Silifke'de "Çadıra Doğan Güneş" Paneli
Silifke'de Mara Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Yörük kültürünün yaşatılması amacıyla "Çadıra Doğan Güneş" adlı panel düzenledi.
Silifke'de Mara Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından Yörük kültürünün yaşatılması amacıyla "Çadıra Doğan Güneş" adlı panel düzenlendi.
Belediye Kültür Merkezinde düzenlenen panele panelist olarak Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Halis Oğuz, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden Prof.Dr.Ali Berat Alptekin, Mersin Üniversitesinden okutman Döndü Can, Program Yapımcısı Lütfi Kılınç, Araştırmacı yazar Celal Necati Üçyıldız, Sarıkeçili Yörükleri Dernek Başkanı Bayram Gök katıldı.
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden Prof. Dr.Ali Berat Alptekin'in "Yörük Kültürü Nasıldır?" araştırmasını sunmasıyla başladı.
Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk'ün Yörüklerle ilgili söylemiş olduğu sözle başlayan Prof. Dr. Ali Berat Alptekin şunları söyledi:
"Öncelikle panele başlamadan önce Ulu Önder Atatürk'ün bir sözüyle sizlere seslenmek istiyorum. Arkadaşlar! Gidip, Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu Dünya'da hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez' demiştir. Burada bir çok kişi bugün bu panele katıldı ve kültürlerini yaşatmak için buradalar. Dilerdim ki daha fazla kişi olsun ama inanıyorum ki burada olmayıp da kültürleri için uğraş veren birçok insanımız var. 500 yıllık bir kültür hazinemiz var. Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ü Lügat'it Türk eserini incelerseniz benliğimizle ilgili birçok bilgiye rastlarsınız. Orada yazan kelimeleri incelerseniz benliğimizin orada olduğunu fark edersiniz. Mesela bir kelime vardır 1071 de kullanılmış bir kelime "Azgan" şu anda da Yörükler tarafından kullanılmaktadır. Bu yüzden Divan-ü Lügat'it Türk'ü inceleyin bize geçmişin sırrını veren o eser çok mühimdir" dedi.
Diğer panelist olan Mersin Üniversitesi Türk Dili Bölümü Okutmanı Döndü Can ise Yörük kültürü ile ilgili şunları söyledi:
"Bugün burada olmaktan çok mutluyum. Burada bulunmamın büyük sebebi ben bir Yörük kızıyım. Güney Anadolu'da birçok Yörük alanını gezme fırsatı buldum aynı zamanda Suriye Yörükleriyle görüştüm. Yörüklerin en çok sevdiğim özelliği doğayı anlamış olmalarıdır. Bugünle geçmiş arasındaki insanların farkı doğadan uzaklaşıyor olmaları. Benim araştırmalarım ilk zamanki göç nasıldı şimdiki göç nasıl üzerine bir araştırma ve bunları size sunacağım. Yörüklerin kendilerine göre mevsimi vardır, mevsimlere göre hareket ederler ve yaşam şekilleri bununla alakalıdır. Yaşam şekillerini mevsim belirliyor diyebiliriz. Yörüklerin bana anlattığı şehirden yayalara göç. Şimdiye kadar hep yaylaya yapılan göçler anlatıldı bana bir şenlik havasında olduğu anlatıldı. Eskiden develerin süslenerek, genç kızların kadınların güzel elbiseler giyinerek sanki şenliğe gidiliyormuş gibi hazırlanmaları anlatıldı. Şimdi ise arabalarıyla gitseler de onların içindeki göç olgusu halen devam etmekte. Zaman değişti fakat göç olgusu o duygu değişmedi. Bu arada herkes sıcaklardan yaylalara göç edildiğini zannediyor. Oysaki hayvanlarının sıcaktan korunması için yaylalara göçülüyor."
Can, konuşmasının ardından 4 dakikalık bir Yörük belgeseli izleterek izleyicileri hem duygulandırdı hem maziye götürdü.
Diğer konuşmacıların da Yörük yaşamıyla ilgili bilgi vermesinin ardından panel sonucunda gelen misafirlere Erdemli Yörük Dili adlı kitapçık dağıtılarak panel son buldu. - MERSİN