Soma'daki Maden Faciası Davası

Soma'daki maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 15'inci duruşması tamamlandı.

Duruşmaya, öğle arasının ardından "çapraz sorgu" olarak bilinen sanıklara doğrudan soru yöneltilmesi aşamasıyla devam edildi.

Tutuksuz sanıklardan emniyet vardiya mühendisi Erdem Canbaz, kazadan 9 ay önce tüm işçilere verilen eğitimleri alarak işe başladığını, bunun dışında eğitim verilmediğini söyledi. Olayın ardından askere gittiğini, askerlik görevini tamamladıktan sonra aynı ocakta göreve başladığını belirten Canbaz, el sensörlerinin sıcaklık ölçümü yaptığını olayın ardından hazırlanan TÜBİTAK raporlarını okuyunca öğrendiğini, ancak ortam sıcaklığı uygun olmasa kendisinin de ocakta çalışamayacağını ifade etti.

Canbaz, işe girdiğinde verilen gaz maskesinin bakımının, çalıştığı sürede yapılmadığını dile getirdi.

Maden teknikeri Soner Günay da is¸ sagˆlıgˆı ve gu¨venligˆi biriminde, vardiya amirinin görevlendirdiği panolarda çalıştığını anlattı. Hala ocakta çalışmaya devam ettiğine değinen Günay, kazadan önce olay yerinden son geçtiğinde herhangi bir anormallik tespit etmediğini aktardı.

Gaz izleme personeli Ozan Sezer de 2006'dan bu yana aynı ocakta çalıştığını belirterek, "Karbonmonoksitin 50 PPM'yi geçmesinin yasal sınır olduğunu ve bu sınır geçilince durumun kontrol edilmesi gerektiği dışında bir şey öğretmediler, herhangi eğitim almadım" diye konuştu.

Aynı görevde bulunan Batuhan Ünlüyol da Ozan Sezer ile aynı doğrultuda ifade verdi.

İs¸ gu¨venligˆinden sorumlu vardiya mu¨hendisi Ergün Yılmaz da seyyar sensörlerin ısı ölçümü yaptığını bilmediğini kaydetti.

Kurtarma çalışmalarında kullanılan megafon sayısının, ocağın önceki işleticisi Park Teknik zamanında daha fazla olduğunu ileri süren Yılmaz, maden içinde basınç ölçümü yapan cihaz da bulunmadığını söyledi.

Emniyet vardiya mühendisi Harun Güneş de olaydan iki gün önce 470 numaralı sensörün 12 saatin üzerinde 50 PPM'nin üzerinde karbonmonoksit değeri ölçmesiyle ilgili soruya, "O gün başka panoda çalışıyordum. Orada çalışan arkadaşım bir sıkıntı olduğunu söyledi ama nedenini söylemedi" yanıtını verdi.

Sanıklara, sorguları sırasında salondan zaman zaman "Bir dönseniz de salondakilere özür dileseniz", "Yalanlarınızı dinlemekten bıktık", "Katiller" gibi tepkiler geldi.

"Bu 301 kişi niye öldü?"

Bu arada, Harun Güneş'in sorgusu öncesi verilen 15 dakikalık aranın ardından mahkeme başkanı Aytaç Ballı, duruşmayı başlatmadan, olaydan kurtulan yaklaşık 30 mağdurla mahkeme heyetince belirlenen önemli tanıkların, çarşambadan itibaren dinlenmesinin planlandığını hatırlatarak, sanık ve müşteki avukatlarına, sorularını kısa tutmaları çağrısında bulundu.

Tutuklu sanıklardan işletme müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit, bu çağrıya, sorularının uzun olmaya devam edeceği yanıtını verdi.

Harun Güneş'e sanık avukatlarının sorularını yöneltmesinin ardından söz alan müşteki avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, şöyle konuştu:

"Madem her şey yolundaydı, patron tutuklu sanıkların bile maaşını ödemeye devam ediyor, hiç bir eksiklik yoktu, herkes verilen görevi kusursuz yerine getiriyordu, bu 301 kişi niye öldü? Anladığım, bu saatten sonra cevap vermeye de niyetleri yok. Yeni bir şey söylemek isteyen olursa buradayız. (Buraya işçi gelmesin, çarşamba gününü atlatalım, müvekkilimiz işçiye dayanamaz) diyorsanız, biz buna alet olmayacağız. Sanıklara soru sormayacağım. Ama bilin ki ecelden kaçış yok."

Kozağaçlı ve bazı müşteki avukatları, bu açıklamanın ardından salondan ayrıldı.

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı da tutuksuz 38 sanıktan 9'unun çapraz sorgusunun tamamlandığı duruşmaya, yarına kadar ara verdi.

Davada, 8'i tutuklu 46 sanık yargılanıyor.