Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın Öldürülmesi
Diyarbakır'da Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili görülen dava, Adana'da söz konusu suçu işlediği iddiasıyla 18 yıldır cezaevinde hükümlü bulunan 75 yaşındaki Mehmet Emin Özkan için yeniden yargı sürecini gündeme getirdi Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ'ın da "şüpheli" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, Cumhuriyet savcısının "Mehmet Emin Özkan'ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır" ifadesi aileyi harekete geçirdi Özkan'ın avukatı Serdar Çelebi, Adana Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği dilekçede, "Müvekkili Özkan'ın lehine yargılamanın yenilenmesini ve infazın durdurularak tahliyesine karar verilmesini" talep etti.
İBRAHİM YAKUT - Diyarbakır'da 22 Ekim 1993'te Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili görülen dava, Adana'da söz konusu suçu işlediği iddiasıyla 18 yıldır cezaevinde hükümlü bulunan 75 yaşındaki Mehmet Emin Özkan için yeniden yargı sürecini gündeme getirdi.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ'ın da "şüpheli" sıfatıyla TCK'nın "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 24 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, Cumhuriyet savcısının "Mehmet Emin Özkan'ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır" ifadesi Özkan ailesini harekete geçirdi.
Savcı, dosyayı Adana'dan istedi
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Tuğgeneral Aydın suikastinin faili olarak tutuklu bulunan Mehmet Emin Özkan'ın dosyasını Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan isteyerek, inceledi. Savcı, hazırladığı iddianamenin Özkan ile ilgili bölümünde şu ifadelere yer verdi:
"Mehmet Emin Özkan, 5 Ağustos 2011 tarihli ifadesinde; olay günü Lice'ye 8 km mesafede bulunan Yolçatı köyünde olduğunu, hiçbir şekilde bu eyleme katılmadığını, o gün Lice'de olan tanıdıklarının çatışma olmadığını, Bahtiyar Aydın'ın askerler tarafından öldürüldüğünü sonra da ilçedeki ev, iş yeri ve ahırların yakıldığını anlattıklarını ileri sürmüştür. Adana DGM Savcılığının 28/06/2001 tarihli ek iddianamesinde '... Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği silahlı saldırıya fiilen katılarak üzerine atılı suçu işlediği..' ileri sürülerek Mehmet Emin Özkan hakkında dava açmıştır. Şüpheli bu olayla ilgisinin olmadığını savunmuştur. Ek iddianamede delillerden bahsedilmemiştir. Gerekçeli kararda 1997/236 esas sayılı dosyada Mehmet İşcan'ın, 2011/48 Esas 2002/41 karar nolu dosyada ise Mustafa Ercan ve Zafer Alak'ın ifadelerine dayanılarak mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmış, bu beyanlara dair tutanaklar ilgili mahkemeden celbedilerek incelenmiştir. Ancak Mehmet Emin Özkan'ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır."
Aile yeniden yargılanma talebinde bulundu
Adana 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği silahlı saldırıya örgüt üyesi olarak katılarak üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 18 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan Özkan'ın avukatı Serdar Çelebi, Adana Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği dilekçede, "ortaya çıkan yeni olaylar ve deliller ışığında hükümlü olan müvekkil Mehmet Emin Özkan'ın lehine yargılamanın yenilenmesini ve infazın durdurularak tahliyesine karar verilmesini" talep etti.
Çelebi, dilekçesinde müvekkili Özkan'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatarak, şu ifadelere yer verdi:
"Adana 1 Nolu DGM nin 2001/48 esas sayılı dosya kapsamına bakıldığında müvekkillim, sadece Mustafa Ercan ve Zafer Alkan'ın soyut beyanları ile cezalandırıldığı görülecektir. Zira dosya kapsamında bulunan bu itirafçıların beyanları dışında, okuma yazması dahi olmayan müvekkilin gözaltında işkence ve polis tarafından hazırlanan ifadenin altına zorla parmak bastırmak sureti ile elde edilen ve müvekkil tarafından kovuşturma aşamasında kabul edilmeyen beyanlar dışında elle tutulur, her türlü şüpheden uzak delil bulunmamaktadır. Adil bir yargılama sonucunda beraat etmesi gereken bu dosyada müvekkil 765 sayılı TCK 125. maddesinden müebbet ağır hapis cezası almıştır."
İçişleri Bakanlığı, Özkan'dan tazminat istedi
Bu arada İçişleri Bakanlığı Lice'de Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si asker 16 kişinin öldürüldüğü olaylar esnasında ev ve iş yerleri zarar gördüğü gerekçesiyle iki aileye ödediği tazminatın 2006 yılında olayla ilgili tutuklu bulunan Mehmet Emin Özkan'dan tahsil edilmesi için dava açtı.
Adana 2 ve 4. Asliye Hukuk Mahkemeleri, yapılan yargılama sonucunda Özkan ailesinin 2003 yılından başlayarak yasal faiziyle birlikte 3 bin 545 lira ödemesini kararlaştırdı.
Mahkeme kararında, davalı Özkan'ın 1993 yılında terör örgütü PKK tarafından Lice ilçesine yapılan silahlı baskına katıldığı, bu baskın sırasında bir çok kişinin öldüğü ve yaralandığı, zarar görenler arasında bulunan davacıların İçişleri Bakanlığından tazminat kazandığı belirtilerek, idarenin de bu zararı ödediğini ve rücu hakkının (bir kişinin, hukuken diğerinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını ve sorumluluklarını devralması durumu) doğduğunu, bu nedenle tazmini gerekeceği için davanın kabul edildiği kaydedildi.
Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti'nden aileye ziyaret
Çözüm süreci kapsamında nisan ayında Diyarbakır'da çeşitli ziyaretlerde bulunan Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Mehmet Emin Özkan'ın ailesiyle de görüşme yapmıştı.
Mehmet Emin Özkan'ın eşi Emine Özkan, heyet üyelerine eşi ve 2 oğlunun cezaevinde, kızının ise dağda olduğunu heyet üyelerine anlatarak, Lice ilçesine bağlı Yolçatı köyünün 1993 yılında yakıldığını, bu nedenle göç ettikleri Mersin ve Adana'da bir süre yaşadıklarını ancak geçim sıkıntısı nedeniyle tekrar Diyarbakır'a dönmek zorunda kaldıklarını belirtmişti.
Yoksul oldukları için başka yerde barınamadıklarını, köylerine ve topraklarına geri dönmek istediklerini dile getiren Özkan, "Çok acılar çektik. Bütün çektiğimiz acılara rağmen barış istiyoruz. Kan akmasın. Eşimin ve çocuklarımın cezaevinden çıkmasını, kızımın geri dönmesini istiyorum. Artık barış olsun. Çözüm sürecine sonuna kadar destek veriyoruz" diye konuşmuştu. - Diyarbakır