Tunceli'de Göçerler Yaylalardan Dönüşe Geçti
Tunceli'nin Munzur Dağları üzerinde yaylacılık yapan sürü sahibi göçerler, eylül ayı ile birlikte dönüşe geçti.
Tunceli'nin Munzur Dağları üzerinde yaylacılık yapan sürü sahibi göçerler, eylül ayı ile birlikte dönüşe geçti. Sürü sahipleri, yaylaya güvenlik nedeniyle bir ay geç çıkmalarının bedelinin koyun başına 11 kilo peynir ve kuzularda kilo kaybı olduğunu söyledi.
Tunceli'de göçer aileler yaylalardan dönüşe geçti. Çemişgezek ilçesi Payamdüzü köyünden Hasan Demir 300 sağımlık koyunu ve Yemişdere köyünden Cemal Gündoğdu 600 koyunuyla bir aylık gecikmenin ardından gidebildikleri Pülümür'ün Hel Dağı Güneli Yaylası'nda ürünlerinin para etmediğinden yakındı. Hasan Demir, devletin güvenlik kaygılarıyla ilkbaharda yaylaya çıkmalarını bir ay engellediğini dile getirerek, "Nisan ayı sonunda yaylaya çıkmamız gerekirken Haziran'ın 5'inde ancak çıkabiliyoruz. Devlet bizi bırakmıyor. Bir aylık gecikme bize koyun başına 11 kilogram peynir kaybına, kuzularda ise kilo kaybına neden oluyor. Erken geldiğimiz dönemlerde bir koyun bize 32 kilogram peynir verirdi. Ancak şimdi 21 kilogram peynir verebiliyor. Bir ay önce çıktığımızda kuzular bu aylarda 90-100 kilogram geldiği halde şimdi 60 kilogram geliyorlar. Devlet orada terör var diyor, ancak terör dünyanın her tarafında var. Mera komisyonu bizden mera kullanımı karşılığında para alıyorlar. Bu paranın mera ıslahında kullanması gerekirken, bu yaylalara yol yok. Yaylada çeşme, elektrik ve tuvalet yok. Sütlerin işlenmesi için bu saydıklarımın olması lazım" dedi.
Kendilerinin Munzur Dağları üzerinde ürettikleri peynirleri aracıların gelip toptan aldıklarını ve ambalajlayarak Erzincan peyniri diyerek sattıklarını ve Türkiye'de Erzincan peyniri olarak ün yaptıklarını dile getiren Demir, "Ürün bizim ama isim başkalarının" dedi.
Yaz tatilinde 3 ay boyunca ailesine yardım eden Muğla Üniversitesi Hemşirelik Bölümü 3. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Duygu Demir ise, 9 aylık okul hayatının ardından yaylaya gelerek ailesine yardım ettiğini belirterek, "Önceleri yaylalarda 5 ay kalıyordum. Ancak son iki yıldan beri 3 ay kalabiliyorum. Sabah erkenden kalkıyorum, çadırda günlük temizlik ve kahvaltı, ardından koyunlar geliyor. Koyunları sağıyoruz. Sütleri eve getirip süzdükten sonra peynir yapıyoruz. Zor oluyor ama ben hayatımdan memnunum. Yaylada elektrik yok, televizyon izlemiyoruz. Ben vakit buldukça gündüzleri kitap okuyorum. Göçer aileler zor durumda, devlet göçerlere nakit ve yem yardımı yapmalı. Yayla yollarında ıslah çalışmaları yapmalı" diye konuştu.
Anne Hatun Demir de, yaylada her şeyin zorluğunu çekmelerine rağmen ürettiklerinden tatmin edici gelir elde edemediklerini, bu parayla da 4 öğrenci okutmanın çok zor olduğunu kaydetti.
Toptancıya 5 lira 50 kuruşa peynir sattıklarını ancak peynirin perakende satış fiyatının 15 lira olduğunu söyleyen Cemal Gündoğdu ise, "Yaylalara geç bırakılmamız dışında toplu olarak kaldığımız yerlerde tuvalet, banyo ve içme suyumuz yok. Hayvanlarımız ve süt ürünleri son iki yıldır para getirmiyor. Benim iki çobanım var, çoban 3 bin lira maaş alıyor, bin 200 lira kamyona taşıma parası veriyoruz. 5 araba yüklediğimde 6 bin lira para ediyor. Devlete mera icarı için 8 bin lira para veriyoruz. Biz ise 5 lira 50 kuruşa bir kilo peynir satıyoruz. Saman ve arpa ise pahalı, giderlerimizi karşılayamıyoruz. Bu yıl yaklaşık olarak 9 ton peynir ürettik, bu da giderlerimizi karşılayamadı" dedi.
Diyarbakır'dan gelerek çobanlık yapan evli ve iki çocuk babası Azizi Öner ise, gece gündüz çalıştığını söyleyerek, "3 bin lira maaş alıyorum. Koyunları güdüyorum, süt sağıyorum. Yaz boyunca evimi, eşimi ve çocuklarımı göremiyorum. Aldığım maaşı hak ettiğimi düşünüyorum. Çünkü bu dağlarda çok zorluk çekiyorum. Sürü sahibi de, ben de çok zorluk çekiyoruz" dedi.
Pülümür Kırkmeşe Köyü Muhtarı Hıdır Eren, bölgenin 13 yıldan beri mera komisyonu tarafından ihaleyle kiraya verildiğini, her ihalenin 300 bin liraya ulaştığını, bu paranın ise meraların ıslahıyla ilgili olarak kullanılmadığını iddia ederek, "Alınan bu paralarla hayvanların su içebilecekleri yerler, konaklama yerleri ve yollarının yapılması gerekirken yaylacıların hiçbir ihtiyacı karşılanmadı" diyerek kaymakam ve valiye bu sorunlara el atmaları çağrısında bulundu. - TUNCELİ