Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

Terk Edilme Korkusu Çocukları Yalnızlaştırıyor

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz çocukların aile fertleri arasında ilk güçlü bağı annesi ile kurduğunu belirterek, “Bu bağ çocuk dünyaya gelmeden anne karnındayken başlar.

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz çocukların aile fertleri arasında ilk güçlü bağı annesi ile kurduğunu belirterek, "Bu bağ çocuk dünyaya gelmeden anne karnındayken başlar. Anne karnında kurulan yakın bağ çocuk dünyaya geldikten sonra da devam eder. Doğan her çocuk yaş aldıkça farklı duygularla tanışır. Bunlardan birisi de özellikle 3-4 yaşındaki çocuklarda görülen anne ve babayı kaybetme korkusudur" dedi.

Anne baba çocuk için güvenilir bir liman

Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, çocuklar için anne babanın hayatta karşılaştıkları korkular ve zorluk karşısında güvenilecek tek liman olduğunu ifade ederek, "Örneğin bir bebek ilk defa gördüğü insanlara yabancılık çektiği için korkarak bakar. Hatta onu kucağınıza alıp sevmek istediğinizde muhtemelen ağlamaya başlayıp anne ya da babasının kucağına gitmek isteyecektir. Çocuklar özellikle okul öncesi dönemde karanlıktan korkarlar. Bu nedenle pek çok ebeveyn gecenin bir yarısında odalarına gelen minik bir misafirle karşılaşmışlardır. Bu da bize çocuklarda belirli korkuların belirli yaş evrelerinde ortaya çıktığını göstermektedir" diye konuştu.

Korku belli bir dereceye kadar çocuğunun gelişiminin parçası

"Normal gelişimin ve kişisel olgunlaşmanın bir parçası olan korku elbette rahatsız edici ve olumsuz bir histir. Ancak bu his hayatla mücadele ederken çocuğun kendini koruması için öğrenmesi gereken bir duygudur" diyen Dr. Yavuz, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Bu dönemde çocuğun yaşadığı tüm korkular gelişim sürecinden kaynaklanamaz. Anne babanın ve sosyal çevrenin çocukla iletişim kurarken, yanlış tutum ve davranışları korkuların oluşmasına neden olur. Ebeveynlerin evhamlı olması evde çalan bir telefon sesine bile panikleyerek cevap vermesi bile çocukların korkuları üzerinde etkili olabilir.

Çocuklar hayatın gerçeği olan ölüm kavramını 3-6 yaş arası dönemde fark ederler ve ölümü sorgulamaya başlayıp bununla ilgili sorular sorabilirler. Anne babayı yitirme korkusunu çocuk çok yoğun olarak hissetmeye başlaması hayatını olumsuz yönde etkiler. Zihninde sürekli olarak "anne ve babayı" kaybetme korkusu çocuğu sürekli kaygılı ve endişeli bir ruh hali içine sokar. Küçük yaşlardaki çocuklar sevdiklerinin öleceğini ya da onlar tarafından terk edilecekleri duygusuna kapılırlar. Ölüm korkusu çocukta kaygı bozukluğuna neden olabilir. Bu dönemde çocuk annesini alışveriş yapmak için evden çıktığında gidip bir daha geri dönmeyecek olmasından endişe eder. Okula ya da yuvaya giden bir çocuk annesinin onu okuldan almayı unutacağını düşünerek " ya annem beni almaya gelmezse " diye düşünebilir. Çocuk evin içindeyken bile annesinin gözünün önünden ayırmak istemez. Evin içinde anne bir odadan başka bir odaya bile geçse onu göremediği zaman çocuk etrafında dört dönmeye ve ağlamaya başlar."

Anne baba nasıl bir tutum sergilemeli

Ebeveynlerin çocuklarla iletişim kurarken tutum ve davranışlara son derece dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuz, "Araştırmalara göre ebeveynlerin "çocuk daha çok küçük unutur gider" diye düşünerek çocuğu kandırması ya da verdiği sözleri yerine getirmemesi çocuklarda güven kaybına neden olabiliyor. Bazen ebeveynler özellikle yaramaz çocukların hareketlerini kontrol altına almak için korkutarak isteklerini yaptırmaya çalışırlar. "Beni üzmeye devam edersen hastalanıp ölürüm","sözümü dinlemezsen seni sevmem başka çocukların annesi olurum" gibi ifadeleri çocuk ciddiye aldığı için her an annesi ya da babasının onu bırakıp gideceği düşüncesiyle daha da kaygılı olurlar. Bu kaygı onların tüm hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kendilerini güvende hissetmedikleri için gece uyuyamaz, arkadaşlarıyla oyun oynarken saldırgan bir tutum sergiler, odaklanma sorunu yaşadığı için derslerinde başarısız olabilirler.

Ebeveynlerin yapması gereken öncelikle çocuğunun küçükte olsa bir birey olduğunu unutmamasıdır. Onların duygularını hafife almamak, korkularından dolayı onları yargılamamak gerekir. Çocuk ciddiye alınmadığını hissederse duygusal dünyasında telafisi çok zor hasarlar meydana gelebilir. Çocuklar için dünyadaki en önemli şey anne ve babası tarafından ne olursa olsun sevildiğini hissetmektir. Çocuğunuzu korkularından özgür kılmak için empati kurmaya çalışın yalnız kalmaktan korktuğunda yargılamak yerine "bende senin yaşındayken yalnız kalmaktan korkardım" gibi onu anladığınızı hissettirecek cümleler kurun. Çocukların gözünde anne baba her durumda korkmadan kendini ifade edebileceği, sorunlarını paylaşabileceği sevgi dolu bir kucak olmalıdır." şeklinde konuştu. - ERZURUM

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title