Soma'daki Maden Faciası Davası
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınması tamamlandı.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınması tamamlandı.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve 13 Nisan Pazartesi günü görülmeye başlanılan davanın altıncı celsesinde, tutuklu sanıklar Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Mühendis Ertan Ersoy, Teknik Müdür İsmail Adalı, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve Mehmet Ali Günay Çelik, tutuksuz 37 sanıktan 28'i ile mağdur aileleri ve tarafların avukatları katıldı.
Tutuksuz sanıklardan üretim amiri Fahri Pançar savunmasında, ocakta üretim zorlaması olmadığını ifade ederek, "Hiç sensör taşımadım. İş güvenliği uzmanları, sıkıntı olursa haber verirdi. Her dinamit atıldığında başında emniyetçi olmazdı. Hava temizlendiği hissedilince işe devam ederdik" diye konuştu.
Üretim vardiya mühendisi Hilmi Karakoç da mekanize ayak panosunda görevli olduğunu belirterek, kömür yangınlarının, daha çok klasik ayaklarda meydana geldiğini ancak iş güvenliği sorumlularının, hemen duruma müdahale edip üretimi bu bölgede durdurduğunu aktardı.
-"Bilirkişi su birikintisinden geçememiş" iddiası
Emniyet teknikeri Serhat Dinç de klasik ayaklarda daha çok dinamit patlatıldığını ancak kendisinin de aralarında bulunduğu emniyetçilerin, bunlara ölçüm yapmak için yetişemedikleri zamanlar olduğunu dile getirdi.
Kazadan 4 gün sonra, aldığı talimat doğrultusunda olayın çıkış noktası U3 bölgesinden, çöküntüler nedeniyle yaklaşık 50 metre tek başına emekleyip geçerek havalandırma kapılarını anlatan Dinç, mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın aynı zamanda bilirkişilerin söz konusu bölgeye giremediğini hatırlatması üzerine, "Bilirkişiler, su birikintisinden geçememişler diye duydum" ifadesini kullandı.
-"Olaydan sonra bayağı hafıza kaybım var"
Maden teknikeri Mehmet Uçkun da en çok dinamit atılan bölge olmasına rağmen ocaktaki klasik ayaklarda emniyetçi sayısının yetersiz geldiğini yineledi.
Sorumluluk bölgesinde uzun süreli karbonmonoksit değer aşımlarıyla ilgili soruya Uçkun, "Olaydan sonra bayağı hafıza kaybım var. Dinamit atımından dolayı 1-2 saatliğine işi durdurduğum olmuştur ancak günlerini hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
Üretim teknikeri Saltuk Alpdemir de emniyetçilerin yetişemediği durumlar yaşanabilmesine karşın dinamitlerin patlatılmasından sorumlu topçuların, emniyetlerini kendileri alabilecek nitelikte olduğunu ileri sürdü.
Vardiya teknikeri Uğur Karabulut da diğer sanıkların ifadesi doğrultusunda madende acil durum tatbikatı yapılmadığına değinerek, olayın yaşandığı gün izinli olduğunu, cenaze çıkartılmasında görev aldığını kaydetti.
-"Doğruyu söyle, vicdanın var mı ?"
Madenci yakınları, ocakta hiçbir eksikliğin ve riskin olmadığını savunan, kurtulanlardan bazılarının amirlerine "gıcık olduğu" için yalan ifade verdiğini iddia eden, bilirkişi raporunu kabul etmediğini dile getiren tutuksuz sanıklardan vardiya teknikeri Serdar Günay'ın savunmasına ise yoğun tepki gösterdi.
Salondakiler, Günay'a yönelik, "Doğruyu söyle, vicdanın var mı? Bizimkiler mezarda. Bizimkiler birinci gruptaydı, siz de ikinci grupsunuz, sıra sizde. Bakalım o zaman ne yapacaksınız?" ifadelerini kullandı.
Serdar Günay'ın, 2009'da işe girenlerin de aralarında bulunduğu tutuksuz sanıkların gaz maskelerinin bakımının sadece bir kez yapıldığı yönünde ifade vermesinin aksine, bakımların düzenli ve en son ocak ayında yapıldığını söylemesi de tepki gördü.
Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın, 5 Mayıs'taki 12 saati aşkın karbonmonoksit değer aşımıyla ilgili sorusuna Günay, "Panonun bulunduğu yerde, havalandırmayla ilgili problem vardı. Bunu bildirdim. Buraya yakın yerlerde değerler yüksek çıkmadığını söyleyince biraz daha üretime devam etmemiz söylendi" yanıtını verdi.
Mahkeme başkanı Ballı, 3 tutuksuz sanığın da askerlik görevini yerine getirdiğini belirterek, bunlardan alınanlarla, 8'i tutuklu 45 sanığın savunmasının tamamlandığını kaydetti.
Ballı, duruşmaya öğle arası verdi.
-Açıklamalar
Faciada ölen Kader Yıldırım'ın annesi Esma Kaya, gazetecilere, duruşmaları takip etmek için Soma'dan, oğlunun mesai arkadaşları ve birkaç gönüllü hayırsever tarafından getirildiğini söyledi.
Hiçbir geliri bulunmadığına dikkati çeken Kaya, "Kaymakamlığın verdiği iki ayda bir 300 lira var, bütün gelirim bu. Bir su bile içmeden eve geri dönüyorum. Akşamki yediğimle, sabah arabaya biniyorum, tekrar akşam kızımın hazırladığı yemekten yiyorum" dedi.
Ölen Hakan Uçkun'un eşi Sibel Uçkun ise çocuğunun, 8 aylıkken babasını kaybettiğine değinerek, adaletin bir an önce yerini bulmasını istediklerini vurguladı.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de ailelerin ulaşım ve yemek sorunları bulunduğunu dile getirerek, her gün bir belediyeden ailelerin taşınması için araç ayarlamaya, araç kiralamak için para toplamaya çalıştıklarını kaydetti.
-Sanıklar hakkında istenilen cezalar
Davada, tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanık ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.