Soma'daki Maden Faciası Davası

Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı davada, tutuksuz sanıkların çapraz sorgusu sürüyor.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 17'nci oturumunda, tutuksuz sanıklardan vardiya amiri Halil Sarı, üretim artışından kaynaklı prim almadığını, üretim kotası konmadığını, üretim artışı için baskı yapmadığını, resmi tatillerde çoğunlukla üretimin yapılmadığını, yıllık 1,5 milyon tonluk üretim hedefinden mahkeme aşamasında haberdar olduğunu savundu..

Vardiya mühendisi Saltuk Alp Demir de ocakta ölümlerin çoğunun gerçekleştiği S panosunda 3 ay çalıştığını belirterek, olumsuz bir durumda yer üstüyle bağlantısı bulunan 340 ana nefeslik doğrultusundaki kaçamağa gidebileceklerini kimsenin söylemediğini ancak amirlerin çalışanlarını buraya yönlendirecek kapasitede olduğunu söyledi.

Vardiya mühendisi Fahri Pançar, kaçamağa ulaşabilen 5 kişinin kurtarıldığını anımsatarak, "S panosundan kurtulamayanları, kaçamağa en yakın 300-400 metre uzakta bulduk. Kaçamağa ulaşabilseydiler, onlar da kurtulurdu" dedi.

Vardiya mühendisi Ömer Değirmenci, avukatı olmadığını ve talep de etmediğini dile getirerek, kazanın oluş nedeninin bulunmasına yardım etmek amacıyla uygun olduğunu düşündüğü için ocakta çalışmayı sürdürdüğünü ifade etti. Ocakta olayın çözülmesiyle ilgili çalışıldığını, kazanın metan gazından meydana geldiğini düşünmediğini aktaran Değirmenci, üretim zorlaması bulunmadığını ileri sürdü.

Üretim mühendisi Mehmet Avcı, ocakta çalıştığını belirterek, ocağa kontrol amaçlı indiklerini ancak kapalı olduğu için olay yerinde kimsenin işlem yapamayacağını öne sürdü.

Vardiya mühendisi Hüseyin Ergin, olay öncesi ocakta tam mekanize ayakta çalıştığını, 1,5 yıllık çalışma süresince olay yerini hiç görmediğini kaydetti.

Vardiya mühendisi Hilmi Karakoç, aynı zamanda daimi nezaretçi görevi bulunduğunu ancak bu görevin güvenlikle ilgili sorumluluğunun kendisine bildirilmediğini söyledi.

Maden mühendisi Mehmet Erez ise hazırlık işlerinde vardiya amirinin emrinde çalıştığını belirterek, ayrıca yürüttüğü daimi nezaretçilikle ilgili görevlerini olaydan sonra okuduğunu dile getirdi. Bu göreviyle ilgili sorumluluklarından haberdar olmadığını ileri süren Erez, "İşim gereği zaten işçilerin güvenli şekilde çalışmalarını sağlıyordum" ifadesini kullandı.

Vardiya mühendisi Caner Uysal, acil eylem planından haberdar olduğuna değinerek ocakta genel tatbikat yapılmadığını ifade etti.

"Uzun soru" tartışması, devam etti

Bu arada, sanık avukatlarının sorularını uzun tutmasıyla ilgili tartışma, bugün de devam etti.

Müşteki avukatlarının, tutuklu sanıklardan işletme müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit'in sorgu sırasında, sanığı "olayın sabotajdan kaynaklandığı yönünde ifade vermeye yönlendirdiğini" iddia etmesiyle avukatlar arasında tartışma çıktı.

Salondakilerin de tepki gösterdiği süreçte avukat Koçyiğit, salondakilerden geldiğini iddia ettiği hakaret, tehdit ve bedduaların adil savunma hakkını engellediğini öne sürerek, mahkeme heyetinden bu durumun engellenmesi amacıyla salondakilerin kamera ve ses kayıtlarının alınması talebinde bulundu.

Müşteki avukatı Selçuk Kozağaçlı da bu talebe "Aileleri tahrik etmeye çalışıyorsunuz. Kazadan kurtulan işçiler, buraya gelecek" sözleriyle tepki gösterdi.

Taraflar, mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın ikazları sonucu sakinleşti.

Sanıkların sorgusu sırasında salondan zaman zaman "Yalan söyleme, vicdanının sözünü dinle", "Katiller" sesleri yükseldi.

Olaydan kurtulan yaklaşık 30 mağdurla mahkeme heyetince belirlenen önemli tanıkların, bugünden itibaren dinlenmesi planlayan mahkeme heyeti, sanık ve müşteki avukatlarına sorularını kısa tutmaları çağrısında bulunmuştu.

Mağdurlar ile tanıkların yarından itibaren dinlenmesine başlanması bekleniyor.

Duruşmaya, öğle arası verildi.

Milletvekili Tekin, gözleri dolarak açıklama yaptı

Duruşmayı CHP milletvekilleri Tur Yıldız Biçer, Hayati Tekin, Ali Haydar Hakverdi, Utku Çakır Özel ile HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu da izledi.

Verilen ara üzerine gazetecilere açıklama yapan CHP Samsun Milletvekili Hayati Tekin, duruşmaya ilk kez katıldığını ve bu vesileyle madencilerin aileleri ile görüştüğünü kaydetti.

"Madenci şehitlerinin anneleri, babaları, eşleri ve çocukları ile görüşünce olayın daha vahim olduğunu, ne ekonomik ne şirket ne de devlet olarak sahip çıkılmadığını gördüm" diyen ve duygulu anlar yaşayan Tekin, şunları söyledi:

"Bir Müslüman Türk milleti olarak bundan utanç duydum. Bu kadar göz yumulması bana çok tuhaf geldi. Keşke şu anda huzurunuza bu halde çıkmasaydım. Bu acıyı bu kadar, içinde hissederek huzurunuza çıkmak istemezdim ama lütfen bu sese kulak verin. Daha fazla konuşamayacağım."