Terör, Polis Adayı Gencin Azmini Kırmadı
Bitlis PMYO'daki saldırıda yaralanan ve tedavisi Ankara GATA'da süren polis adayı Emre Bayram, bir an önce iyileşip Türk Polis Teşkilatı saflarına katılmak istiyor.
Ali Güreli - Geçen yıl bir öğrencinin şehit olduğu Bitlis Polis meslek Yüksek Okulu'na (PMYO) düzenlenen terör saldırısında yaralanan ve tedavisi Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) süren polis adayı 21 yaşındaki Emre Bayram, bir an önce iyileşip Türk Polis Teşkilatı saflarına katılmak istiyor.
Geçen yıl 21 Eylül'de saat 09.05 sıralarında Bitlis PMYO'nun bahçesinde toplu eğitim yapan öğrencilere yönelik, terör örgütü mensuplarınca uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda bir arkadaşı şehit olan, kendisi gibi 5 arkadaşı da yaralanan Adanalı 21 yaşındaki Emre Bayram, tedavi edildiği Ankara GATA'dan hava değişimi için memleketine geldi.
Bir süredir baba evinde dinlenen Emre Bayram, yeni eğitim ve öğretim döneminin başlaması nedeniyle üniformasını giyerek, tekerlekli sandalye ile Adana Kemal Serhadlı PMYO'daki törene katıldı. Babası Lütfi, annesi Fatma ve kız kardeşi Başak ile törende yer alan Bayram, öğrenci arkadaşlarını yalnız bırakmadı.
Tören boyunca yapılan konuşmaları ve polis meslek yüksek okulu öğrencilerinin sunduğu oratoryo ve müzik dinletisini buruk bir şekilde izleyen Emre Bayram, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'un terörle ilgili mesajlarını da can kulağıyla dinleyerek alkışladı.
-Polisliği öğretmenliğe tercih etti-
Polis adayı öğrencilerin yakın ilgi gösterdiği Emre Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğrencisi olmasına rağmen polis meslek yüksek okulu sınavına girdiğini söyledi.
ÇÜ'de birinci sınıfı bitirdikten sonra geçen yaz tatili döneminde Bitlis PMYO'ya kayıt yaptırdığını anlatan Bayram, "Okulun ilk günlerinde terör saldırısı oldu ve yaralandım. Tedavim Ankara GATA devam ediyor. Adana'ya hava değişimine geldim. Tedavim aynı zamanda burada da sürüyor" dedi.
Terör saldırılarıyla ilgili önlemin biraz daha artırılmasını isteyen Bayram, şöyle konuştu:
"Sonuçta polis her yerde geziyor ama daha dikkatli olunması gerekir. Çocukluğumdan beri polis olmak istiyordum ve bu konuda ısrarlıydım. ÇÜ'de birinci sınıf öğrencisiydim ama polisliği kazandığım için bırakıp Bitlis'e gittim. Polis olmak için biraz ısrarlı davrandım ama pişman değilim. Arkamda emniyet teşkilatı sağlam duruyor ve bana destek oluyorlar. Ağabeyim de polis olmak istiyordu. İnşallah iyileşip okuldan mezun olup polis üniforması giyeceğim. Bunun için ısrarlıyım ve azimliyim. Bir daha yine aynı şey olay olsa, tekrar olacağını da bilsem yine de giderim. Terör saldırısından dolayı yürüyemiyorum ama tedavim devam ediyor. Benzer durumda ayağa kalkıp yürüyenler var. Ben de umutluyum ve yürüme ihtimalim var. İlk başta konuşamıyor ve boynumdan aşağısı tutmuyordu. Şimdi bir elimi tam olarak, diğerini kısmen kullanıyorum. Destekle de ayağa kalkıyorum. Yavaş yavaş ilerliyoruz. GATA'daki doktorlar tedavimin olumlu cevap verdiğini söylüyor. Hatta olması gerekenin daha ilerisinde olduğunu belirtiyorlar. Allah'ın izniyle daha da iyi olacak. Yürüme ihtimalim var. Hatta doktorlar babama (Emre buradan yürüyerek değil koşarak gidecek) demişler."
-"Karanlığa kurşun sıkıyorlar"-
Baba Lütfi Bayram da teröristlerin "karanlığa kurşun sıktığını" söyledi. Terör saldırılarının akılsızca yapılan saldırılar olduğunu belirten Lütfi Bayram,
"Teröristler karanlığa kurşun sıkıyor ama karalıktan kendi anne, baba ve kardeşleri de çıkabilir. Emre'nin tedavisi ise sürüyor ve biz umudumuzu kesmiyoruz. Emre polis olmak istedi. Bazı doktorlar (Biyoloji öğretmenliği de iyiydi niye bıraktın-) diye sorduklarında, (ÇÜ'yü bitirsem yine polis olacaktım) diyor. Hala da istiyor. Engel çıkmazsa polis olması için uğraşacağız" diye konuştu.
Anne Fatma Bayram da oğlunun yaralanmasıyla çok zorluk ve sıkıntı çektiklerini söyledi. Oğlunun sağlık durumunun ilk günlere oranla daha iyi olduğunu ifade eden 4 çocuk annesi Fatma Bayram, "Terör saldırılarını kınıyorum. Bizim içimiz yandı, başkasının artık içi yanmasın" dedi.
Yayıncı: İsa Sansar - ADANA