Taksim Gezi Parkı'ndaki Olaylar
DÜ Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Şeyhanlıoğlu."Masumane bir eylemi, kendi ideolojik çıkarı doğrultusunda kullanan bilinçli bir azınlık var".
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto için yapılan gösterilere ilişkin, "Olaylar, bu süreci ilk başlatanların kontrölünden çıkıp, marjinal sol grupların kontrolü altına girdi" dedi.
Şeyhanlıoğlu AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediyenin trafiği yer altına alma çalışmaları kapsamında Taksim Gezi Parkı'nda 13 ağacın yerinin değiştirilmesinin normal bir çalışma olduğunu, her belediyenin bu tür faaliyetlerde bulunduğunu söyledi. İlk başta masumane olarak başlayan gösterilere polisin müdahalede bulunduğunu bildiren Şeyhanlıoğlu, ardından geçen süre içerisinde olayların farklı boyut kazandığını kaydetti.
Benzer durumun 1997 yılında 28 Şubat sürecinde gerçekleştirilen "Aydınlık için 1 dakika karanlık" eyleminde de görüldüğünü ifade eden Şeyhanlıoğlu, o dönem Susurluk kazasından sonra karanlık ilişkilerin aydınlanması istemiyle ortaya çıkan hareketin bir süre sonra Erbakan'ı iktidardan düşürme sürecine dönüştüğünü hatırlattı.
"Bu, masumane ağaç kesmeye gösterilen bir tepki değildir" diyen Şeyhanlıoğlu, şöyle konuştu:
"Bu, batı dünyası tarafından destekleniyor. Dünyanın her ülkesinde iktidarlar alkol düzenlemesiyle ilgili kararlar alıyor. Rusya'da ve ABD'de bunları görebilirsiniz. 18 yaşından küçüklere alkol satamazsınız, açık yerlerde içemezsiniz. Ama bunu AK Parti iktadarı yapınca 'şeriat getiriliyor' deniyor. Basit bir ahlaki düzenlemeye 'laiklik elden gidiyor, Türkiye batının limanından ayrılıyor ve Türkiye tekrar Osmanlı mı oluyor?' gibi birtakım tepkilerin olduğunu görüyoruz. Şu anda CHP'nin, marjinal sol gruplar ile bu süreci desteklediğini görüyoruz. Bu normal masumane ağaç kesmeye gösterilen bir tepki değildir. Olaylar, bu süreci ilk başlatanların kontrolünden çıkıp marjinal sol grupların kontrolü altına girdi. Bugüne kadar 2 milyondan fazla ağaç dikilmiş, kesilen yok gibi bu açıdan anlamlıdır."
- "Organize şekilde yürütülüyor"
Türkiye'nin ne zaman kendi ayakları üzerinde dik durmaya başlasa yabancıların, yurt içindeki bazı kesimleri harekete geçirdiğini vurgulayan Şeyhanlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörist bir eylem olarak görülecek, polise ve belediye aracına saldırıyı batı basını görmüyor, 'Polisin sert müdahalesi' diyor. Oysa ABD'de polise yan bile baksanız başınıza neler neler gelir. Orada polise 2 taş bile atamazsınız, size kurşun sıkma hakkına bile sahiptir. Belediye araçlarını tahriplerini izlerken içlerinde son derece kin ve nefret biriktiğini görüyorum. Metroda engelli asansörün düğmesini kıran bir insanın zihniyetini sorgulamak lazım. Bu bir tepki değil, birikmiş kin ve öfkedir. Türkiye'nin kendi doğal akışına kavuşma sürecine tepki olarak organize şekilde yürütülüyor.
CHP, bunları destekliyor, Kemal Kılıçdaroğlu'nun orada bulunması bunu gösteriyor. CHP bunları harekete geçirip iktara gelmeye çalışıyor. Bu politikanın 21'nci yüzyılda başarılı olma şansı yoktur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, çözüm sürecinde kaybetmiş olduğu basiretini tekrar geri aldığını görüyoruz. Süreci '3-5 ağaç olayı değil, bu farklı bir şey' diyerek yorumladı."
"Sosyal medyada yalan yükleme var"
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, bu süreçte sosyal medyanın yoğun olarak kullanıldığını anımsatarak, "Sosyal medya, anlık olarak herkesin bilgi verdiği bir alandır. Ama yalan yüklemeler var. Sosyal medyada İtalyan polisin köpeğe sıktığı biber gazını Türk polisi sıktı gibi gösterildi. Gösterilerde hayatını kaybedenlerin olduğu yer aldı. Ancak daha sonra bunların doğru olmadığı görüldü" dedi. - Diyarbakır