Tema Vakfı'ndan Kömürlü Santral Tepkisi
TEMA Vakfı, gıda güvencesine ve tarımsal üretime vereceği zararlara dikkat çekmek üzere Türkiye çapında “Kömür Üzer” sloganıyla bir kampanya başlattı.
TEMA Vakfı, gıda güvencesine ve tarımsal üretime vereceği zararlara dikkat çekmek üzere Türkiye çapında "Kömür Üzer" sloganıyla bir kampanya başlattı. Kampanya boyunca TEMA gönüllülerinin katılımıyla düzenlenen etkinliklerle, tarım alanlarındaki kömür yatırımlarına izin verilmemesi için çağrılar yapılıyor.
Ankara'nın Nallıhan ilçesinde, Çayırhan B adıyla Nallıhan Kuş Cenneti'nin yanı başında yeni bir kömürlü santral projesi planlanıyor. TEMA Vakfı Ankara Temsilciliği de çok sayıda gönüllüsü ile iklim ve enerji uzmanı Önder Algedik ve Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Mustafa Bektaş'ın rehberliğinde santralin etkileyeceği alanlara inceleme gezisi düzenledi. 1994 yılında koruma altına alınan Türkiye'nin önemli kuş türlerine ev sahipliği yapan Nallıhan Kuş Cenneti, mevcut santralin etkileri, bölgenin tarım, turizm potansiyelleri gezi süresince tartışıldı. TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, "Ülkenin kömür odaklı enerji politikaları verimli tarım toprakları, su varlıkları ve sulak alanlarımıza, temiz hava hakkımıza yönelik ciddi riskler oluşturmaktadır" dedi.
"En az 740 hektarlık alan yok olacak"
Mevcut ÇED Raporuna göre termik santral alanı ve kül deposunun 740,3 hektarlık bir alanı kapladığını, bu alanın yüzde 65'inin verimli tarım alanı olduğunu ifade eden Özer, kömür santralinin oluşturacağı sakıncaları şöyle sıraladı:
"İç Anadolu'nun batısında önemli meyve sebze üretiminin yapıldığı bölge de tarım ve toprak ciddi bir şekilde etkilenecek. Sadece yatırım alanı değil, santral yılda 1 milyon ton kül üretecek külün savrulmasıyla çok daha geniş alanda toprak, su ve bütün canlılar etkilenecek. Kömürün güvenli şekilde çıkartılması için sahanın susuzlaştırılması gerekir, aksi takdirde maden sahasını su basar. Sahanın susuzlaştırılması, o sahada var olan tüm suyun çekilip başka bir yere boşaltılması anlamına gelir ki, var olan su döngüsü bozulur, suyun sahadan uzaklaştırılmasıyla sulu tarım yapma imkanı kalmaz. Kömür çıkarılırken, kömürün su ve hava ile teması asit oluşturur. Asidik hale gelen su, ulaştığı diğer su kaynaklarını da kirletir. Su insanlar ve tarım için kullanılması olanaksız hale gelir."
Termik santrallerin, sistemlerini soğutmak için büyük miktarda suya ihtiyaç duyduğunu dile getiren Özer, "Deniz kenarındaki santraller bu suyu denizden temin eder. Nallıhan gibi iç kesimlerdeki santraller su ihtiyaçlarını yer altı suyundan, çevredeki göl ve derelerden karşılar, çiftçinin kuşların sularına ortak olurlar. Termik santrallerden çıkan kül, meyve, sebzeleri kaplar, zehirler, kurutur. Termik santrallerden çıkan hava kirliliği asit yağmurlarına neden olur. Toprağın sağlığını bozar, üretimi de verimi de azaltır. Nallıhan önemlidir; ciddi tarımsal üretim gerçekleştirir, Türkiye'nin en çok anıt ağacının olduğu yerdir, 200'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapar, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'ndan gelen kuş göç yolu üzerindedir, ilkbahar ve sonbaharda göç eden kuşların beslenmeleri, dinlenmeleri, barınmaları ve bazı türlerin de üremeleri için uğrak yeridir. İç Anadolu'nun en önemli sulak alanıdır. Jeolojik yapısı ile açık laboratuar niteliği sunan saha, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahve ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da üstün bir peyzaj güzelliğine sahiptir" değerlendirmesinde bulundu. - ANKARA