Haberler
Esed rejimiyle çatılan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi

Türkiye sınırı kan gölüne döndü! Muhalif gruplar kent merkezinde

Katıldığı organizasyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran protesto

Salondaki protesto Erdoğan'ı kızdırdı: Siyonistlerin ağzı, dili olma

Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında kapatılan 12 özel hastaneye kayyum atandı

İstanbul'da 8 özel hastaneye kayyum atandı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

"Temiz Sofralar" Konferansı Gerçekleştirildi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gazeteci-Yazar Kemal Özer."2100 yılında yeni doğumlar olmayacak."

Gazeteci-Yazar Kemal Özer : "2100 yılında yeni doğumlar olmayacak. Batı'nın üç yüz yıllık projesi hayata geçti. İlk hedefleri Türkiye. İlk adım Türk erkeğini ve Türk kadınını kısırlaştırmak. Bunu da yiyecek, içecek, giyecek ve temizlik maddelerine katılan kimyasal madde ile yapıyorlar. Tüp bebek merkezlerinin çoğalması uyguladıkları projenin başarılı olduğunu gösteriyor" iddiasında bulundu.

Malatya Belediyesi Kültür A.Ş. ve Özel Malatya Kır Çiçekleri Anaokulu'nun ortaklaşa organizasyonu ile " Kemal Özer'le Temiz Sofralar" konulu konferansı İl Özel İdaresi Salonu'nda yapıldı. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Derneği Başkanı Gazeteci-Yazar Kemal Özer, gıda konusunda genel bilgiler verdikten sonra, insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında geniş açıklamalarda bulundu. Özer, özellikle günlük yaşamda kullanılan, gıda, temizlik maddeleri ve makyaj malzemelerinin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini kaydederek, 2100 yılında doğum oranlarının çok fazla düşeceğini iddia etti.

Özer, "Bizlere beslenme hakkında şimdiye kadar yanlış bilgiler verdiler. Özellikle Türkiye ve dünya üzerinde 300 yıllık bir proje hayata geçirdiler. Bu proje kısırlaştırmaya yönelik. İçeceklerimizden, yiyeceklerimizden ve giyeceklerimizden artık kanserojen maddelerden geçilmiyor. Bu maddeler özellikle erkeklerin ve kadınların kısırlaşmasına yönelik. Her geçen gün bu oran artarak devam ediyor. Bu açıkça bir sömürüdür. Büyük alışveriş merkezlerinin kurulmasındaki amaçta budur. Her şeyi raftan almamızı istiyorlar. Raftaki yiyecekler bu uygulamayı hayata geçirenler için bulunmaz bir fırsat. Bakkalları bitirerek insanları bu toplu alışveriş merkezlerine gitmeye mecbur ediyorlar. Para babaları burada daha çok para kazanıyor ve Türkiye'nin kısırlaştırılması projesine de destek olmuş oluyorlar" iddialarını öne sürdü.

"Açıkça ölüyoruz. İyimser bir rakamla Türkiye'nin 2030 yılına kadar genç nüfusunun çok büyük oranda düşeceğini sizlere söyleyebilirim. Savaşla başaramadıklarını yiyecek ve içecekle başaracaklar. Başbakan üç çocuk yapın diyor, ben ise yedi çocuk yapın diyorum ama bu bile geleceğimizi kurtaramayacak. Size bulunacağım en büyük tavsiyem, dişinizi diş macunu yerine sabun tozuyla, yoğurdu raflardan değil de köylerden, kısacası ne yiyip içecekseniz tamamen doğal olanından seçmeye çalışın. Böyle devam ederse yüz yıla kalmaz neslimiz tükenir. Daha iyi kavrayabilmeniz için şöyle de diyebilirim. Yiyecekler ve içeceklerimiz fare zehirinden altı kat daha fazla etkilidir" diyen Özer, daha sonra şunları söyledi:

"Geç olmadan bazı şeylerin önüne geçin. Neslimizin devam edebilmesi için bugünden itibaren süregelmiş alışkanlıklarınızdan vazgeçin. Bulaşık yıkamada kullandığınız temizleyicilerin içindeki kanserojen maddelerin tamamen gidebilmesi için yedi ton suya ihtiyaç var. Bunu yapmanızda mümkün olmadığı için temizlikle ilgili deterjan türlerinden uzak durun. Sakat doğan çocuklar kaderiniz değil. Sakat doğan çocuklar üç yüz yıllık projenin bir ürünüdür. Onlar öyle istiyorlar. Bir çocuk doğarken karaciğeri yok ve anne babasından alınan karaciğerle başarılı bir nakil yapıldı diye reklam yapıyorlar. Bizler şunu soramadık şimdiye kadar, iyi de kardeşim neden bu çocuk karaciğersiz dünyaya geliyor, bunun sebebi ne? Bizlerin bunu sorması gerekiyor. Türkiye'de bir tane tüp bebek merkezi vardı, şimdi ise kasabalarda bile var. Yeni doğan çocuğunuzu siz görmeden bir yerle götürüp sekiz on tane aşı vuruyorlar. Nedir bu aşı diye neden sormuyoruz? Dikkat edin uzun yaşayan insanların çoğu doktor yüzü görmemiş insanlar. Bunları örnek alın. Yediğimiz yemek, aldığımız ilaç, şekerlemeler, pastalar, beyaz unlu mamuller, raftaki yiyecek ve içeceklerin tamamında kimyasal maddeler mevcut. Kendimize gelelim, bilgi tüketen bir millet yerine bilgi üreten bir millet olalım. Kalıplaşmış bilgileri önümüze ısıtıp ısıtıp koyuyorlar. Hayatımızı elimizden almadan biz üretelim. Ne kadar erken önlem alırsak neslimizin tükenmesinin önüne bir nebzede olsa geçebiliriz."

Konferansın ardından Malatya Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Nalçacı, Gazeteci-Yazar Kemal Özer'e kayısı kristali, Özel Malatya Kır Çiçekleri Anaokulu Müdürü Müslüme Kürün ise kayısı hediye etti.

Programın sonunda, Kemal Özer okuyucuları için kitaplarını imzaladı. - MALATYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title