumuzu herkese göstermeliyiz. Artık, bu oyunu bozmalıyız. Artık, yeter demeliyiz". - MALATYA