Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan: Seçimleri 18 Haziran Sonrasına Ertelemek Anayasa İhlali Olur
Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, deprem nedeniyle seçimlerin ertelenmesinin anayasal olarak mümkün olmadığını belirterek, oy kaygısıyla hareket edilmemesi gerektiğini söyledi. Ayhan, “Burada bir öfke var. Bu öfkeyle sandığa giden seçmenin göstereceği refleks ile ilgili hükümet bir endişe yaşıyor olabilir. Ama bundan bir yıl sonrasını düşünün; o insanlara yeni evler yapıldığını, yeni evlere taşındıklarını, yeni eşyalar, yeni bir yaşam kurduklarını. O an içinde bulundukları psikolojiyle seçimde gösterecekleri refleks farklı olabilir. Eğer bir siyasi bu iki refleks arasındaki farkı göz önünde bulundurarak kendi siyasi geleceği için bir şeyler yapıyorsa bu, kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
MUSTAFA USTA
Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, deprem nedeniyle seçimlerin ertelenmesinin anayasal olarak mümkün olmadığını belirterek, oy kaygısıyla hareket edilmemesi gerektiğini söyledi. Ayhan, "Burada bir öfke var. Bu öfkeyle sandığa giden seçmenin göstereceği refleks ile ilgili hükümet bir endişe yaşıyor olabilir. Ama bundan bir yıl sonrasını düşünün; o insanlara yeni evler yapıldığını, yeni evlere taşındıklarını, yeni eşyalar, yeni bir yaşam kurduklarını. O an içinde bulundukları psikolojiyle seçimde gösterecekleri refleks farklı olabilir. Eğer bir siyasi bu iki refleks arasındaki farkı göz önünde bulundurarak kendi siyasi geleceği için bir şeyler yapıyorsa bu, kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
Barış Ayhan, seçimlerin ertelenmesi tartışmalarıyla ilgili ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Ayhan, Anayasa'ya göre seçimlerin sadece savaş halinde ertelenebileceğini belirterek şunları söyledi:
"Şu anki ortamda ' seçim ne zaman olacak, nasıl olacak' gibi birtakım ifadeler kullanmak gerçekten hoş değil. Bunlar nahoş ifade olur. Fakat insanlar da bunları merak ediyorlar, zaman zaman bize de soruyorlar, 'Seçimler ertelenebilir mi' diye. Bununla ilgili bakılacak olan kılavuz, Anayasa'mızdır. Anayasa'mızda hangi durumlarda seçimlerin ertelenebileceği, hangi durumlarda seçimin ertelenmeyeceği açık bir şekilde ifade edilmiş bir durumda. Anayasa'mız 'Sadece savaş halinde seçim iptal edilebilir' diyor. Onun için hükümet, şu anda üzerine düşen sorumluluğu, görevi yerine getirmelidir.
"SEÇİMLERİN 18 HAZİRAN SONRASINA ERTELENMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Acilen deprem bölgesindeki yaraları sarmalı. Zaten devletin yapması gereken işlerin birçoğunu da milletimiz, hiçbir siyasi görüş farklılığı ortaya koymadan bir ucundan tutmuş vaziyette yaptı ve yapıyor. Anayasa'mıza bakıyoruz, seçimlerin sadece savaş halinde ertelenebileceğini söylüyor. O zaman seçimlerin ertelenmesi hukuki olarak mümkün görünmüyor. Son tarih 18 Haziran ama biliyorsunuz daha önceden ifade edilen, resmi olmayan, ama 14 Mayıs'ta seçimlerin olmayacağına dair birtakım konuşmalar görüşmeler olmuştu. Bu yönde hazırlıklar olmuştu siyasilerde. Belki 14 Mayıs erken bir tarih olabilir ama sanıyorum ki seçimlerin Anayasa'nın amir hükmüne göre 18 Haziran'dan sonra olması da çok mümkün görünmüyor. Tabii 18 Haziran'dan sonrasına ertelenmesi bir anayasa ihlali olur. Anayasa'nın buradaki hükmü ne ise buna uygun bir şekilde olabilecek en uzak mesafede belki hükümete, devlete ve milletimize zaman tanınacak şekilde olmalı."
"SEÇİM DE BİR ZORUNLULUKTUR"
Bunun yanında şu da olmalı; belki bizim Avrupa'da ve Amerika'da görmek istediğimiz seçim propaganda dönemlerine benzer propagandaları biz de Türkiye'de yaşayabiliriz. Amerika'da örneklerini gördüğümüz gibi gayet mütevazı adayların sadece kendilerini tanıttıkları küçük toplantılar yaptıkları; o şaşaadan, o mübalağadan uzak bir seçim dönemi de belki bizim bundan sonraki seçim dönemlerimize bir önayak olur. Bu şekilde yapabiliriz. Seçim dediğiniz şey, evet bir deprem oldu, yaralar sarılacak elbet ama bir şenlik değildir deprem, bir düğün değildir. Seçim de bir zorunluluktur. Yapılması gerektiği takdirde yapılmalıdır. Ama seçime giderken siyasi partilerin özen göstermesi gereken şeyler; bugün yaşadıklarımızı, o beton altında hala birçoğunu çıkartamadığımız binlerce vatandaşımızın cansız bedenlerini unutmadan seçim propaganda süreçlerini ona göre yapmalarıdır.
"BEN İNSANLARIN İHTİYAÇLARINI KARŞILARIM, OYUM ARTAR HESABIYLA SEÇİM ERTELEMEYİ DÜŞÜNMEK VİCDANA SIĞMAZ"
Şu anda orada bir vaka var. İnsanlar canı ile uğraşıyorlar. Dediğim gibi, çok yakın dostlarının cansız bedenlerini enkazın altından çıkartmaya çalıştılar. Burada bir öfke var. Bu öfkenin nereye gideceğine dair az buçuk hepimizin kafasında bir fikir var. Bu öfkeyle sandığa giden seçmenin göstereceği refleks ile ilgili hükümet bir endişe yaşıyor olabilir. Ama bundan 1 yıl sonrasını düşünün; o insanlara yeni evler yapıldığını, yeni evlere taşındıklarını, yeni eşyalar, yeni bir yaşam kurduklarını. O an içinde bulundukları psikolojiyle seçimde gösterecekleri refleks farklı olabilir. Eğer bir siyasi bu iki refleks arasındaki farkı göz önünde bulundurarak kendi siyasi geleceği için bir şeyler yapıyorsa bu, kabul edilebilir bir şey değil. Bu, insanlıkla alakalı olan bir şey değil. Yani sizin seçimi ertelemekteki gayeniz 'ben bu vatandaşların ihtiyaçlarını karşılarım, onlara yeni evler, yeni mobilyalar alırım, benim de oyum artar' diye bir hesap içerisinde seçimi ertelemeyi düşünüyorsanız bunun insan vicdanıyla açıklanabilecek bir yanı yoktur. Böyle bakmamak lazım. Sandıklar kurulur, sessiz sedasız sandığa gideriz. Bunu yapmak da bizim için zor değil. Hep beraber, devletiyle milletiyle bunu hep beraber başarabiliriz."