Suriye'de Kaybolan Türk Gazeteciler
"Türkiye, bu meselede muhalefeti ve iktidarıyla tek ses olmayı başarabilmiştir."
Sultan Çoğalan - Milat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Adakoğlu, Gerçek Hayat Dergisi Orta Doğu Temsilcisi ve Milat Gazetesi yazarı Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun'un kaybolmasına ilişkin,
"Türkiye, bu meselede muhalefeti ve iktidarıyla tek ses olmayı başarabilmiştir. Türkiye, vatandaşlarına sahip çıkma noktasında iyi bir sınav vermiştir" dedi.
Suriye'ye belgesel çekimi için giden gazeteci Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun'un kaybolduktan 56 gün sonra İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım ile yaptıkları görüşmeye ilişkin görüntüler hakkında AA muhabirine açıklama yapan Adakoğlu, 5 Mayıs Cumartesi gününden bu yana yaşanan sürecin sevindirici olduğunu belirtti.
Arkadaşlarından 10 Mart'tan bu yana haber alamadıklarını dile getiren Adakoğlu, 15 Mart'tan bu yana da Özköse ve Coşkun'un, Suriye yönetiminin elinde olduklarını bildiklerini ve her fırsatta sağ oldukları yönünde açıklama yaptıklarını ifade etti.
Adakoğlu, "Bizim bilgi kaynaklarımızın doğruluğu, 5 Mayıs Cumartesi gününden bu yana kadar geçen süreçte yaşananlarla bir kez daha ortaya çıktı. Bu meselenin bir boyutu. Diğer boyutu ise, arkadaşlarımızın aileleri ve çalışma arkadaşlarının, Özköse ve Coşkun'un sağ salim döneceği günü ümitle beklemeleri. Tedirginliğimiz yerini tamamen ümide bıraktı. Birkaç gün içinde İnşallah olumlu bir sonuç alınır" diye konuştu.
Arkadaşlarının dönüş tarihlerinin kesinleşmediğini belirten Adakoğlu, arkadaşlarıyla direk bir iletişim kanalı kuramadıklarını söyledi. Adakoğlu, ailelerinin, Özköse ve Coşkunla görüştüğünü kendilerinin de arkadaşlarının aileleriyle sürekli irtibat halinde olduklarını anlattı.
Adakoğlu, Özköse ve Coşkun'un 5 Mayıs Cumartesi günü aileleriyle yaptıkları telefon görüşmesiyle ilgili ailelerinden aldıkları bilgiye göre, telefon görüşmesinin çok kısa sürdüğünü ifade ederek, "Görüşme 1 dakika bile değil. 'Dua edin, inşallah yakında geleceğiz. Şu anda Şam'dayız. Suriye'de muhaberatın elindeyiz. Sağlık durumumuz iyi' demişler" dedi.
10 Mart-5 Mayıs tarihleri arasında arkadaşlarının hiç kimse ile irtibat kuramadığını dile getiren Adakoğlu, kesin bir dönüş tarihinin belli olmadığını söyledi.
Adakoğlu, "Zannımca bu hafta bitmeden tüm işler netleşir diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.
-Türkiye iyi bir sınav verdi-
Adakoğlu, arkadaşlarının kaybolduğu 10 Mart tarihinden bu yana resmi olarak tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte açıklamalar yaptıklarını, Dışişleri Bakanlığı'na başvurduklarını, Suriye Büyükelçiliği, Rusya ve İran üzerinden girişimlerde bulunduklarını hatırlattı.
Çeşitli basın kuruluşlarıyla bir araya gelerek destek aldıklarını, muhalefet partileriyle bir araya geldiklerini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra MHP, BDP ve parlamento dışındaki partilerle de görüştüklerini anlatan Adakoğlu, "Türkiye bu meselede, muhalefeti ve iktidarıyla tek ses olmayı başarabilmiştir, Bu da sevindirici bir konu. Nihayetinde iki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından bahsediyoruz, Bu vatandaşlar hem iktidarın hem de muhalefetin vatandaşı. Türkiye, vatandaşlarına sahip çıkma noktasında iyi bir sınav vermiştir. Bu bizim için olumlu bir durum" diye konuştu.
Adakoğlu, "Gazetecilerin bulunması sürecinde Türkiye nezdinde yeterli ölçüde çaba gösterilmediğine dair eleştiriler vardı. Buna katılıyor musunuz-" soru üzerine şunları söyledi:
"Ben sahiplenmediği noktasına katılmıyorum, iyi niyet konusunda da en ufak bir şüphem yok. Ancak Suriye ile ilişkiler kopma noktasına geldiği için resmi olarak zaten çok fazla bir şey yapılabilme ihtimali yoktu ama İran ve Rusya üzerinden Dışişleri Bakanlığı elinden gelen mücadeleyi gösterdi. Arkadaşlarımızın kaybolduğunun ikinci gününde gelmelerini beklerdik ama biz kim başarılı kim başarısız kavgasını tutmak yerine, arkadaşlarımıza kavuşacağımız günü bekliyoruz. Çalışma arkadaşları olarak tedirgin bir şekilde bekliyoruz ama ailelerinin iki aydır yaşadığı dramı kelimelerle izah etmek mümkün değil. Adem Özköse'nin 3 küçük çocuğu var. Hamit gencecik biri. Aileler ciddi anlamda perişandı. Bu perişanlık yerini mutluluğa bıraktı. Asıl sevinme hakkı ailelerin. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ailelerin mutlu olması bizi de sevindiriyor."
- İSTANBUL